ON BEŞ

461 74 102
                                    

"Ne yapacaksın?"

Ne yapacaksın?

Bu, birkaç saattir kafamın içerisinde cirit atan tek soruydu. Ne yapacaktım?

Güzel bir yüze sahip değildim, ellerimin arasında sıkıca tutabileceğim bir özgüvenim yoktu. Yıllar önce kapımdaki paspasın altına süpürmüştüm ben kendime olan inancımı.

İnsanlar vardı, kalbimin etrafında oyunlar oynarlardı. Kaçmak istedim, gitmek ve saklanmak istedim; ama onların her yere uzanan kolları vardı.

Yapamadım. Öylece, karşıma geçip, kalbimi ellerinde nasıl paramparça ettiklerini izledim. İki dudağımın arasından dökülmeyi bekleyen çok kelime vardı ama ben, onları ölüme terk ettim.

"Bilmiyorum," diye fısıldadım elimde tuttuğum telefondaki numaraya bakarken.

"Senden hoşlandığını düşünmeden edemiyorum açıkcası," Nuray'ın söylediği şeyler göğüs kafesimi acıtmaya başladığında kafamı kaldırıp bakışlarımı ona diktim. "Ve sen de ondan aşağı kalır gibi değilsin."

Ben mi?

"Ben kimseden hoşlanmıyorum!" Az önce fısıltıyla çıkan sesim güçlenerek ayağa kalkmış gibiydi.

Nuray kaşlarını kaldırdı ve dudaklarına buruk bir gülümseme yerleştirdi. "Hoşlanmıyorsun zaten," uzun ve ince kollarından birini omzuma yerleştirdi. "Aşık olmuşsun."

Sinirle geriye doğru birkaç adım attığımda omzuma yaslı eli boşluğa düştü. "Hayır," diye mırıldandım. "Ben kendime bir söz verdim."

Nuray derin bir nefes alıp gözlerini gözlerime sabitledi. "Ara onu. Bence merakta kalmıştır."

Ellerimin arasında tuttuğum telefonuma bir bakış attım. Numarası karşımdaydı, isim kısmında koca bir X vardı yalnızca.

Onu aramak istemiyordum. Sesini duymak, kafamın içerisinde taht kurmasına kapı aralamak demekti. Sesini duyarsam eğer göğüs kafesimde bir sağanağın başlayacağını biliyordum, saçlarımda fırtına kopacaktı; gözlerimde saatlerce dinmeyecek bir yağmur yağacaktı.

"Yapmayacağım."

Nuray, ondan kaçırmaya çalıştığım gözlerime inatla bakmaya çalışırken, "Neden?" diye sordu alçalan ses tonuyla.

"Çünkü," düşen omuzlarımı dikleştirdim ve numarasının üzerine tıkladım. "Aşık olmak istemiyorum."

Yıllarca kimsesiz bir sevginin koynunda uyuyup uyanmış, yalnız bir çocuğun kollarında soluklanmıştım. Günlerdir evimin kapılarını çalan bir yabancı vardı, ama ben üst kattaki odamda kendimi tavana asmıştım.

Durmuyordu ama. Gitmiyordu kapımın dibinden. Paspasın altına süpürdüğüm inancımı fark edip tutuyordu elinden.

Beklemedim. Nuray karşımda dikilmiş bana heyecanlanla bakarken daha fazla sabredemezdim.

Ellerimin arasında tuttuğum telefonumun ekranını yana kaydırıp numarayı sildim. Ve o an, onu da böyle kolayca kafamın içerisinden silebilmeyi diledim.


·

bakın ben gerçekten sildim numarasını. bir kere düşünmeden, başka bir yere not etmeden... öylece sildim.
ama o bana inanmadı.

bekleyin. göreceksiniz.

not you · textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin