EXO'LU TEPKİLER: ÖNERİ

136 8 10
                                    

@mianeoy_z15 kuzucuğum çok teşekkür ederim. Emeğin için ayriyeten tesekkur ederım ❤️❤️❤️💕💕



Onlarla bir kreşte tanışırsak nasıl olurdu??

Kai: Kardeşinizi göstererek "Oh! Çok tatlı bir çocuk ayni sizin gibi! Sanırım sizin oğlunuz! Derdi. Ve sen de ona (gülümseyerek) yanlış anladığını ve onun kardeşinin olduğunu söylerdin. Ve sevincinden az kalsın yerinden fırlayıp havalara uçacaktı ama kendini tutup üzerini başını düzeltip elini sana doğru uzatırdı ve "Ben Kai! Ya senin adın ne?" derdi...

Yeol: Sen de benim gibi bekar bir anne misin? Derdi.. Ve sen de bu duruma biraz bozulup "Sence buradan öyle mi! Görünüyorum? Alnımda bekar bir Anne mi! Yazıyor? Derdin. Ve Yeol ne olduğunu şaşırırdı ve bir yandan mutlu olup" Şey ben öyle demek istemedim siz yanlış anladınız! Sizi kırdıysam özür dilerim?! Derdi. Ve Ozaman tanışma faslına yeniden başlayalım ben Park Chanyeol! Derdi....

Kris: Sizin gibi genç bir kadının burada ne işi olabilir? Yoksa siz bu ufaklıkların öğretmeni misiniz!? Derdi. Ve sen de sadece kardeşini getirdiğini söylerdin. Ve Kris "Buradan çıkışta benimle bir kahve içer misiniz?" derdi. Ve sen de kafanı sallayarak tamam derdin. Ve tanışmış olurdunuz..

Lay: Seni rahatsız etmemek için yanına gelemezdi. Ve sen çıkana kadar seni arabasında beklerdi. Ve seni gördüğünde yanına doğru gelip" Affedersiniz! Beni yanlış anlamayın lütfen! Amacım sadece sizinle tanışmak! Rica etsem bana bu şansı verir misiniz? Derdi. Ve ondan numarasını alıp onu arayacağını söyler ve yanından ayrılırdın. İlerleyen saatte arar ve konuşurdunuz. Başka bir güne randevu ayarlayıp bulusur ve sevgili olurdunuz.

Baek: Sen bir veliyle konuşurdun! Ve arkandan yeğenin gelip "teyze bir gelsene" diye seni çağırıp, çekiştirirdi. Ve O sırada Baek elinde pür dikkat tutmakta olduğu karton kahve bardağını taşımaktadır. Ve arkandan geçiceği vakit sende ani dönüş yapardın. Ve o canım kahve şiddetin etkisiyle şiddetli bir dalga gibi havalanır ve verdiği o ağırlıkla birlikte bardağı da beraberinde yere düşürürdü. Ve Baek "Amanın! Ne oluyor be !" demesine kalmadan şaşkın bir ifadeyle sana bakar ve "Ya size bişey oldu mu!?" derdi. Ve sende hayır anlamında kafanı sallayıp "Siz iyi misiniz" diye sorardın. Ve Baek "Bana isminizi bahşederseniz! daha iyi olacağım?! Derdi. Ve tanışmış olurdunuz....

Tao: Sana sadece numarasını verirdi. Ve aramanı bekliyorum! Derdi. Ve göz kırpıp yanından ayrılırdı...

Luhan: Onunla çocukluk döneminden kalma bir arkadaslığınız vardır. Ve sen onu tanımazdın! Ama o seni tanıyıp yanına gelirdi. Ve "Aman Tanrım! Çok güzelleşmişsin! Derdi. Ve sen de" Pardon! Tanışıyor muyuz? " derdin. Ve Luhan" Ah! Ne kadar da aptalım! Güzelliğinin karşısında biraz afalladım! Affedersin! Ben Luhan! Çocukluk arkadaşın. Seninle çok yakın arkadaştık hep birlikte oynardık! Derdi. Ve sen de sonunda onu hatırladın. Ve bir kaç görüşmeden sonra sevgili olurdunuz..

Chen: Çocukların arasına girip onları neşelendirmek için şarkı söylerdi. Ve  bu senin ilgini çekerdi. Ve sesin geldiği yere doğru gidip bakardın. Ve çocuklarının arasında Chen'i görürdün. Ve o şarkısını bitirdikten sonra onu alkışlardın. Ve o da dönüp sana bakardı. Ve utanıp kafasını önüne doğru eğerdi. Ve sen ona "Özür dilerim ben sizi utandırmmak istememiştim! Bir yerden güzel sesler geliyordu. Ve bende bu güzel sesin nereden geldiğini merak edip bakmak istemiştim. Sesiniz gerçekten kusursuz! Derdin ve Chen " Gerçekten öyle mi? Düşünüyorsunuz? Çok teşekkür ederim! Çok naziksiniz! Şey burası çok kalabalık biz aslında buradan sonra rahat bir yere gidip otursak tanışsak mı? Derdi.

Suho: Arkadaşının işi çıktığı için çocuğunu okula bırakmayacağı için Suhodan rica ederdi. Ve o gün çocuğu kreşe Suho getirirdi. Ve sen de o sırada yeğenini bırakıp binanın merdivenlerinden aşağıya doğru inerken Suhonun yanında ki ufaklık sana çarpatdı ve sen de dengeni kaybedip öne doğru tökezlerdin. Ve Suho hızlı bir hareketle seni yakalardı. Ve kendisine doğru çekip "İyi misiniz? Bu çocuk hiperaktif yerinde duramıyor işte onun adına özür dilerim! Kusura bakmayın! Birşeyiniz yok ya?" derdi.  Ve sen de "Önemli değil! Çocuk işte! Teşekkürler!" derdin. Ve "Seni kucağıma düşüren kader mi? Yoksa tesadüf mü?" derdi. Ve sen de "Efendim? Anlamadım!?" derdi Ve "Ben Suho!" Deyip elini uzatırdı. Ve tanışırdınız...

Minseok: Ah?!  Çocuklar yeryüzünün en güzel varlıkları! Deyip yanına gelirdi. Ve sende ona doğru dönüp hafif tebessüm ederek "Evet" derdin. Ve Minseok " Çocuğunuz hangi sınıfta! Diye sorardı. Ve sen de" Benim çocuğum yık! Kardeşim için buradayım! " derdin ve Minseok" Öyle mi? Bende yeğenimi getirdim. Annesi bugün gelmeyecekmiş benden rica etti ve kader işte seni karşıma çıkardı! " derdi. Ve böylelikle tanışırdınız..

Sehun: Sana doğru yaklaşarak" Sizin gibi genç ve güzel bir kadın buraya anca ya kardeşi ya da yeğeni için gelmiştir! Değil mi? Yoksa yanılıyor muyum? Derdi. Ve gözlüğünü havalı bir şekilde çıkartıp bakışlarını sana doğru çevirirdi. Ve Sen de onun bir sapık ya da bir çapkın olduğunu düşünürdün. Ve "Polisi aramadan! Kaybol!" derdin. Ve o da senin yanlış anladığı söylerdi. Ve Sehun "Ben sadece sizinle tanışmak istemiştim !  Rahatsızlık vermek değil! Üstelik hangi devirde yaşıyoruz! Ben cahil bir adam değilim! Amacım kötü olsaydı! Sizin düşündüğünüz karaktere bürünebilirdim! Derdi. Ve sen de o an ondan etkilenirdin ve ondan özür dileyip elini uzatır ve adını söylerdin! Tanışırdınız..

Soo : Seni bir öğretmen zannederdi ve yeğeninin nerede olduğunu sorardı. Ve sen de öğretmen olmadığını kardeşinin velisi olduğunu söylerdin. Ama yeğenini birlikte arayabileceğini teklif ederdin. Ve birlikte arayıp bulurdunuz. Ve bu sayede tanışmış olurdunuz....

EXO'LU TEPKİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin