"BABA, WOO BENİM SAÇIMI ÇEKİYOR! BUNDAN HOŞLANMIYORUM." Namjoon derin bir iç çekti. Bu çocuklarla baş edemiyordu. Bu şikayet bugün için ilk değildi. Delirmesine az kalmıştı."Pekala. Woo, bunu neden yapıyorsun güzelim?" Küçük kız önüne düşen kahküllerini üflemekle yetindi. Tıpkı babası gibiydi işine ne geliyorsa öyleydi.
"Demek cevap vermeyeceksin? Peki, o zaman ben de senin saçını çekeyim." Namjoon elini saçlara uzattığı an küçük kız hızla eline vurdu büyüğünün.
"Bana dokunma. Dokunursan Seokjin amcama ne kadar berbat bir baba olduğunu söylerim." Tehdit dolu bakışlar altında ağlamak üzereydi Namjoon. Gerçekten delirmişti. O kadar delirmişti ki az kalsın çocuğun saçını çekecekti.
Yavaşça ayağa kalktı. Durmadan burnunu çeken oğluna baktı. Sessizce ağlıyordu. Woo gerçekten çocuk değildi. Bir canavardı.
Eve baktı. Her yer darmadağındı. Seokjin'in çalışmak istemesi ile ofisini evine taşımıştı fakat bu iki manyak çocuk hastalarını korkutmaktan başka bir şey yapmıyorlardı.
"Seokjin lütfen eve dön. Dayanamıyorum." Sitemine karşılık uzun bir sessizlik çöktü. Pantolonu çeken çocuğa döndü.
"Namjoon amca, kurabiye istiyorum." Küçük kızı kucağına aldı ve oğluna doğru ilerledi. Onunda elinde tutmak istedi fakat çocuk hızla kıskanç bakışlarını yönlendirdi.
"Ben de kucak istiyorum." Tatlı mırıldanmaya karşılık Namjoon eğilerek boş kalan sol kucağına da oğlunu aldı. Fakat olay orda bitmedi. Woo hızla küçük çocuğa kafa attı. İşte o an dengesi sarsıldı ve hep beraber yere düştüler.
Acı içinde ağlayan çocuklar birbirine vurmaya devam ediyorlardı. Namjoon ise sırtındaki ağrı ile yere yapışıp kalmıştı.
"Eğer bir Tanrı varsa lütfen bana yardım etsin." Zil sesi ile gülümsedi. İçinden mutluluk ile ayaklandı. Çocuklar ağlamayı kesmiş kapıyı kim açacak kavgası yapıyorlardı.
"Babam gelmiş olabilir benim açmam lazım Minjun."
"Hayır, belki de Seokjin babam geldi. Benim açmam lazım." Woo hızla küçük çocuğun üzerine atladığında sinirle bağırdı Namjoon.
"AYRILIN HEMEN! KAPIYI DA BEN AÇACAĞIM." Woo, Minjun'un üzerinden kalkıp saçlarını düzelterek salona doğru yürüdü. Minjun ise usulca ayağa kalktı ve kapıyı açtı.
Namjoon yorgun bir gülümseme ile kapıda ki adama baktı.
"SÜPRİZ JIMIN AMCANIZ GELDİ." Jimin gülümsemeyi kesip kısık gözlerinin açılması ile etrafı taradı. Gözleri Namjoon'da durduğunda arkasını döndü.
"Gitsem iyi olacak yanlış zamanda gelmişim." Geldiği yönden gitmek üzereyken ensesinden çekilmesi ile içeriye doğru sürüklendi.
"Senin bu yaptığın bir suç biliyorsun değil mi hyung?" Namjoon sadece gülmekle yetindi. Zira artık bu canavarlar arasında yalnız değildi.
•••
OT7
jimin
Hala bok kokuyorum.
Deli olacağım.
Öğk
namjoon
Psikolojiktir o
ŞİMDİ OKUDUĞUN
portakal ve limon ⚜️ sope
FanfictionPortakal kadar tatlı. Limon kadar ekşi. ⚜️sope texting