Lacivert ojeli elleriyle zehirli gözyaşlarını sildi. Tuz kokuyordu ve ferahtı. Ama gözyaşlarından değildi bu koku, genç kıza bir adımdan bile daha yakın olan uçurumun okyanusundan geliyordu koku. Lilith'in bacakları soğuktan titremiyordu, geçirdiği sinir krizindendi. Hiçlikteydi, hiç bir şeyi bile kalmamıştı. Kız bir türlü ağlamasını durduramıyordu, kendi cenazesi için ağlayan tek kişiydi. Aptal kalbinin varlığını daha fazla hissetmek istemiyordu. Burada böyle bir gün daha geçirmişti:
Lilith hıçkırıklarını dindirmeye çalışırken bir melek ona bakakalmıştı ve o gün kız kalbini o meleğin gözlerinde bırakıp, intihardan ayrılmıştı. Ama oğlan kızın kalbini hiç hissetmemişti bile. Kızın kalbini burada unutup gitmişti belkide...
Ve belkide Lilith bu yüzden bugün yine buradaydı. Belkide kalbi ondan önce intihar edip soğuk sularda yerini almıştı.
Her şey onun suçuydu, her zamanki gibi kendi aptallığının bedelini yine kendisi çekiyordu. Çocuğun hiç bir suçu yoktu, o yine bir melekti. Suçlu olan tek kişi her zamanki gibi Lilith'den başkası değildi. Adı şeytanın adıydı fakat kendisi şeytan olamayacak kadar aptaldı. Ve şimdi iyi bir bedel ödemeliydi... hayatı. Bütün hayatı bir hataydı.
Biraz eğilip pembe gökyüzünün yansıdığı derin sulara baktı. Son sefer geldiğindeki gibi korkmuyordu. Bu sefer rahattı, en azından bir sürpriz yoktu. Hıçkırdı ve bunu yaparken kusmak istedi ama yapamazdı. En azından ölümü güzel olmalıydı.
Silkelendi, daha fazla düşünmek istemiyordu. Hataları çoktu, öyle ki tek varlığı kalan ailesi bile ondan bıkmıştı. Yani tek varlığı diye bir şey de kalmamıştı. Kendisi mi? O zaten hiç olmamıştı.
Zoraki bir gülümsemeyi dudaklarına yerleştirdi:
"deniz yine aynı deniz, uçsuz bucaksız ve yapayalnız." İşte bugün Lilith de yalnızlık korosuna katılacaktı. Belki deniz onun varlığı ile yalnızlıktan kurtulurdu. Ve hatta belki denize gelen insanlar bile kızın varlığı ile yalnız hissetmezlerdi. Evet saçmaydı. Ama bir o kadar da ütopik.
Eğildi ve atladı. Rüzgar sertçe kızı öptü ve sonunda deniz kızı kucakladı. Çok acıttı, ama soğuk su hissettirmedi. Tuzlu su ciğerlerinde yer edinirken o uyuştu. Karanlık suların içinden bile pembe gökyüzünü görebiliyordu. Çünkü biraz sonra güneşte suya batacaktı. Lilith'in yanına... Kızın ciğerleri çaresizlikle sızladı, kemikleri kırılırcasına acıdı, acıttı. İstese yüzüp suyun üstüne çıkabilir pembe rengini ciğerlerine doldurabilirdi. Ama o karanlığı istiyordu, kalbini... Ve kalbi de sızlıyordu. Çok acı veriyordu.
Ama yukarıdaki pembe gökyüzü değil karanlığa batan vücudu ve zihni kızın tercihiydi, istediği şeydi. Ve yine aptallığ-...
...merhabaaaa.. gördüğünüz gibi son yazmıyor. bu eseri yıllar önce sinir krizi geçirip ağlarken yazmıştım ve aslında oneshot tarzı bir şey olarak burada kızı ölmüş olarak bitirmiştim. amaa bir kaç gün önce bir sabah bu eserle ilgili ne yapacağımı bilerek uyandım. umarım vaktinizi ayırıp okuduğunuza pişman olmazsınız. sizde güzel bir iz bırakmak istiyorum. lütfen düşüncelerinizi güzel bir dille yorumlarda belirtiniz. fikirlerinizi duymak beni çok mutlu edecektir. umarım beğenmişsinizdir.. ve eğer bir sorununuz olursa her zaman bana mesaj atabilirsiniz, sizlere yardımcı olabilmekten mutluluk duyarım. intihar etmek kesinlikle çözüm değil. neyse tekrardan teşekkür ederimm.. 💜💎💐💠🦢🦋🧁✨
💜🎉 borahae 🎉💜
-ughly
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pink sky (tr)
Short Storyintihar etmek üzere olan bir kız- ın planları düşündüğü gibi ilerlemeyecektir.. bu kitap bana aittir, eğer bir şey paylaşmak isterseniz lütfen çormayın. izin aldığınız sürece ve adımı ve kitabımı belirttiğiniz sürece sorun etmem. teşekkür ederim bu...