^1.2^

1.3K 87 1
                                    

Sinirle telefonu kapattım ve parmaklarımın arasında sıkıştırdım.

bakışlarımı kafeteryayanın girişine diktiğimde tae ile göz göze gelmem bir olmuştu -sıçtın jimin . Şimdi sıva bakalım nasıl sıvıyorsan-

Belirsizce yutkundum. tae bana yaklaşırken bakışlarımız hiç ayrılmamıştı
Hızla karşıma oturdu sorgularcasına bakıyordu garipçe ona baktım -tabiki şahane oyunculuğumu kullanacaktım-

"Taehyung neden öyle bakıyorsun?"

Tüm saflığımla yönelttiğim soruya karşı arkasına yaslandı ve kollarını göğüsünde topladı gergin gibiydi
Cevap vermemiş sadece bakıyordu

"Cevap vermiyecek misin"

Tıslar gibi güldü

"Kimsin sen!"

Kaşlarımı kaldırıp baktım

"Ne demek istiyorsun"

Dirseklerini masaya dayadı çenesinide ellerinin arasına aldı omuz silkti

"Kimsin sen? Bana kendinden bahset jimin"
"Neden bunu yapayım?"
"Biz arkadaşız ve birbirimizi tanımalıyız"

Ellerinin arasındaki yüzünü biraz sıkıştırdı
-uzun kemikli elleri o kadar kusursuzdu ki garip hissediyordum- o uzun parmaklarını dolgun dudaklarımla hissetmek istiyordum

"Jimin?! Beni dinliyor musun!?"
"H hı? Ah şey evet tamam olur anladım"

o uzun parmaklarının büyüsüne kapılmıştım
-o ise bu halime gülümsemişti-
Parmaklarımı hızlı bir şekilde sırayla masada gezdirdikten sonra arkama yaslandım

"İstersen sen sor ben cevaplayım taehyung"
"Neden hep bu kantinde oturuyorsun ve yalnızsın? "
"Beni tanımak için bir soru yönelteceğini sanmıştım"
"Seni tanımak istiyorum, şimdi sorumu cevapla"

Ne demeliydim kantinde oturuyorum çünkü kendime başka seçenek bulamıyorum ben bir eşcinselim ve insanlar eşcinsellerden nefret ediyor bu yüzden bu kantinde yalnız oturuyorum içten içe kendime güldüm
Rahat olduğumu belli edercesine kıpırdandım
Katindeki insanlara göz gezdiriyordum

"Bu kantinde oturuyorum çünkü seviyorum yalnızım çünkü sevilmiyorum"

Bakışlarım tae in gözleriyle buluştuğunda cevabımla afallamıştı

"Saçmalıyorsun okul çok büyük ve herkes senden nefret ediyor olamaz"
"Haklısın, ama ben böyle mutluyum"
"Peki"

"Taehyung!"

ve bir yabancı madde sesi, Bende diyorum bir şey eksik -bok suratlı tavşan- elinde kağıtlarla tae in yanına hızlı adımlarla geldi
Tae kafasını kaldırıp ona baktı ve içten bir şekilde gülümsedi -banada öyle gülümsesene-  bok suratlı tavşansa onun gülüşüne karşılık verip bana baktı

"Sen 2.sınıf mimarlık bölümü öğrencisi park jimisin değil mi"

"E evet"

Gülümsedi ve hızla bir sandalye çekip oturdu
Elindeki kağıtları masaya önüme koydu -ne yapmaya çalılıyor bu!-

"Ben jeon jungkook 1.sınıf mimarlık bölümü öğrencisiyim verilen bir proje ödevinde takıldığım bazı yerler var öğretmenler büyük sınıflardan destek almamızı söyledi ve yardım için beni sana yönlendirdiler derslerde çok iyiymişsin"

-o ciddi olamaz şimdi ben bok suratlı tavşana ders mi anlatıcam şansımın sikilme zamanı gelmiş olmalı!!-

Soğuk bir şekilde önümdeki kağıtlara göz attım bina çizimi vardı

"Bu sadece küçük bir taslak evde daha büyük bir kağıda çizdim ve bu hafta içinde çizimi bitirmeliyim ama bir sürü hatam var ve çizimi nasıl toparlamam gerekiyor bilmiyorum"

Kağıtları masaya bıraktım ve bakışlarımı ona diktim

"Sen ciddi olamazsın değil mi!"

Azarlar gibi sesim yükseldiğinde kafasını öne eğmişti hatasının farkındaydı ortada bir çizim vardı ama sadece bir hiçti
Tae sertçe sesini duyurdu

"Ona bağırma!"

-Tanrı beni neyle sınıyor!-

"Sen karışma taehyung"

Net ve emin çıkan sesimle tae bir şey diyememişti ne kadar jungkooktan hoşlanmasamda onu anlıyordum zamanda benim yaptığım hataların hepsi onda vardı
Çelişkili sesiyle sordu

"Jimin hyung yardım edicek misin?"
"Peki"

Kocaman gülümsedi ve hızla önümdeki kağıtları aldı sevinmiş ve heyacanlıydı
-sevimli ve acemi- belki bok suratlı tavşan sadece tavşan olabilirdi

"Benim 4 dersim daha var sonra buluşalım ve bana gider çalışırız tabi müsaitsen"
"Aslında bu gün bir arkadaşımla bir yere gidecektim onu arayıp konuşmam lazım"

Dedim yoongi barına davet etmişti ve para ödemeyecektim bu bin asırda bir rastlanan bir olaydı ve ekip olarak birlikte olacaktık

"Hyung şimdi arar mısın?!"
"P peki"

Jungkookun stresini ve gerginliğini anlayabiliyordum Çünkü çizimini bitirmesi için önünde 2,5 günü vardı ve ortada hiç bir şey yok!

Yoongiyi arayıp telefonu kulağıma yerleştirdim

"hyung ben bu gece gelemeyeceğim"
**"Ne ne doğrumu duyuyordum
tekrarlar mısın"
"Gelemeyeceğim"
** "ben gelirsem seni sikerim, bir daha düşün!!"
"Hyung alt sınıf öğrencisine yardım etmem lazım durumu mühim"
** "BEN SİZİN İÇİN BARI KAPATAYIM EĞLENELİM DİYE AMA SEN NE YAP BİR SÜMÜKLÜYE YARDIM EDİCEM DİYE GELME!!"
"Hyung?"
** "ne var jimin!!"
"Sen yoksa bizi mi düşündüün"

Sevimlice konuşmuştum
Yoongi ilk defa bizim için bir şey yaptığını itiraf etmişti ve bunu onun yüzüne vurmadan olayı kapatamazdım

** "n ne saçmalama nerenden uyduruyorsun bunu! Okulda ne veriyorlar sana!"

Seslice kıkırdadım

"Okulda bana ne verdiklerini bilmiyorum ama senin bizi düşündüğün kesin"
** "ne halin varsa gör jimin"
"Hyung 10.30 gibi orada olu-"

Yüzüme kapattı
Tıslar gibi gülüp telefona baktım -kızgın kedicik- gülüşümü silip jungkooka baktığımda gergin gözüküyordu

"Saat 10 da çalışmamız biter"
"çok teşekkür ederim jimin hyung şimdi gitsem iyi olur"

Kağıtları toplayıp gittiğinde tae e döndüm işaret parmağını çenesinin altında gezdiriyordu ve birden ayağa kalktı ve bir şey demeden hızla gitti
-onun sorunu ne!!-

.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Depaysement~VMİNଂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin