Dairyden
Gelecek halimin arkasında bir kız vardı. Ben:
– Dikkat et! Dedim. -öyle bir bağırmışım görseniz ikisi de havaya zıplamış- seslice kahkahaları atıyordum. İkisi de çok kızmıştı bana. Diğer kızın kim olduğunu bilmiyordum.
Ferideden
Onlara kendimi tanıttım. Çok şaşırdılar. Ben de şaşırmıştım çünkü ikisi birbirlerine çok benziyorlardı. Başta düşündüm abla kardeş mi diye ama onlar ikiz olamazlardı çünkü biri daha büyüktü ya da benim gözüme öyle gözüktü. Nerden bileyim zaten buraya gelmenin şaşkınlığındayım. Of zaten neden burdaysam. Gele gele buraya gelmiştim.
Diaryden
Bir yıl sonra ( yani 3 ay olmuş ama siz anladınız :-))Onunla çok kaynaşmıştık. Kardeşimlerimle tanıştırdım sonra bizim çocuklarla -bizim çocuklar dediğime bakmayın biz çok yakın arkadaşız onlarla-. Ben zaten alışıktım erkek kankalara. Neyse biz artık gurup olarak takılıyorduk. Grupta ben, helena, flower, feride, huey, dewey, louie, mark, gill, sunset shimmer filan vardı. Çaktırmadan söyleyeyim. Gill benim, mark feridenin ve louie de flowerin erkek arkdaşı. :-). Biz sürekli birlikte geziyoruz. Ama bazen çocuklar(huey, dewey, louie) ayrılıp gazoz alıp geliyorlardı. Sürekli de ellerinde gazoz oluyordu. Mark ve gill süper anlaşıyorlardı. Benim en yakın arkadaşım ne yalan söyleyeyim feride. Helena ile sürekli kavga ediyoruz gerçi biz bebeklikten beri kavga ederiz ama neyse. Flower ile aramız iyi sayılır ne iyi ne kötü.
Çocuklarla da aram iyi ama sürekli gazoz içiyorlar. Acaba bağımlılık mı yaptı? Aslında onlarla tanıştığımız günden beri iyi. Biz onlarla ben gizemli bir posta aldığımda karşılaştım. Oysa 10 yaşımda tanıştığım ve o yıl kavga edip küstüğüm arkadaşım-sonra barıştık- nina göndermiş. Benim mutluluğum için yapmış canım benim. Sonradan öğrendim tabi neyse paketi bulduğumda üzerinde şöyle yazıyordu. Tabi ben o gün üzgün bir şekilde taşta oturuyordum. Postacı gelince korkarak zarfı verdi ve korkarak kaçtı-görseniz çitadan hızlı-. Ben çok üzüldüm tabi yaptığına ama gene de ses etmedim. Okudum ve çok şaşırdım. Şöyle yazıyordu: Sevgili okuyan, lütfen bunu okuyorsan birini gizli gözetmeni ama sonra sakın kendini ve bu olayı belli etmemeni istiyorum. Senin aklından kesin çok istiyor diye gelebilir ama lütfen yardım et. Bu arada nerden mi biliyorum sen beni bir medyum olarak düşün tamam mı sevgiler xxxxx. Çok şaşırdım haliyle yani. Sonra Çine gidip onları izlemeye başladım. Neden mi Çin çünkü izlemem gereken kişi Çinde bulunuyor. Ama bana izlemek sıkıcı geldi ve onların yanına gittim. Bu çocuklar kesin üçüzdü. Ama takip etmem gereken gitmişti bir kızla dur bir dakika o sue ling miydi? Benim 7 yaşımda tanıştığım sonra kavga edip küstüğüm arkadaşım -ne yapayım doğru düzgün arkadaş edinemiyorum daha doğrusu birsürü arkadaşım oluyor ama iyi arkadaşlarım yok ve ben sürekli kavga ediyorum-değil miydi? Çocuklarla tanıştım. Aslında tam tanışmadım onlara şöyle dedim. Bu bir şiirdi:
Size karşı dürüst olamam
Yalan da söyleyemem
Sadece susarımÇocuklar şaşırmışlardı. Sonra onlara:
-Sizinle gelebilir miyim,dedim. Başta hayır diyeceklerinden korktum ama beni şaşırtarak evet dediler. Onlarla birlikte Çini dolaşmaya başladım ve o anda telefonum çaldı. Bir ses "arkana bak"dedi. Kardeşlerimdi. Ben tanıtmak gereği duydum. Şöyle söyledim:
-Bu helena şu da flower. Benim kardeşlerim, dedim. Kızlara bakıp şaşırdılar. Ben:
-Noldu daha önce birbirine benzeyen üç kardeş görmediniz mi? Onlar:
-Şey birbirinize benzemiyorsunuz?dedi. Haklıydı ama ses etmedim. Sonra onlara nereye gittiklerini sordum. Onlar şuraya diye büyükçe bir yeri gösterdi. Çok büyüktü ve müze gibi bir yerdi. Büyülemiştim. Sonra onu gördüm. Çocuk birşeyler diyordu. Ama sue ling birşey deyince kaskatı kesildi. Çocuğu bildiğiniz eşek yerine koymuştu. İçin için ben de çocuğa gülüyordum ama gülmemeliydim. Ah aşk nasıl insanın gözünü kör ediyor ya? Sonra diğerleri onla dalga geçtiler. Ama kızı etkilemek için türlü komiklikler yapıyordu. Çok komikti. Sonra bizi farketti. Sue ling de öyle. Özellikle beni görünce şöyle:
– Dairy bu sen misin? Bende şöyle cevapladım:
– Tabii ki benim. Hollywoodtan bir yönetmen mi bekliyordun? Aslında kızmıştı ama dışardan gülmüştü. İçi bence hala öfke ile doluydu. Ama belli etmiyordu. Ondan şüphelendim. O bana sadece:
–Of dairy ne komiksin, demişti. Ama ben komiklik olsun diye söylememiştim. Çocuklar şaşırdı. Şöyle dediler:
– Sen bu kızları tanıyor musun?
– Evet. Bu Dairy eski arkadaşım. Bu Helena bu da Flower. O çocuk:
–Peki neden Flower sürekli kapşon takıyor?Diary:
– Ben açıklarım, dedi. Kardeşim Flower çok utangaçtır. İnsanlarla fazla konuşmaz ve insanlara fazla güvenmez. O çocuk:
–Ohhh, dedi. Kırmızılı da kendilerini tanıttı:
– Ben huey, şu dewey ve bu da louie. –Oh öyle mi? Adınızı duymuştum.
– Nerden? Şaşırmışlardı.Ben söylemedim tabii. Çocuklar şaşkındı. Biz de tek sue ling sakindi. Tabi bir sürü sıkıcı zaman geçtikten sonra eğlenceli bir olay oldu. Bize şehirde bir suçlu olduğunu söylediler ve bir komplo yapacaklarmış. Onlara:
– Durun çocuklar suçludan emin misiniz? Dedim. Onlar:
–Hayır, dediler. Ben:
– Peki o olduğuna kanıtınız var mı? Huey:
– Şey sue ling bana suçlunun o olduğunu söyledi. Ben:
– Yani tatlı kız arkadaşın söyledi diye ona komplo yapamazsınız. Ama diye sesler çıktı. Ben de ne kadar onlara güvenmesemde başladım anlatmaya ve sonuna kadar anlatım. Çok şaşırdılar buna ve güveni kırıldı hueynin ama genede komplodan birşey öğrenecekleri düşünerek komplo yapmalarına izin verdim. Bana göre bu sue ling in başka tarafa suçu atma yöntemiydi. Ben bunu daha önce görmüştüm. Çocuklar komplo yapıp bir adamı bağladılar. Ben şöyle dedim taşı alarak:
– Bu taş hakkında ne biliyorsun? Adam tabloyu gösterdi ve ağzını açmamızı istedi. Sonra bize uzun uzun bilgiler verdi. Sonra sue ling in bulunduğu mağaraya gittik. Sue ling hueynin kalbini kırmıştı. Ben ona acımıştım. Bu olay asla hueynin hafızasından gitmeyecekti giderse ve sue ling ten tekrar hoşlanırsa bunu hatırlayacaktı ve öyle de oldu. Neyse konumuz bu değil.