bir - son

137 10 12
                                    

[Lütfen medyadaki şarkıyı dinleyerek okuyunuz🥺 keyifli okumalar💕]

Beyaz saçlı, güler yüzlü, eski pofuduk yanakları sarkmış ama çikolata kahvesi gözlerindeki ışığı hiç kaybetmemiş olan adam oturduğu tekerlekli sandalyesinde hafifçe soluna dönerek hâlâ eskisi gibi güzel, karemel gözleri aşkla bakan kocasının yüzünü inceledi. Düşündü. Ne kadar çok zaman geçmişti aradan değil mi? Saçlarındaki her beyaz tel bile birlikte geçirdikleri yılları, ayları, günleri hatta saatleri temsil ediyordu adeta. Yüzlerindeki, ellerindeki her bir kırışıklık ise birlikte aştıkları onlarca zorluğun bir sembolüydü.

Yaşlı adam yeniden "iyi ki" diye geçirdi içinden. Şükretti her bir saniyeye. Eşine gülümsedi. Eşi de ona 60 sene önceki gibi hatta daha büyük bir aşkla bakıyordu. Adam yaşlılıktan dolayı titreyen ellerini uzatıp kocasının sıcak ellerini tuttu. Üzerine eğilip ellerine minik birer buse kondurdu. Tekrar doğrulduğunda içi içine sığmıyordu yaşlı adamın. Heyecanlıydı. Aynı zamanda da mutlu. Biricik Zaynie'sinin de ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Adam heyecanlı olduğu apaçık belli olan bir sesle söze girdi: "Bugün... bugün 60. yıl dönümümüz sevgilim!.."

Karamel gözlü olanın dudaklarında sıcacık bir tebessüm oluştu. Her ne kadar o da Leeyum'ı kadar heyecanlı olsa da mutluluğu heyecanını bastırıyordu.

Kocasının tuttuğu ellerini çok hafifçe sıktı.

"Evet... 60 yıl ne çabuk geçti değil mi? Sanki daha dün sokakta şarkılar söyleyip dans ediyorduk, sanki daha dün eşleşen dövmelerimizi yaptırdık, sanki daha dün evlilik yeminlerimizi ettik," dedi hafif sulu gözleri ile Liamʼa bakarak.

Onun da aklı hemen 60 yıl öncesine gitti. Onu ilk gördüğü anı hatırladı. İlk konuştukları anı, ikisinin baş başa ilk randevuları, birbirlerine açılmaları, birlikte birçok zorluğa göğüs germeleri ve daha binlerce anı. Gözleri hafifçe buğulanmıştı. Derin bir nefes alıp burukça gülümsedi. "Haklısın zaman çok hızlı geçti. Her şey dün gibi aklımda. Ne dersin? 60. yıl dönümümüzü kutlamalı mıyız?"

Yaşlı ve güzel Zaynʼin heyecanı tekrar gün yüzüne çıktı. Narin elleri sevinçle hafifçe titremeye başladı. Hızlıca başını salladı. "Evet! Kesinlikle kutlayalım!" Heyecanla konuşup cennetten kopup gelen bir melodiyi andıran kıkırdaması ile Liam'ı tekrar kendine hayran etmişti.

Çikolata gözlü olan onun bu şirin heyecanlı haline gülümsedi ve onu izlemeye daldı. Onlar birbirini aşkla seyrederken genç hemşire arkalarından geldi. Birkaç adım ötelerinde durdu ve elindeki iki ilaç ile iki su bardağını birbirini izleyen iki güzel insanın ortasındaki küçük sehpaya bıraktı. Öne doğru eğilerek ikisini de saygıyla selamladı ve 60 yıllık aşıkları yalnız bırakmak için sessizce odadan çıktı.

Evet. İşte o an gelmişti. İkisinin de kalbi çok hızlı atıyordu şimdi. Yerinden fırlayacak gibiydi. Son bir kez kadın ve adamın gözleri buluştu, emin olmak istercesine. Birbirlerine güven vermek için hafifçe gülümseyip ilaçları ve su bardaklarını ellerine aldılar. Sırayla önce Liam sonra da Zayn, birer hapı ağızlarına koyup su yardımı ile yuttular.

İşte bu kadardı. Şimdi 24 saatleri vardı tekrar aynı duyguları dolu dolu yaşamak için.

Yaşlı Leeyum ile Zaynie birbirlerinin ellerini tutup gözlerini yumdular. O şekilde beklediler. Heyecandan kalpleri boğazlarında atıyor, beyinleri zonkluyordu adeta.

Aradan bir veya iki dakika geçtikten sonra çift gözlerini yavaşça aralayıp birbirine baktılar. Az öncekine göre şimdi kalpleri çok hızlı atmıyordu. Hatta sanki atmayı bırakmıştı. Rüya gibiydi bu. Zayn iri gözleri ile ona bakarak fısıldadı. "Aman Tanrım..." Liam ise konuşamadı. Dili tutulmuştu sanki. Karamel gözlü çocuk ellerini ağzına götürüp dolmuş gözleri ile şimdi genç olan kocasına baktı. "Aman Tanrım!" Bu sefer bağırmıştı heyecanlı Zayn genç olmanın verdiği coşkuyla.

youngblood | ziam mayne | one-shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin