☂︎
Gözlerimin önüne gelen sarı saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Hava çok soğuktu ve benim gidebileceğim bir yer yoktu. Bundan sadece bir kaç ay öncesinde bana evsiz kalacağımı söyleselerdi, muhtemelen gülüp geçerdim.
Cebimde olan son parayı, elli lirayı sıkıca tuttum. Evden kovulmamın ardından koskoca iki gün geçmişti, dün geceyi bir parkta geçirmiştim, bir alkolik beni ellemeye çalışınca kıymetlisine sıkı bir tekme geçirip kaçmıştım ve iş bulamamıştım.
Hiç ışık yoktu.
Aşırı soğuk hava yetmezmiş gibi birde yağmur yağmaya başlamıştı. Montum ıslanırsa şafak vaktinde nasıl ısınırdım bilmiyordum.
Sokağın sonunda bir petrol istasyonu vardı. Çatının altında durursam ıslanmazdım.
Adımlarımı hızlandırıp istasyona girdiğimde kırmızı bir arabaya yaslanmış, sigara içen bir adam gördüm.
Tanrım! Saat gece üçtü ve istasyon çok ıssızdı. Dünki alkolikten sonra bir daha taciz edilme tehlikesi geçiremezdim. Arkamı dönüp koşmaya başlasam, daha o beni farketmeden kaçabilirdim.
Tam arkamı dönüyordum ki istasyonda onun sesi yankılandı.
"Sana zarar vermem, kaçmana gerek yok."
Doğruyu söylemek gerekirse şaşırmıştım, beni nasıl gördü anlamıyordum.
Küçük adımlarla yanına yaklaştım. Bana zarar vermeyeceğini söylemesi vermeyeceği anlamına gelmezdi. Hâlâ tehlikedeydim ama hiç korkmadan yanına yaklaşıyordum. Aptalın tekiydim.
Yüzünü hâlâ görememiştim, tam olarak yanına ulaştığımda ilk önce siyah gözlüklerini farkettim. Kalın ve bol bir sweatshirt, siyah bir eşofman giyiyordu. Saçları dağılmıştı.
"Burada ne arıyorsun?"
Aniden gelen sorusuyla irkilmiştim ama kendimi toparladım ve ona cevap verdim. Açıklama yapmak zorunda değildim ama konuşmaya ihtiyaç duyuyordum.
"Kalacak bir yerim yok, hava bozunca geceyi burada geçirebilirim diye düşündüm."
Sözlerimin ardından başını hızla bana çevirdi;
"Kalacak yerin yok mu? Hiç öyle görünmüyor."
Başımı yere eğip üzerimdeki mont, kazak ve deri taytı süzdüm. Bir kaç yeri tozlanmıştı ama yağmurun etkisiyle geçmişti. Yepyenilerdi ve para kokuyorlardı. Hadi ama! Evden sadece iki gün önce atılmıştım, bu kadar sürede eskiyemezlerdi. Sevgili annem bana marka giysiler almayı severdi, en azından eskiden.
"İki gündür. Sadece iki gündür kalacak yerim yok."
Anladığını belirtircesine başını aşağı yukarı salladı.
Birsüre ikimizde konuşmadık. Kırmızı arabadan kalktı ve bedenini bana çevirdi. Sanırım bir şeyler söyleyecekti.
"İstersen kalacak bir yer bulana kadar seni misafir edebilirim."
Bir ışık bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
station ☂︎ no.1
FanfictionHiç ışık yoktu. ... "İstersen kalacak bir yer bulana kadar seni misafir edebilirim." Bir ışık bulmuştum. ☂︎ 12.07.20༆༄