3. Bölüm

139 78 10
                                    

  Gözleri git gide sinirden daha çok kararıyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmeye başlamıştı.
Korkuyordum, bu manzara karşısında olup da kim korkmazdı ki?

"Bırak kolumu." Cesur olmaya çalışıyordum. Korkak olmamam gerekiyordu.

"Öyle mi? Niye bırakayım ki?" Sanırım psikopat bu adam. Şimdi çattık iyi mi?

"Ne demek niye bırakayım? Sana kolumu bırak dedim evime gitmek istiyorum."
Yavaş yavaş gözlerim dolmaya başlamıştı. Ama ben birinin yanında ağlamaktan nefret ederim, o yüzden  gözyaşlarımın dökülmemesi için baya bir direndim diyebilirim.

"Ağlayacak mısın? Tamam bırakıyorum ama bir daha bana sesini yükseltme. Umarım karşılaşmayız."

Dedi ve gitti. Bu adam tehlikeli birine benziyordu. Hatta benzemiyor adam çok tehlikeli biriydi. Her halinden belli oluyordu. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyordu.

Sert bakışlı evine girdikten sonra bende hemen evime girdim. Yemek yemeden odama geçip kısa bir duş aldım.
Ah bu duş kesinlikle her şeye iyi geliyor.
Yoksa bu sadece bende mi oluyor?
Suyun altına girince sanki üstümden yük kalkmış gibi hissediyordum. Taki çıkana kadar. Sonuçta bu da bir stres atma yöntemi benim için, kısa süreliğinede olsa.

O kadar çok yorgundum ki yine, bütün kemiklerim ağrıyordu. Bazen geceleri inlediğim oluyordu. Hiç sevmediğim bir huyumdur bu ama elimde olan bir şey kesinlikle değil. Çok yorgun olduğum zamanlar geceleri uyurken bilmeden acı çeker gibi inlerim. Yatakta dönünce canım acıdığı için oluyor galiba.
Öyle olduğum zamanlar annem daha çok üzülüyor. Her şeyde kendini suçlayıp duruyor. 'Ben anne olup size bile bakamadım' diye sövüp duruyor kendine.

Bu çok can yakıcı, eğer babam olsaydı belki de böyle olmazdık, belki o kötü patronun ağız kokusunu çekmezdim.
Yazılanı yaşıyoruz, hiç bir şey bilmeden sadece güzel şeyler olacak sevinciyle, bazen ise hüzünlerle yaşayıp gidiyoruz. Buna mecburuz.

Bize verilen hayatı yaşamaya gerçekten mecbur muyuz?

  Yatağa iyice yayıldım ve kendimi derin uykuya teslim ettim.

HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...

●●●●●●

Bu sabah ne kardeşimin cıvıltılı sesiyle uyandım, nede annemin 'kalk kızım geç oldu' dediği o güzel ses tonuyla uyandım.
Ne bu sessizlik?

Hemen yatağımdan kalktım ve odaları teker teker gezmeye başladım. Ne kardeşim vardı, nede annem.

"Anne" bu son seslenişimdi. Sabah sabah hayatta bir yere gitmezlerdi. Ne olmuştu da çıkmışlardı acaba evden?

Telefonu elime alıp annemi aramaya başladım.

patroniçe aranıyor...

Bu beşinci arayışım ama cevap falan yoktu.
Ben bu kafayla nasıl işe gideceğim şimdi?
Annem ve kardeşim nereye gider benden habersiz? Kafayı yiyeceğim. Ilk defa böyle bir şey olmuştu. Daha önce ben merak etmeyeyim diye annem hayatta habersiz bir yere gitmezdi. Peki bu sefer ne olmuştu?

Telefonuma gelen bildirim sesiyle hemen mesajlara baktım.

Kimden; patroniçe
"Ben bugün eve gelmeyeceğim merak etme, bir akrabayı ziyarete geldim. Bugün buradayım."

Bu neydi şimdi? Annem kim? Eve gelmemek kim? Içimi acayip bir his kaplamıştı. Merak hissi mi yoksa kötü bir his mi bende çözememiştim. Sanırım Ikiside.

Bir kaç gündür annemde tuhaf bir haller var. Değişik ve soğuk davranıyor bana. Nedeniyle ilgili ufacık bir bilgim dahi yoktu.

O Serkan denen adam geldiğinden beli annem böyle soğuktu bana karşı.
Eve gelmemek ne demek ya? Annem beni bir gece görmese dayanamaz ki. Peki bu sefer ne oldu da beni umursamaz oldu?

●●●●●●●●

Kahvaltı bile yapmadan evden çıktım.
Hemen dükkanın yolunu tuttum.
Hayret sert bakışlı karşıma çıkmamıştı bugün. Umarım bundan sonra da çıkmaz karşıma. O adam hep mi öyle sert bakıyor acaba? Adamın karizması en çokta bakışlarından geliyor herhalde anlamadım gitti yahu.

Dükkana girdiğim de patronun bir kaç lafını yedikten sonra işe başladım. Yine bir sürü halı vardı. Ben olmasam bu adam kesinlikle batardı, net batardı yani.

●●●●●

Sabahtan beli yemek yemediğim için başım dönmeye başlamıştı. Neyse ki bütün işimi bitirmiştim ve eve gitmeye hazırlanıyordum.

"Git evine bir an önce, düşüp bayılacan başıma bela olacaksın şimdi."

Cevap bile vermeden dükkandan çıktım ve eve doğru yürümeye başladım.
'Hıh başına bela olacakmışım. Sen kimsin ki acaba ben senin başına bela olacağım?'
Söylene Söylene eve giderken aklımda hala annem vardı. Umarım eve gelmiştir. Bugünkü yaptığı çok zoruma gitmişti. Eve gidince mutlaka son günlerdeki soğuk hallerini soracaktım.

Asansöre bindiğim sırada aklıma sert bakışlı gelmişti. Tam da burada dün gece kavga ediyorduk.
Yine tüylerim diken diken olmuştu bunları düşündükçe. Çünkü cidden çok kötü bakıyor insana. O öyle sert bakarken karşısında bayılmadan durabilmek büyük bir başarı diyebilirim.

Asansörden çıktım ve kapıya doğru yöneldim. Zili çaldım ama açan yoktu. Çantandam anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Yine bu sabah ki gibi odaları teker teker gezdim, ama yine kimse yoktu. Ne annem ne de kardeşim vardı. Oturup ağlamak istiyordum. Gerçekten bu gece oradamı kalacaktı?  Akrabam dediği insanların evinde mi kalacaktı?
Annem beni bu gece yanlız mı bırakacaķtı?
Annemden bahsediyoruz öyle değil mi?

Darlandığımı anlayınca dışarıya hava almaya çıkma fikri geldi aklıma. Kapıyı kapattım ve ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.
Ayağa kalktığımda öylece ruh gibi kapıya bakıyordum. Arkadan o sesi işitene kadar tabi.

"Bizim küçük annesini kaybetmiş galiba"
Söylediği söz ile hızla arkamı döndüm. Yoksa bu adam hayır olamaz.

"Sen, evet sen yaptın."

Kaşlarını çatarak
" ne diyorsun sen ne yapmışım ben?"

"Sen yaptın. Söyle çabuk annem ile kardeşim nerede? Korkuttun mu onları çabuk hemen söyle, tehlikeli biri olmandan belliydi zaten" 

"Kendine gel, sen kiminle konuştuğunu bilmiyorsun herhalde"

"Senin kim olduğun umrumda dahi değil, sana söyle dedim ne yaptın annem ile kardeşime?"

"Ulan ben ne yapacağım senin annen ile kardeşine sen kafayımı yedin?"

"Annem beni evde hiç bir zaman yanlız bırakmaz, bana hiç olmadığı kadar soğuk davrandı. Sen hayatıma girdiğinden beli annem bana hep tuhaf sen bir şeyler yaptın ama söylemiyorsun."

Zar zor konuşuyordum. Ağlamaklı çıkan sesimle şuan acınası durumda olduğumu çok iyi biliyordum ve bundan nefret ediyordum.

" Lan bana bak be-" daha lafını bitirmeden birden yere yığılmıştım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. En son duyduğum cümle ise " Almira kendine gel?" Olmuştu.

Peki ben şuan kimin kucağındayım? Yoksa...

  Evetttttt arkadaşlar bu bölümün gelmesi biraz uzun sürdü. Ve biraz kısa oldu ama bence güzel oldu.

Yorumlarınızı ve Oylarınızı bekliyorum.🌛

En sevdiğiniz sahneyi yazmayı unutmayın. 🌛

Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın can kuşlarım.🍁🌼

Instagram hesabım (Bahar_ee255 )

Aydınlığa Dönüş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin