Sabah yorganımın üstümden çekilmesiyle gözlerimi açıp etrafa baktım.
"Rose hadi şirkete gideceğiz kalk"
Yarım yamalak açık gözlerimi saate çevirdim saat daha 6.50'ydi."Tanrı aşkına unni insan bu saatte uyandırılır mı !?"
Dedim sinirle
"7'de şirkette olacağız kalkın ve hazırlanın!"
Dedi jisoo unnim sonra da gitti.Hemen kalktım Lisa yerde yatıyordu.
"Lisa yerden kalk"
Dedim
"Hııı"
Dedi, kolundan tuttum zar zor yerden kaldırıp yatağına yatırdım.Hızlı bir şekilde kendi yatağımı topladım. Giyineceğim kıyafetleri alıp üstümü değiştirmeye koyuldum.
İşim bitince odamdan çıktım ve aşağıya indim. Kahvaltı içeriye hazırlanmıştı çünkü dışarıda yağmur yağıyordu.
"Dün hâlbuki hava güzeldi bugün ne oldu da bozdu acaba ?"
Dedi Jisoo unnim, kollarını birbirine bağlamış bahçe kapısından dışarıyı izliyordu."Neyse ne, hadi herkes masaya Rose Lisa nerde ?"
Dedi Jisoo unnim bana bakarak
"Yukarıda unni, kalkmadı o"
Dedim"Ben onu kaldırmanın yolunu biliyorum"
Dedi, bardakla su alıp yukarı çıktı. 1-2 dakika sonra yukarıdan çığlık sesi geldi.Lisa uyanmıştı, hemen masadaki yerime oturdum benim yanıma Jennie unnim geldi karşımada Jisoo unnim oturdu.
"Unni Lisa nerde ?"
Dedim
"Üstünü değiştiriyor"
Dedi, hemen kahvaltımı yapıp kalktım.Kendime bol sütlü sıcak bir kahve yaptım koşarak bahçedeki çardağa gittim.
Yağmurun sesiyle birlikte kahvemi yudumlarken Jennie unnim geldi.
"Rose birazdan çıkıyoruz git hazırlan"
Dedi"Unni ben hazırım zaten kabanımla çantamı alıp çıkacağım"
Dedim
"Tamam o zaman alıp arabaya gel"
Diyerek gitti.Daha bitmemiş olan kahve bardağımı alıp eve doğru koştum ıslanmamak için, içeri girdiğimde Lisa'yla Jisoo unnim hazırlanıyordu.
"Rose çabuk hazırlan geç kalacağız"
Dedi jisoo unnim, tamam anlamında kafamı salladım koşarak kahve bardağını mutfakta lavobanın içine koydum.Askılıktan çantamla kabanımı alıp çıktım. Arabaya bindiğimizde hareket etmeye başladık. Telefonumu açtım instagramdan bana gelen mesajlara göz gezdirdim.
Herkes bizden nefret ediyordu. Biz onlara ölmemizi isteyecekleri kadar ne yaptık ki ? Morelim bozulmuştu böyle şeyleri kafaya çok takan bir insandım Jennie unnimin aksine, o fazla umursamaz onun bu yönüne bayılıyorum.
Kafamı buhar olmuş cama çevirdim ellerimle camın küçük bir tarafını silip dışarıdaki insanları izlemeye başladım.
Yağmur birikintisinde oyun oynayan çocuklar, tek bir şemsiyenin altında yürüyen aşıklar, camdan kahve içerek mutlu bir şekilde etrafı izleyen insanlar. Asla onlar gibi olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SOLMUŞ GÜL~
FanfictionGünlerim zaten sayılı hâlbuki sonumu kabullenmişken beni böyle umutlandırıpta burda kalmaya zorlama Park Jimin çünkü yapamam... -Rose