2

175 21 5
                                    

Gözlerini araladığında umduğu kişiyi görmek istemişti fakat koluna değen elin sahibi grup arkadaşı Doyoung'a aitti. ''Kalk hadi bir buçuk saattir kestiriyorsun.''

Aniden yerinde doğrulan genç gözlerini iyice ovuşturup ayağa kalkıp gerindi, kendi kendine nasıl bu kadar uzun süre kestirdiğini düşündü bir şişe bira onu bu kadar mayıştırdıysa eve geçtiğinde kesinlikle deliksiz uyuyacaktı. Grup arkadaşına bakıp ''Tamam siz gidin, ben motorla dönerim biraz daha buralarda takılacağım gibi görünüyor. Bir şey olursa sizi ararım ya da seni.'' gencin grup arkadaşı kafasını salaldı ve küçük kulisten çıkıp gitti.

Yuta kulisten çıkıp tekrar bara inmişti, gözleri uzun boyluyu arıyordu. ''Nasıl yardımcı olabilirim?'' Yuta arkasını döndüğünde gülümsedi. Uzun boylu olan onu Yuta'dan önce bulmuştu.

''Sanırım beni arıyorsun?'' Johnny saçlarını geriye tarıyarak gülümsedi ve elini Yuta'ya uzattı, ''Johnny ya da Youngho sen nasıl seslenmek istersen..?'' adını sorarcasına cümlesini sonlandırdığında Yuta'da ona ayak uydurdu ''Yuta senin gibi havalı bir takma ismim yok Youngho bununla idare edeceksin'' Johnny gülümsedikten sonra Yuta'ya bir bira ısmarlamak istediğini ama bunun burası için çok gürültülü olduğunu ve Yuta'nın performans yüzünden yorgun olabileceğini söyledi, Yuta burdan çıkmayı memnuniyetle kabul ettikten sonra genellikle barların çoğunluklu olduğu sokakta yürümeye başladılar.

Yuta, uzun boylunun bu kadar girişken ve sıcakkanlı olabileceğini düşünmemişti bundan rahatsız değildi aksine bu gayet hoşuna gitmişti. Sokakta ikisinin sessizliği dışında bağırarak şarkı söyleyenler, birbiriyle kavga eden çiftlerin gürültüsü yoğunluktaydı, sessizliği Yuta bozdu ''Her performansta seni görüyorum, prodüktör olma ihtimalin falan var mı yoksa sadece izlemeye mi geliyorsun?'' Johnny kafasını iki yana salladı ''Sadece izlemeye geliyorum gayet başarılısınız, özellikle seni dinlemeyi seviyorum bass sololarını dinlediğimde çok etkilendim açıkçası.'' Yuta bariz bir şekilde utanmıştı çünkü grupta en az övgü alan ve en az bilinen üye oydu genelde solist, gitarist ve baterist daha çok ilgi görürdü tabii bu onların sıcakkanlılığına da bağlıydı Yuta soğukkanlı genel olarak sessiz bir tipti. ''Teşekkür ederim açıkçası şaşırdım genelde böyle övgüler almıyorum.''

Johnny biraz daha yürüdüklerinde sağlarında kalan bir barda Yuta'yı durdu ve bara girdiler. İçerisi Uzo'dan milyar kat sessiz bir mekandı sadece barmenin bardaklara içki koyuşu ve shakerda karışımları karıştırma sesi net bir şekilde duyuluyordu. Köşede bir masaya yerleştiklerinde Yuta cebinden telefonunu çıkardı ve saati yokladı 02.45 kaşlarını çatıp telefonunu masaya koydu ve başını kaldırdığında ona bakan Johnny'e gülümsedi ''Bir sorun mu var yüzümde bir şey varmış gibi bakıyorsun?'' Yuta'nın bu sorusuna ona yaklaşıp terden alnına yapışmış olan saçlarını düzelten Johnny şu şekilde cevapladı. ''Gayet tatlısın hiçbir sorun yok.''

Yuta yarım bir sırıtış gösterip eli ile barmeni çağırırken Johnny'e sordu ''Sadece bira içmek istediğinden emin misin? Bence tekila içmekten hiç zarar gelmez.'' Yuta bunu ne cesaretle ve neyine güvenerek söylüyordu hiçbir fikri yoktu tekila içtikten sonra bu bardan dağıtmayarak çıkabilir miydi bunu sadece inanmadığı Tanrı ve o biliyordu ve cevap kocaman bir HAYIR dı.

Johnny tekila içmede fena olmadığından Yuta'ya bunun onayını vermiş ve arkasına yaslanıp kendinden tahminince yarım yıl küçük olanın yüz hatlarını incelemişti, Japonya uyruklu olmasına rağmen Japonlara benzer bir yanı yoktu en az kendisi kadar Koreli gözüktüğünü düşündü uzun boylu.

