6.1

7.3K 622 1.1K
                                    

I'M COMEBACK BITCHESSS YEEEYY

~

"Bundan emin değilim..." Esmer olan, yanındaki bedene dönerken tedirginlikle konuştu. "Sence beni reddetmez mi?"

Derin bir nefes aldı. "Zannetmiyorum hyung...Hem, neden reddetsin ki? Ona gayet normal bir teklifle gidiyorsun." derken gözünün önüne gelen uzun siyah saçlarını eliyle düzeltti.

"Yok Taehyung. Ben yapamayacağım galiba." dedi Namjoon, Seokjin ve Jungkook'un oturduğu yere baktığında. Şu anda Taehyung'ların evindeydiler ve Namjoon ne yapıp ne edip bir bahane bularak Jungkook'la birlikte gelmişti. "Evet, evet kesinlikle yapamayacağım. Ben en iyisi-"

"Namjoon gerizekâlı mısın sen?" Taehyung kaşlarını çatarak büyük olana bakıyordu. "Alt tarafı onunla sanat galerisine gitmek istediğini söyleyeceksin, o kadar. Abartmayı kes."

"Asıl sen kime aptal-" Taehyung'un aniden onu sırtından itmesi ile gözleri kocaman açılmış, kendisini Seokjin'in karşısında bulmuştu. "Ne?!" Seokjin'in gülümseyerek kendisine bakması zaten kalbi için yeterince iyi değilken bir de konuşması sanırım eli ve ayağının birbirine dolaşmasına neden olmuştu.

"Bir sorun mu var Namjoon-ah?" Namjoon yardım isteyen bakışlarla Seokjin'in yanında oturan Jungkook'a baktığında onun, elindeki telefonu ve kulağındaki kulaklıklarıyla video izlediğini görmüştü. Gözlerini devirerek büyük olana döndü.

"Şey diyecektim..."

"Huh, ne diyecektin? Ayrıca terliyor musun sen?" Ayağa kalkarak klimanın yanına ilerledi. "Klimanın seviyesini yükseltirsem de hasta olabilirsin..." Arkasını döndü ve bakışlarını esmer olanın üzerindeki gömleğinde gezdirdi. "Ş-şey...Eğer onu çıkartırsan-"

"Burada mı?!" dedi kocaman açtığı gözleriyle.

"Nerede çıkarmak isterdin ki..?" Seokjin gözlerini kırpıştırdı.

"Odanda..." diye mırıldandığında bu sefer gözleri kocaman olan Seokjin'di.

"NE?!"

Namjoon ellerini iki yana sallarken Jungkook kulağında kulaklık olmasına rağmen büyük olanın sesini duyduğunda merakla videoyu durdurdu ve onlara baktı. "H-hayır! Yani o anlamda demek istemedim!"

"Şey...İstersen sana kendi tişörtlerimden birini verebilirim." Namjoon bir süre Seokjin'in yüzüne boş bir ifadeyle baktı. "Evet?"

"Olur..." Taehyung onların bu haline gözlerini devirdiğinde Jungkook'un bakışları ona kaymıştı.

Seokjin ve Namjoon başka bir şey demeden üst kata çıktıklarında, Jungkook bakışlarını telefonuna geri çevirmiş ancak videoyu başlatmamıştı.

Taehyung'un ne yapacağını merak ediyordu.

"Jeongguk-ah." Taehyung kendisini tekli koltuğa attığında devam etti. "Birazdan link gelecekmiş." Elindeki telefonu kontrol ettiğinde küçük olandan herhangi bir cevap alamaması ile kaşları çatıldı. "Jeongguk? Sesi son seviyeye kadar açmış olamazsın herhalde...Jeongguk!" Hala cevap alamayınca derin bir nefes alarak ayağa kalktı. "Bebeğim, kulaklık kullanırken sesi bu kadar çok açmamalısın." Jungkook'un tam önünde durduğunda ellerini başının iki yanına koydu ve üzerine eğildi. "Jeongguk?" Beyaz olan gözlerini kırpıştırarak alttan Taehyung'a baktı.

"N-ne var?" dedi. "Bir şey mi oldu?"

"Beni kandırdın mı sen?" Kıkırdadı. "Bebek seni."

"Ha?" Kaşları çatıldı. "Ne diye seni kandırayım ki?" Kulağındaki kulakları çıkardı ve telefonuyla birlikte yanına bıraktı. "Saçmalama Taehyung."

LiL | Bangtan ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin