Kimseye borcumuz yok, di mi oloom?

80 6 7
                                    

Deniz'in koluma vurmasıyla kafamı kaldırdım.

"Ne var be?!"

"Bağırma! Ders bitti ders!"

"İyi, n'apayım." dedim ve başımı tekrar sıraya gömdüm.

"Salak, ders bitti diyorum. Gidelim hadi."

"Of ya! Of! Neden herşey beni buluyor, neden bütün manyakları ben çekiyorum?!"

"Manyağın kralını biz çekiyoruz! Kalk hadi."

"Yine mi kalkmıyor?" diye seslendi Berke sınıf kapısından.

"Ne zaman kalktı ki?" Dedi Çınar. Kafamı kaldırmaya üşendiğimden göremiyordum. Adım seslerini duyabiliyordum. En sonunda kulağıma bağırmasıyla çığlık atarak kalktım.

"Öküzlerin efendisisin Çınar ya!" dedim sinirle ve çantamı alıp yürümeye başladım. "Şöhretim zedelendi senin yüzünden!"

"Şöhretini yesinler." dedi Kağan kahkahalarla.

"Yediler, bitirdiler işte! Dünyadaki en öküz üç adamı tavlamaya çalışırsan böyle olur işte! Ah ama ben bilmeliydim böyle olacağını ki! Salak kafam, salak!"

"İtiraf etti!" diye bağırdı dördü aynı anda.

Sinirle omuz silktim.

"Pislikler." dedim ve yürümeye başladım.

"Ay Çisil yapma ya!" dedi Deniz ve kolumdan tuttu.

"Oy Çosol yopmo yo." diye taklit ettim onu. "Bırak kolumu." dedim ve kaşlarımı çattım.

"Bak öperim seni!" diye tehdit etti Çınar beni.

"Ay sakın! Bir kere oldu zaten. Deterjanlı suyla yıkadım da geçmedi!"

"Öpünce öyle demiyorsun ama." dedi Kağan sırıtarak.

"Kağan!" diye bağırdık Deniz'le aynı anda.

"Bulaşmayın kıza." dedi Berke ve kolunu omzuma attı.

"Ha-ha! Gördünüz mü?! Arkamda kapı gibi desteğim var benim!"

"İyi!" dedi Deniz ve Kağan'ın koluna girdi.

"Hadi eve gidiyorum ben. Bugün cuma. Yarın okul yok. Ooh, şöyle bir güzel uyurum." dedim sırıtarak.

Güldüler.

"Uyuyamazsın çünkü bu akşam sendeyim." dedi Deniz sırıtarak.

"Sana kapıyı açmam." dedim kaşlarımı çatarak.

"Saksının altına bakarım." dedi gülerek.

"Gıcık."

Güldü.

"Hadi gidelim."

"Tamam." dedim ve çocuklara döndüm.

"Görüşürüz kapı gibi destek." dedim ve Berke'ye sarıldım.

Gülümsedi.

"Size de bye." dedim diğerlerine soğuk bir tavırla.

"Wow, soğuk rüzgarlar. Acı bize Çisil."

"Acıdım." dedim ve güldüm. Berke'nin kulağına -Normalde eğildim derler ama benim boyum 10 milimetre ve onunki 900 kilometre. Abartma yok. Cidden.- bir şey söylemek için parmak ucumda yükseldim.

"Teşekkür ederim kahramanım."

-Evet, sıra geldi kahraman hikayeseni anlatmaya. Ben her zamanki gibi çocuk tavlamaya çalışıyordum. (Not olsun, okulda bu huyumla bilinirim. Bütün erkekler bunu bilir ama kimin sıradaki kurban olacağını bilmezler. Çok havalı bnc .s) Bu işi gizli yaparım normalde ve bu sefer de öyleydi. Sırf Berke'yi iyi izleyebilmek için ağacın tepesine çıkmıştım. Bir anda nasıl olduysa dengemi kaybettim ve işte peri masalı kısmı : Berke ağacın altındaymış ve beni tuttu. Orada da tavlama kısmım bitti, çünkü beni öptü. Öpüştüğümüz anda tavlama kısmı bitmiştir. Şimdi böyle deyince yanlış anlamayın ben öyle önüne gelenle çıkan biri değilim. Bunu sırf eğlence için yapıyorum ve ilk öpüşmem de bu tavlama işinde olmadı. İlkini ilkokuldayken öküzün biri aldı. Berbat hikaye değil mi?-

Yeşil ŞortluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin