} 24 {

3K 333 57
                                        

Changbin insanları yara yara danışmanın yanına geldi. Elindeki telefonu kulağına tekrar yaklaştırırken, “Lee Felix,” dedi. “Ne olur, o uçakta olmadığını söyleyin.”

“Hangi uçak?” diyerek kaşlarını çattı karşısındaki genç kız.

“On beş dakika önce kalkan uçak. Avustralya'ya gidiyor.”

“Sakin ol,” dedi kulağındaki telefondan Minho. “Sana bininci defa diyorum, geçen hafta gitti Felix.”

“Gitmedi işte!” diye diretti Changbin. “Dün sana onu birileriyle gördüm diyorum.”

“Konuşsaydın o zaman geri zekalı!”

Changbin tüm gerginliğini Minho'dan çıkarmak istercesine cevap verdi. “Konuşamadım işte. Bugün gideceğini söyledi. Gitmeden yakalayacaktım ama yetişemedim. Felix'i yine kaçırdım ve biraz daha konuşursan seni de kıracağım Minho.”

Peşinden gitmeyi hiç düşünmüyordun, dedi içinden Minho. İsteyeceği son şey Changbin'le karşılıklı sinirlenmekti.

Kız Changbin'e geri döndü. “Bugün Avustralya'ya sadece bir uçuş var. Yolcuların arasında da Lee Felix isimli birisi görünüyor.”

Changbin gözlerini yumdu. Hiçbir şey demeden arkasını döndü ve danışmadan uzaklaştı.

“Gitmiş.” Derin bir nefes aldı. Dudakları gergin bir çizgi hâlini almıştı.

Binadan çıktı. Duvara yaslandı ve kendini yere bıraktı. Telefonun ucundan seslenen Minho'yu duymuyordu bile.

“Kaçırdım,” diye fısıldadı. Telefonunu hangi ara yere koyduğunu bile bilmiyordu.

İçeri girip bir sonraki sefer için bilet almak istedi. Ardından çok güçsüz hissetti; ne zaman kapattığını bilmediği, ardı ardına yaşlar akan gözlerini açamayacak kadar güçsüz hem de.

Omuzları sarsılırken ağlamaya devam etti. Yüzünü avuçladı. “Kaybettim, Felix,” diye kısık sesle kendi kendine konuştu.

Birkaç dakikanın ardından sakinleşirken, omuzlarının ağlamaktan sarsılmadığını fark etti. Birisi sarsıyordu onu. Ellerini yüzünden çekerken gözlerini araladı. Etrafındaki sesler de netleşiyordu.

“Felix?” diye sorarcasına konuştuğunda karşısındaki çocuk yutkundu. Yerdeki telefonu Changbin'e geri uzattı.

“Minho diye biri seni soruyor, konuşsan iyi olur.”

Changbin o anın saçmalığına inanamayarak telefonu alıp kapattı. Hattın diğer ucundaki Minho'nun çıldırdığını biliyordu ama umursamadı.

“Gitmedin mi sen?”

Felix başını salladı. “Uçağı kaçırdım.”

Changbin başını salladı ve yüzünü tişörtünün omzuna sildi. “Dinle beni, Felix. Seni çok kırdığımı biliyorum ve hatta bu yüzden gitmek istedin. Ben bir şans daha istiyorum, sana çok değer veriyorum ve bunu göstermek istiyorum. Beni affedebilecek misin?”

Felix şok içinde Changbin'e bakakaldı. Birkaç saniyenin ardından, dudakları yavaşça kıvrıldı.

“”

30.7
31.7

fatma sayesinde bir ayda bir fic bitirdim

2min2min2min2min2min

geliyorgeliyorgeliyorgeliyorgeliyor

Thief ;; Changlix {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin