o yalnız gecede seninle

556 58 46
                                    

Frank Sinatra - What Is This Thing Called Love

1948 Aralık, Güney Kore

   Saat gece iki sularıydı; Busan'ın soğuk gecelerini geçirebilesin diye bütün günü birkaç kuruşa çalışarak ve kimseyle göz göze gelmemek adına eğilmiş boynunun ağrıylarıyla yaşamaya mecbur kaldığın kasabalarından birinde, minik dairemdeki tek çekyatın üzerinde, içerideki amcamın uyanıp kafamda yeni bir soju şişesini kırmaması için elimdeki eski radyomun en kısık sesinde şarkı dinleyerek uyumaya çalışıyordum. Ne var ki, nafileydi. Yine önceki ve bundan sonraki her gece gibi kan çanağına bürülü gözlerim ne kadar yorgunluktan ağrıyor olursa olsun kapanmamak adına ant içmiş gibiydi. Bütün günümü amcamın yanında, ona da kendi babasından kalmış boyacı dükkanında çalışarak geçirmiştim. Amcam öldüğünde benim devamını getirmekle hükümlü olduğum işim, öyle söylenildiği gibi fena sayılmazdı. Cebime giren birkaç kuruş gizli saklı içtiğim alkole ve yan dükkandaki esnaf adamdan aldığım sarılmış tütüne yeterliydi. Ben de bununla mutlu olmak durumundaydım, daha fazlasını isteyemezdim. Daha fazlasının böyle bir yerde, en azından ülkenin o dillerde gezen şehrinde yaşamadığın sürece, mümkün olduğunu zannetmiyordum zaten.

Hayatım öyle sefil, fukara çocukların anlatıldığı kitaplar gibi geçmiyordu. Küçükken birkaç tanesini okumuştum, sahiden üzücü ve gerçek olamayacak kadar acıklı hikayelerdi. Böyle hayatların elbet yaşandığını biliyordum, akşamleyin işten dönerken sokaklarda uzanmış yatan insanlardan böylelerinin aslında gerçek olduğunu görebiliyordunuz.

Şöyle bir uzanıp, yumduğum gözlerimin önüne çocukluğumu getirdiğimde bir yabancının adıma acıyabileceği şeyler var olabilirdi. Babamı savaşta, annemi ise babamın ölümünden sonra şehire gidip başka bir adamla evlendiğinde kaybetmiştim. Ölmemişti, ama artık var da sayılmazdı. Amcam fena bir adam değildi, bazenleri beni işten alıp dükkanımızın tam karşısındaki kafeye götürür ve yemek ısmarlardı. Her ne kadar o durduğu raftan çok güzel gözüken pespembe kirazlarla süslenmiş pastadan almasa da, onların kızlar için olduğunu ve benim bir erkek gibi onun yediği ekmek arasından veya canım tatlı istiyorsa muhallebiden yememi söylerdi, yemek yediğimiz sırada benimle muhabbetler ederdi. Beni ileriye hazırlayacağını söylediği şeyler tembihlerdi ve ben onu dikkatlice dinlerdim. Bu ufak kasabadaki bir avuç yaşıtımla iyi anlaştığımı söyleyemezdim, doğrusunu söylemek gerekirse onları hiçbir zaman anlayamamıştım. Yaşları ne olursa olsun, o eski arsada gecelere kadar top çevirir ve birbirlerine ağır kelimeler bağırırlardı. Büyük adamlar gibi güreşip sonra da hiçbir şey olmamış gibi kollarını birbirlerinin omuzlarına atar, yoldan geçen kadınlara sulanırlardı. Onları anlayamıyordum.

Amcam birkaç kere onlarla takılmamı; belki onlar gibi, amcam için onlar yaşıtlarımın yapması gerektiği gibi erkeklik yapıyorlardı, olabileceğimi söylemişti. Amcama onların bir aptaldan farksız olduğunu, evlendiklerinde evlerine ekmek parası bile getiremeyeceklerini çünkü çalışmak yerine boktan bir handa sabahlayacaklarını söyledim. Amcam bu laflarıma cevap olarak ne yaparsan yap demişti, yeter ki evlenip ve dükkanı batırmayıp onu gururlandırmalıymışım. Benden tek istediği buymuş, ne bencilceydi.

Yalnızca 19 yaşımdaydım, en fazla bir iki sene sonra yoldan geçen birini bulup evlenmem için ısrar etmeye başlayacağına adım gibi emindim. Kendisi artık yaşlanmıştı ve dükkanda çalışmak onu yoruyordu, yani, yalnızca birkaç senem kalmıştı.

Bütün bu evlilik ve çalışma saçmalarıklarının yanında, bir de askere gitmem gerektiği vardı. Amcam babamın ölümünden beri beni orduya katılmam için tembihleyip duruyordu ve sonunda bunun için uygun yaşa geldiğimden dolayı, tam doğum günümde bana bir silah almıştı. Kore'de işler pek yolunda gitmiyordu, aslına bakarsanız bütün dünya karmakarışık bir tartışmanın içindeydi. Bütün gazeteler savaşın yaklaştığını bağırıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

a lonely nightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin