"Son dakika! Dört kişilik yurt odasının bir üyesi olan KTH(22) cinnet geçirdi! Sekiz arkadaşını acımasızca katleden genç kameralar önünde ağladı. Arkadaşlarının kendisinden habersiz odasında toplanıp, defalarca ikaz etmesine rağmen kendisini dinlemediklerini, gürültü yapmaya devam ettiklerini, uyumasına engel olduklarını öne sürdü ayrıca yaptıklarından pişman olduğu, o süreçte kendinde olmadığı savunmasını yaptı."
Seokjin elindeki soda şişesini indirdiğinde, Jimin ve Woosung alkış tutup ona tezahürat yapmıştı. Taehyung ise Seokjin'in yaptığı 'haberin' ana karakteri olmaktan pek de gurur duymuyordu.
"Çok komiksiniz," dedi Taehyung ters bir şekilde. "Bayağı, hepiniz böyle."
Seokjin onu umursamadı ve Jungkook'un yanına oturdu. Özetlemek gerekirse olay; kendi odasında toplanacaklarından haberi olmayan Taehyung'un öfkeli söylenmeleriydi. Aslına bakarsak söylenmekte pek de haksız sayılmazdı. Saat gece on ikiye geliyordu ve yarın erken saatte dersi olan Taehyung'un ise tek istediği şey uyumaktı fakat ne kadar söylense de odadaki arkadaş grubu onu dinlemiyor hâl böyle olunca da Taehyung onlara kızmak zorunda kalıyordu. Televizyon Haberciliği ve Programcılığı bölümündeki ve aynı zamanda arkadaş grubunun da bir parçası olan Seokjin ise bu durumu fırsata çevirerek bir haber sunuyormuş edasıyla onunla alay etmişti.
"Taehyung, rahatla biraz. Alt tarafı 22 yaşındasın. Bu kadar kasıntı olmana gerek yok."
Jimin içinde hiçbir kötü niyet barındırmadan söylediğinde, Taehyung alayla gülmüştü.
"Siz buna eğlenmek mi diyorsunuz?" diye sorup etrafta gözlerini gezdirdi. "Dokuz kişi bir odanın içinde, testosteron kokusundan bayılacağım şimdi."
Woosung ve Yoongi onun söylediklerine sesli bir şekilde güldüğünde, gerilen ortamı yumuşatmak adına kollarını sıvamıştı Hoseok.
"Şöyle düşün," dedi gülümseyerek. "Bayılırsan, uyuyabilirsin."
Taehyung bir süre bomboş bir şekilde Hoseok'a baktı, daha sonra ise yavaşça başını iki yana sallamıştı.
"Bazen size nasıl cevap vermem gerektiğini bile bilemiyorum."
Hoseok onu onayladı ve gülümsemesini dudaklarından silmeden yanında oturan Yoongi'ye döndü.
"Kötü bir şey mi söyledi iyi bir şey mi?"
Yoongi gülmek ve gülmemek arasında kalmıştı. Taehyung her ne kadar kasıntı ve sinir bozucu bir tip olsa da, ona göre komik bir çocuktu.
"Kötü niyetli olduğunu sanmıyorum," dedi ve derin bir nefes alarak güldü. "ama iyi bir şey söylemediğine de eminim."
"Ee," dedi onların konuşmasını dinlemekte olan Woosung. "Sonuç?"
"Hmm, iyiye beyaz kötüye siyah dersek..." dedi Yoongi düşünceyle gözlerini kısmış bir şekilde. "Gri?"
"Gri...?"
Hoseok anlamadığını belli edercesine bir nefes çekmiş ve kaşlarını çatmıştı.
"Bak şimdi," dedi Yoongi büyük bir şey açıklayacakmışçasına toparlanıp ciddi bir yüz ifadesiyle Woosung ve Hoseok ikilisine bakarken. "bir çizgi düşün. Çizginin sağına geçerse iyi olur, soluna geçerse kötü. Peki çizginin üzerinde durursa?"
"Nötr?"
Hoseok emin olamayarak cevapladığında Woosung onlara acırcasına bakmıştı. Yoongi ise tedirgince dişlerinin arasından kısık bir nefes çekmişti içine.
"Gibi?"
"Yani demek istiyor ki..." diye onların arasındaki diyaloğu bölmek amacıyla araya girmişti Woosung. Daha fazla bu konuşmaya katlanabileceğini sanmıyordu. "Ne iyi ne de kötü. Orta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer Tiger: The Way of the Detectives | Vhope
Fanfiction"Yani aslında katil dedektiften hoşlanıyordu ve bunca zamandır ona zarar verenlerden acımasızca intikam alıyordu siktir, bu kimin aklına gelebilirdi ki?"