07

63 6 7
                                    

"Ben baktım."

Koşarak kapıya doğru ilerledi Mina.

"Hoşgeldiniz, geçin içeri hadi. Kahvaltı birazdan hazır olur."

Jackson'ın yanında duran Sinb ile sarıldıktan sonra Vernon'un yanında duran Jinsoul'un önüne geçti Mina.
Jinsoul'e sarılırken hemen arkasında duran Vernon'a bir anne edası ile dudaklarını oynatarak 'çok güzel bu kız' diye söyleniyordu.
Vernon ise sadece gülerek kafasını sallamıştı.

İçeriyi gösterdi Mina,
"Siz geçin içeri, biz de Yixing ile diğerleri gelene kadar kahvaltıyı hazırlayalım."diyerek kendisini çağıran Yixing'in yanına doğru koştu.

Bir yarım saatin sonunda herkes toplanmış, Yixing ile Mina ise bu sırada bahçeye uzunca bir sofra kurmuşlardı. Hepsi rahatlıkla buraya sığabilirdi.

"Bahçeye gelin! Hadi!"

Mina'nın bağırması ile herkes tek tek gelmeye başlamıştı. Jackson Jinyoung'un sırtındayken Jinyoung ise yüzünü buruşturarak ona laf anlatmaya çalışıyor, arkalarında olan Nayeon ve Sinb ise kol kola girmiş onların haline gülüyordu.

Mina, Nayeon'a muzip bir bakış atmıştı. Kesinlikle Nayeon da şeytan tüyü vardı.

Kim olduğu fark etmez, herkes ile çok çabuk anlaşabiliyordu.

Onların arkasında ise iddia sonucu kazanan Jisoo, kaybeden Mingyu'ya yapışmış bir şekilde ondan parasını istiyordu. Mingyu ise başından kovmak için ise ara sıra küfür ediyor, bu küfürler sonucunda ise Seokjinden kafasına bir tokat yiyordu.

Bambam, Momo, Jihyo ve Yugyeom kesinlikle hiçbir önemi olmayan bir konu hakkında, çok önemli bir konuymuş gibi tartışıyorlardı.

Namjoon, Chorong'a sürekli iyi olup olmadığını soruyor, sonuç olarak ise hem Chorong hem de kardeşi Yeriden küfür yiyordu.

En arkada ise tek sessiz kişiler olarak Yuju ve Jaebeom, normal bir şekilde konuşarak bahçeye girdi.

Geri kalanlar ise aralarında şakalaşarak bahçeye girmiş, böylece herkes nihayet masaya oturmuştu.

Sessiz sakin geçen bir kahvaltı ardından, diyerek cümleye başlamak isterdim.

Ama bu kişiler ile bu pek mümkün değildi. Bir şekilde kahvaltı bittikten sonra Yixing ve Mina masayı kaldırmış ve sonunda içeri geçmişlerdi.

"Ne kalabalıksınız amına koyayım"
Yüzünü buruşturdu Mina. Bir yandan da kendine hak vermeden duramamıştı.

Kendi yerlerine oturmuş ve sohbete dahil olmuşlardı.
Jaebeom kızgınlıkla seslendi, "Kalksana kardeşimin dizinden piç." Nayeon ise Jaebeom'u hiç takmamış ve Jinyoung ile konuşmaya devam etmişti.

"Ah, ne vuruyon lan?"

Jinyoung'un sızlanması ile Jaebeom yüzüne bir zafer gülüşü koymuştu.

Sinb kaşlarını merakla yukarı kaldırıp
, grupta en yakın arkadaşı olan Joy'a baktı, "Sizin aranızda ki bağ tam olarak nasıl? Yani kimler büyük kimler küçük. Konuşmalardan pek anlayamadım da." Joy ise tam olarak bilmediği için zaten onları dinleyen Jihyo'ya pasladı cevabı.

Jihyo ise kafasını salladı ve konuşmaya başladı.

"Şimdi şöyle ki, Jaebeom ve Nayeon kardeş. Aynı şekilde Jisoo ve Seokjin de kardeş bir de onların büyük bir abileri de var. Bir de Yeri ve Namjoon kardeş. Taehyung ise onların kuzeni, onlar haricin de akraba olan yok. Yaş olarak ise Chorong, Namjoon, Yixing ve Mina 27 yaşında. Mark 25 yaşında. Jaebeom Seokjin ve Jinyoung 24 yaşında. Jackson, ben, Joy, Vernon, Mingyu 23 yaşında. Sana, Yeri, Yugyeom, Bambam, Momo ve Taehyung 22 yaşında. En küçük olarakta Nayeon ve Jisoo 21 yaşındalar. Bir de şuan askerde olan Seungyoun var o da 22 yaşında. Üniversiteyi kazanamayınca askere gitti. Bu kadar yani."

Sinb anladığını belli etmek için kafasını salladı. Jihyo Sinb'e baktı, "Peki, sizin yaşlar? Ya da aranızda ki arkadaşlık?"

Sinb yüzünü tamamen Jihyo'ya çevirdi. Eliyle Jinsoul ve kendini göstererek,

"Biz 22 yaşındayız. İlkokuldan bu yana arkadaşız."

Yuju ise tek kaldığını fark etmiş ve "22 yaşındayım" diye kısık ama herkesin duyabileceği bir tonda söyledi.

Herkes kendi arasında konuşmaya başlarken Jaebeom yanında oturan Yuju'nun kulağına yaklaştı. Yuju ilk başta irkse de Jaebeom'a biraz yaklaştı ve diyeceği şeyi bekledi.
Jaebeom sıkıntılı bir ses ile konuştu, "Rahatsız olmuyosundur umarım. Yanlış anlama. Normal halleri bu, ne yazık ki." Yuju onun ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktı. Söylediği şey de çok ciddiydi. Yüzüne memnun bir ifade takıp, "Hayır, aksine hiç eğlenmediğim kadar eğlendim. Aranızda ki arkadaşlık çok güzel."

Tek onları dinleyen kişi olarak Nayeon öksürerek abisinin dikkatini çekti. Gözleriyle Jaebeom'a 'uzaklaş kızdan' bakışı atmış karşılık olarak ise Jaebeom ağzını oynatarak küfür etmişti.

Jihyo yanında oturan Mina ve Yixing ikilisine dönüp, geldikleri günden beri yaptığı gibi, "Evlensenize artık ya!" diyerek onları dürttü.

Bunu duyan Momo ise onun aksine daha sakin bir şekilde konuştu, "Cidden ya, tanışalı, sevgili olalı kaç yıl oldu. Bir ben evleniyorum mesajı ya da başka bir şey gelmedi."

Yixing ve Mina birbirlerine bakmışlardı. Söyledikleri gibi, kaç yıldır birbirlerini sevdiklerini onlar bile saymamıştı. Aralarında hiçbir zaman evlilik konusu açılmamıştı.

Mina gergince gülerek ensesini kaşıdı, "Elbette bir gün evleniriz. Ne acelesi var?" yüzünü Yixing'e döndürerek ima etti, "Hem daha bir teklif falan almadım."

Yixing ise bu konudan memnun olmayan bir ifade ile arkadaşlarına baktı, "Evliliğe ne gerek var. Hem o kadar resmiyete taşıncak bir şey yok." diyerek tek tek arkadaşlarına bakıyordu. Ara sıra gözü Mina'ya kayıyor, tepkisini ölçüyordu.

Mina , kendini ağlamamak için tutarken, "Ne gerek var evliliğe? Neyse, ben bir şeyler getireyim." diyerek mutfağa doğru ilerledi.

Mina mutfağa girer girmez Yixing arkadaşlarına döndü, "Ona evlenme teklifi yapıcam ama yardımınız gerek." dedi, bir yandan da mutfak kapısını kontrol ederken.

Yixing'e kızmak için ağzını açmış olan Momo biraz düşünüp;"Nasıl bir teklif yapmayı planlıyorsun? Ona göre yardım edelim."dedi, herkes kafasını Momo'yu onaylayarak sallamıştı.

"Şimdi şöyle ki, Jihyo biz geldiğimizden beri evlenmemizi ima ediyordu. Bende bir tepki vermeyince biraz bana kızdı. Kendini de biraz bana uzaklaştırdı. Ben de ona tam olarak haberi olmayan bir zamanda yapmak istiyorum ama hiçbir fikrim yok."

Joy tam ağzını açmıştı ki elinde tepsi ile giren Mina ile ağzını kapatıp, Yixing'e 'bize bırak' diyerek ağzını oynattı.

Mina elindeki tepside bulunanları masaya bırakıp, Mingyu'nun yanına oturdu. Yixing'e en uzak yer burasıydı ve biraz trip atmak hakkıydı.

Mingyu yanında oturan Mina'nın omzunu dürttü. Mina ona bakınca ise ağzını oynatarak 'iyi misin' diye sordu. Mina yüzüne varla yok arası bir gülüş yerleştirip 'iyiyim' anlamında kafasını salladı.

Yaklaşık bir saat süren eğlenceli sohbetin ardından herkes dağılmıştı.
Mina ise Yixing'e hiç bir şey söylemeden üst kata çıkmış ve uyumuştu.

Saat daha öğlen 2ye yeni gelirken.

Saat daha öğlen 2ye yeni gelirken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Park Chorong

Just Friend ☣ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin