İlk bölüm dahil olmak üzere bazı bölümler cinsel içerik barındıracağından, kitabı +15 yaşından küçük arkadaşlarımızın okunmamasını tavsiye ediyorum. Eğer okumak isteyen varsa da sorumluluk kabul etmiyorum. Aramızda gereksiz tartışmalar çıkmasın sonra :)💜
~
Belinden tutarak geriye doğru ilerlemesini sağladığı kızı tutkuyla öpen Soobin aklını kaybetmiş olarak hiçbir şey düşünmeden sadece dolgun dudaklara odaklanmış durumdaydı. Odasına girdiklerinde Soobin kapıyı ayağı ile kapattı.
Kız, kollarını oğlanın boynuna dolamış, sert öpüşlerine karşılık vermeye çalışıyordu ama ne kadar başarılıydı orası tartışılır. Soobin... Fazla profesyoneldi?
Geri geri adımlamaya devam etti kız üstüne doğru ilerleyen çocuk yüzünden. Nefessiz kaldığını hissetse de dudaklarını ayıramıyordu ondan. Sonunda Soobin onu yatağa doğru ittiğinde biraz olsun nefeslerini düzene sokabilmişti.
Hiç beklemeden kızın üzerine eğildi. Eğilmeden önce beyaz tişörtünü çıkarmayı ihmal etmemişti. Kasları ortaya serildiğinde kız yutkundu. Tekrar birleşti dudakları. Soobin kızın yüzünün her yerini öptü. Burnunu, göz kapaklarını, çenesini ve boynunu.
Boynunda oyalandı bir süre. Köprücük kemiklerine indi ardından, bir ısırık bıraktı oraya. Kız anında inlemişti bu tatlı acıyla. Kulaklarına dolan inilti Soobin'i daha da hızlandırmış, kızın gömleğini tek seferde çekip çıkarmasına neden olmuştu. Kafasını yastığa bastırıp derin derin nefesler almaya başladı genç kız. Siyah iç çamaşırı görsel şölen misali ortaya serildiğinde Soobin sırıttı hafifçe.
Tekrar eğildi. Bu sefer yavaş ve nazikçe öperken ellerini kızın çıplak belinde gezdirmeye başladı.
Kalbi maraton koşmuş gibi küt küt atan kız ellerini çocuğun kaslarından çekti, ona karşılık vermeyi bırakarak kafasını yastığa iyice bastırdı. Bu sayede dudakları ayrılmıştı. Soobin kaşlarını çatarak kızın loş ışıkta parlayan gözlerine baktı.
Nefes nefese konuştu kız. "Durmalıyız."
Soobin bir süre daha kaşlarını çatmış, ardından gözlerini devirmişti. Tekrar kızın dudaklarını öpmeye başladığında kız buna engel olmak adına çocuğu omuzlarından itti, yüzünü uzaklaştırdı.
"Yapamayız diyorum anlamıyor musun?" Derin derin nefes aldı ve ekledi. "Yeonjun'a bunu yapamayız."
Soobin alayla güldü.
"Yeonjun seni sevmiyor."
"Biliyorum."
Tek kaşını kaldırarak; "O zaman?"
Bir kez daha dolgun dudaklara eğilmişti ki kız bu sefer onun siyah saçlarından kavrayarak kafasını kendisinden uzaklaştırıp yüzüne bakmasını sağladı.
"Beni durdurma." Diye öfkeyle konuştu Soobin.
"Durmak zorundasın. O abin olacak pislik beni terk etmiş olsa da bunu ona yapamayız tamam mı? Buraya gelmem bile hataydı..."
Soobin sıkıntılı bir nefes vererek kızın üzerinden kalktı ve yerdeki tişörtünü giydi. Üzerini düzelttikten sonra ona döndü.
"Sen gerçek bir aptalsın Ahin. Seninle sırf keyfi için birlikte olan ve kolayca terk eden birini hala seviyorsun."
Soobin'in alayla kurduğu cümleye karşı Ahin kaşlarını çattı.
"Ya sen? Abinden intikam alabilmek için bana yaklaşıyorsun. Ne kadar da iyi bir kardeşsin..."
Soobin yamuk bir gülüş sunup yerdeki gömleği aldı ve tekli koltuğun üstüne bırakarak dolabından bol tişörtlerinden birini çıkararak yataktaki bedene fırlattı.
"Bu saatte tek başına gidemezsin, benim de seni bırakacak halim yok. Gece burada kal."
Ahin bir yanıt vermeden fırlatılan tişörtü bedenine geçirdi. Soobin yavaşça yatağa yaklaştı, elini biraz geride duran yastığa bastırarak kızın yüzüne yaklaştı.
Nefesini dudaklarına üfleyerek; "Düşündüm de... Abimin canını yakmak için sana ihtiyacım yok. Nasıl olsa seni hiçbir zaman sevmedi, umurunda da olmaz. Değil mi?"
Ahin'in kırgın bakışlarını fark ettiğinde sırıttı, ve dolgun dudaklara son bir öpücük bırakarak yastığı alıp odadan çıktı. Salondaki koltuklardan birine uzandı. Garip... Yatak odasında bir kız vardı, ama Soobin şuan onunla vakit geçirmek yerine koltukta yek başına uzanıyordu. Bu duruma gülmeden edemedi.
Yatak odasındaki kız ise uyumadan önce biraz ağladı. Sesi salona gitmesin diye elini ağzına kapatmıştı. Yorgun bedenini daha fazla ayık tutamadan kafasını yastığa koydu. Zaten bundan yarım saat kadar önce Soobin'in kendisini gelip aldığı barda içtiği birkaç bardak içki yüzünden halsiz hissediyordu.