Barmen tekilaları getirdiğinde dudağını dişledi Yuta kesinlikle bugün burdan ayık bir şekilde çıkamayacaktı. Johnny gözlerini bir kere bile Yuta'dan ayrımıyordu, aylardır onlar Uzo Bar'da çıkmaya başladıklarından beri Yuta'yı izliyordu, hayır hayır stalker gibi değil, bir hayran gibi ama saplantılı olanlarından.

Yuta aniden bir eline bardağı diğer eline de limonu aldı ve hızlıca bardağı kafasına dikip limonu emdi ve yüzünü ekşitti, bunun üzerine Johnny kuçuk bir kahkaha patlattı ''Onları içebileceğine emin misin sen?'' Yuta kaşlarını çattı ve dudaklarını yalayıp konuştu ''Sen beni hafife alıyorsun sanırım Youngho?'' Johnny bu dediğiyle ellerini iki yana açıp 'ben bilmem' hareketi yaparken kısık sesle konuştu elbette Yuta'nın duyabileceği bir tonda ''Sanırım değil, kötü bir içiciye benziyorsun.'' 

Yuta üçüncü shota geldiğinde yanakları kıpkırmızı olmuş bir şekilde arkasına yaslanmıştı, Johnny yaklaşık beşinci ya da altıncı shotını atmıştı yani Yuta bu kadarını sayabilmişti fakat ne yüzünde ne de davranışlarında bir değişme olmamıştı. Yuta tuvalete gitme ihtiyacı hissettiğinde sarhoşluğun etkisiyle ayağa aniden kalkıp başının dönmesiyle deri koltuğa tutunması bir olmuştu, Johnny onu aynı anda kolundan tutup konuştu ''Tuvalete mi gideceksin?'' Yuta mide bulantısını bastırmak için sadece kafasını sallayarak evet cevabını vermişti.

Johnny onu temiz olduğuna emin olduğu için arkadaki çalışan tuvaletlerine sokmuştu, Yuta'yı kabine sokup dışarı çıktı ve Yuta'nın midesini boşaltmasının bir süre bekledikten sonra Yuta sakince kabinden çıktı ve lavabonun tezgahına dayanıp gülmeye başladı ''Rezilliğin daniskasıyım Tanrı'm ilk kez iletişimde bulunuyoruz ve yaptığıma bak.'' Yuta gülmeye devam ederken bir yandan yüzünü soğuk suyla yıkıyordu yüzünü iki yana sallayıp fazla suyu yüzünden akıttı ve ensesinde hissettiği elle kafasını kaldırıp aynaya baktı kulağına fısıldayan Johnny'nin gözlerinin içine. ''Sanırım ilk defa tek geceliğim olamayacak kadar tatlı biriyle tanışıyorum.''

Yuta tek kaşını kaldırıp arkasını döndü,uzun boylu olanla dibdibe geldiklerinde demin duyduklarıyla içinde uyanan siniri unutup gencin dudaklarına odaklanmıştı tek yapmak istediği o kıvrımlı dudakları öpmekti ne mutlu ki Johnny ondan önce davranıp dudaklarını Yuta'nın dudaklarına kısa sürekliğine kapatıp geri çekildi ''Daha ileri gidersem yarın bunları hatırlamayacağın için yüzüne hiçbir şey olmamış gibi bakmak zorunda kalacağım... bunu yapamam.'' Yuta sarhoşluğunun etkisinden sıyrılmaya çalışırken ellerini Johnny'nin yakasına koyup yavaşça kendini ona sürttü ve boynuna sıcak nefesini vererek konuştu. ''Haklısın Youngho... ahh... yarın Uzo'da tek başıma olacağım, beni bul... tamam mı?'' Yuta, Johnny'nin dudaklarına hızlı ve sesli bir öpücük bırakıp lavabodan çıktı ve çıkışa ilerleyip barı terk etti.

Yaptıklarını düşünürken kendine kızmaya başlamıştı sokak boyunca sesli bir şekilde kendiyle kavgalar etmişti, tekrar Uzo'ya dönmüş ve motoruna binmişken girişte sigara içen barmenden espresso istemiş o espressosunu getirene kadar da sigarasını yakıp kendine gelmeye çalışıyordu saat 04.30'du. Espressoyu kafasına diktikten sonra derin bir nefes almış ve yarın Uzo'da ne yapacağını düşünmeye başlamıştı. Motorunu çalıştırıp uzun sokaktan çıkıp ana caddeye çıkmıştı evi caddenin ilk solundan dönünce iki arka sokakta sessiz bir apartmandaydı. Motorunu otoparka park edip asansöre bindi ve 3. katı tuşladı, anahtarı hep posta kutusunun içine atardı elini kutuya sokup anahtarı aldı ve dairesine girdikten sonra kendini yatağa bıraktı. Yarın ne bok yiyecekti?

|Rock Me| - JohnYuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin