Mark:
Ben...
Jinyoungtan hoşlandığını bilmiyodum.
Umarım seni sever.
Jackson:
EfendiM?
Mark:
Okula gelmedin.
Haneul'da gelmedi.
Bambam senin Jinyoung'u çektiğini, Haneul'un da beni çektiğini söyledi.
Jinyoung ve ben hediyesiz kaldık.
Ama sorun bu değil.
Unut gitsin...
Sorun falan yok.
Jackson:
Bi dakka Bambam sana böyle mi söyledi?
Mark:
Evet Jackson.
Önemi yok.
Sen ve o...
Güzel olursunuz:)
Jackson:
Saol...
Mark, telefonunu kenara bırakıp banyoya gitti. Ellerini lavaboya dayayıp aynada kendi yüzüne baktı. Her şey harikaydı... Gitmiş, arkadaşından hoşlanmıştı. Ne bekliyordu onun da kendinden hoşlanmasını mı? Masal kitabını falan mı canlandırıyordu? Ne beklemişti ki neden beklemişti? Soğuk suyu açıp gözlerinin dolmasını engelleyene kadar suyu suratına çarptı. Canı acımıştı. Ama ona ders olsundu. Arkadaşından hoşlanmıştı o yüzden bunu hak etmişti.
Yavaşça salona geri döndü ve dizlerini karnına çekerek yere oturdu. Salak gibi gidip ona ondan hoşlandığını belli etmişti. Artık araları eskisi gibi olamazdı işte. Hiçbir şey iyi olmazdı ki...
Ağlayacağı sırada kapı çaldı. Annesi markete gitmişti ama dönmesi için çok erkendi. Merakla kapıya ilerleyip delikten baktı. Kimse görünmüyordu. Kapıyı açtığında gözüne ilk ilişisen yerdeki kutu oldu. Etragına vaksa da kimseyi göremedi ve kutuyu içeri alıp üzerindeki nota baktı.
Umarım hediyen geç kaldı diye bana kızmazsın, seni seviyorum ♥️
Mark'ın kafası karışmıştı. Haneul neden kapısının önüne kutu bırakıp kaçsındı ki?
Kutunun kurdelesini yavaşça çözüp kapağı kaldırdı. Kutu ağzına kadar renkli kumaş parçalarıyla doluydu. Hepsini teker teker kutudan çıkarıp dibindeki şeye ulaştı. İlk bakışta ne olduğunu anlamamıştı. İki eliyle sıkıca kavrayıp kutudan çıkardı. Bu bir defterdi. Evet, Haneul ona defter almıştı. Resmen inek demişti ona...
Üzülerek defterin kapağını açtığında ağzı bir karış açık kalmıştı. İyi de onu çeken Haneul değil miydi?!
Sen benim anılarımsın. Böyle bir durumda seni sevmemek kadere yazık etmek olurdu...
~Havuçlu Kalemin♥️
Mark gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Jackson kağıdını kendisi için değiştirmişti. JACKSON ONU SEVIYORDU!!!! Defterin sayfalarını çevirdikçe bunun bir albüm olduğunu anladı. Her sayfada bir fotoğraf ve altına o tarihe ait küçük bilgiler vardı. Bu... Çok özel bir hediyeydi. Gülümseyerek yerinden fırladı ve odasından aldığı kutuyu kapısının önüne bıraktı. Unutmuştu. Hoşlandığı çocuk okula gelmemişti, dolayısıyla hediyesini alamamıştı...
On dakika sonra kapıyı açtığında kutu yerinde yoktu. Jackson kutuyu alıp gitmişti. Kutuyu henüz açmadıysa bile, açtığında gözlerinin dolacağından emindi Mark. Çünkü o da ona albüm hazırlamıştı. Aynı anılarla, aynı fotoğraflarla ama farkşı bir bakış açısıyla.
Şimdi ikisinin elinde de birbirinin hisleri vardı. Birbirlerinin kalplerini ellerinde tutuyorlardı.
Jackson:
İnsan arkadaşından hoşlanmamalı. Çünkü arkadaşlık aşkın gölgesinde yaşanılanlarla kirletilemeyecek kadar temiz ve saf. O zaman bunun adı sadece sevgi olsun. Karşılık beklemeden ama karşılıklı sevelim birbirimizi. Ama asla adına aşk demeyelim. Ve aşık insanların yaptıklarını yapmayalım.
Mark:
İnsanın arkadaşından hoşlanması kadar doğal ne olabilir?
Arkadaşlığımızı kirletelim
Karşılık bekleyebilirsin, sevginin de arkadaşlığınım da aşkının da bende karşılığı var.
Seni seviyorum.♥️
Jackson:
Biz, olduğumuzdan daha fazlasını belki hiçbir zaman olamayabiliriz
Sen o kadar özelsin ki
Bir şeyler yaşayıp aramızdaki büyüyü bozmaktan korktum hep...
Kaçtım
Evet kaçtım
Benden hoşlandığını anlasamda anlamamazlıktan geldim
Seni seviyorum
Bi şey demek zorunda değilsin
Bu dediğim de bir şeyler yaşayalım diye değil
Sadece bil yeter
Mark:
Yaşayalım...
Kaçma.
Jackson:
Benim bu hayatta sana yara açmak en son isteyeceğim şey bile değil
Mark:
Bana yara açmana izin vereceğim
Jackson:
Peki açtığım yaraları ben sarabilir miyim
Mark:
Buna da izin vereceğim
Jackson:
Peki ya bi şeyler ters giderse ve biterse her şey?
Mark:
Lütfen
Ne yaşarsak yaşayalım eğer kötü giderse
Yaşanmamış gibi yapalım ve arkadaşlığımız hiç bozulmasın
Jackson:
Olur:) ❤️
Mark:
Ayrıca jinyoung ve sen
Güzel falan olmazdınız zaten
:))
Jackson:
:))
Eklemem gereken bi şey var...
Ben de aynı anda 2457997521469097 kişiden hoşlandığım için hepsinden özür diliyorum. Yine de bu böyle. Ve hoşlandığım herkese yürüyorum evet. Pişman değilim aklım hala yürümediklerimde:)Bu yazıyı yazarken bi ilhamım vardı ama maalesef o da kalbimde yalnız değil. Üzgünüm. Herkes bu kadar mükemmelken bütün sorumluluğu bana yükleyemezsiniz:))