Çifte Belalar

219 11 30
                                    

"Antrenörümden dört gün izin almayı başardım.Yarın havalimanına gidiyorum!"dedi Hana kafede otururken mutlulukla.

"Vay, iyisin bakıyorum." dedim gülerek.

Biraz duraksadı.

"Ya,sen de gelsene benimle?Buraya son geldiğinde Miko ile iyi anlaşmıştınız.Üçümüz gezeriz. Hem Japonca da biliyorsun, ortamlarda sıkıntı çekmezsin."

Başımı 'olmaz' anlamında salladım.

"Maalesef yarından sonra New York'ta duruşmam var."

Dudağını büzdü.

"İşlerin iyi gidiyor bakıyorum?En iyi dostunla vakit geçiremeyecek kadar fazla iyi yani..."dedi.

"Bu fırsatı kaçıramam.Ayrıca duruşmayı çoktan kabul ettim bile. Bugün gidiyorum,geri dönüşü yok yani."

"Peki, öyle olsun Bayan Martinez.Ama gelince seninle bol bol vakit geçireceğiz söyleyeyim.Ona göre izin al."dedi şakacıktan parmağını sallayarak.

"Tamam.Dediğiniz gibi olsun Bayan Yagami."dedim kıkırdayarak.

Bir süre daha kafede oturup konuştuktan sonra arabama binip Hana'ya veda ettim ve New York'a doğru yola çıktım.

- o -

Sonunda New York'a gelmiştim.Rezervasyon yaptırdığım otele girdim.

İşlemler yapıldıktan sonra oda kartımı alıp yukarı çıktım.

Odama girdiğimde kapıyı kapatıp valizimi yatağın yanına koyup yatağa sırt üstü uzandım.Yorucu bir yolculuk olmuştu.

Bir süre sonra uykuya dalmışım.

                    - o -

Uyandıktan sonra akşam yemeği yemek için aşağıya indim ve boş bir masa bulup oturdum.

Her şey harikaydı.Taa ki biri bana seslenene kadar.

"Kimleri görüyorum!" dedi tanıdık alaycı bir ses.

Arkama döndüm.Uzun sarı saçlı, kahverengi gözlü,kısa boylu, beş ton makyajı olan bir kızdı ve onun yanında da aynı ona benzeyen bir kız daha vardı.

"Affedersiniz, sizi tanımıyorum?" dedim sakince.Daha doğrusu düşüncelerimin doğru çıkmamasını umuyordum.

İkisi de bu sözlerim üzerine iğrenç bir şekilde kahkaha attılar.

"N'oldu kızıl kafa,bizi ne çabuk unutmuşsun bakıyorum!" dedi soldaki kız.

Kızıl kafa...Al işte!Düşüncelerim doğru çıkmıştı.Bu kızlar Jennifer ve Jane'den başkası olamazdı!

"Ee, Jane sanırım bizi hâlâ hatırlayamadı.Gerçi kruvasan beyinli olduğu için hatırlamamasına şaşırmamalı!" dedi gülerek.

"En azından benim bir beynim var,sizin gibi boş kafalı değilim.Ayrıca o beş ton makyaj bende olsaydı, siz de beni tanıyamazdınız."dedim alaycı bir sırıtışla.

Asla sinirlenip bundan zevk almalarına izin vermeyecektim.

"Sen bize beyinsiz mi dedin şimdi ve makyajımıza da laf mı ettin?!" dedi sinirle Jennifer.

Bunun üzerine Jennifer'ı alkışladım.

"Vaay,nereden de bildin öyle!"

"Bak haddini aşıyorsun ama!" dedi Jane.

Sinirlendiklerini görünce güldüm.

"Ne o,beni sinirlendirmeye çalışırken siz sinirlendiniz bakıyorum?"

Jennifer bana iyice yaklaştı ve gülümsedi,daha doğrusu gülümsemeye çalışmıştı.

"Buna çok pişman olacaksın Martinez.Haydi,gidelim Jane!" dedi ve arkalarını dönüp uzaklaştılar.

Hem suçlular hem de güçlüler.Her zaman böylelerdi.

Kısa bir süre eski anılar kafamda canlandı.İkizler okuldaki en zengin kişilerdi ve herkese sataşırlardı ancak bana ayrı bir ilgileri vardı.İlkokuldan beri beni sinirlendirmeye bayılırlardı.

Başımı iki yana hafifçe sallayıp düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım ve yemeğimi bitirip yukarı çıktım.

                                                                 - o -

Yatağıma oturup bağdaş kurdum ve laptoptan bana gönderilen belgelere bakmaya başladım.Büyük bir suç işlenmişti ve suç müşterimin üzerine atılmıştı.Ama suç atıldığına dair bir sürü kanıt olduğu için savunmam kolay olacaktı.

İlk belgenin son satırlarına gelmiştim ki telefonuma gelen bildirimin sesiyle okumaya ara verdim.Mesaj Hana'dandı.

Nessaa!Beni aramadın,bir sorun mu çıktı?

                                                                                         Aa unutmuşum,özür dilerim.Yol yorgunluğu  aklıma gelmedi :(.                                                                                                                                                                             

Sorun yok yani değil mi?

                                                                                          Hayır,yok...Sayılır.

Dur,seni arayacağım.Mesajla olmuyor.

                                                                                                 Tamam.

Mesajımı atar atmaz telefonum çalmaya başlamıştı.Hemen açtım.

"Dökül bakalım Nessa."

 "Tahmin et otelde kimlerle karşılaştım?"

"Bilmem, kimlerle?"

"Peki, kızıl kafa desem?"

"Jane ve Jennifer'dan bahsetmiyorsun,öyle değil mi?"İsimlerini tiksindiğini belli eden bir sesle söylemişti.

"Aynen onlardan bahsediyorum!"dedim sinirle.

"Haydi be!"

"Neyse ama onlara ağızlarının payını verdim en azından.Bu arada sen nasılsın bakalım,hazırlıklarını bitirebildin mi?"dedim.

"Çok heyecanlıyıım!Evet,az önce bitirdim."

Güldüm."Neyse,yarın  konuşalım mı?Belgeleri okumayı bitirmem gerek."

 "Tabii sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."dedim ve telefonu kapatıp belgelere döndüm.Yarın için hazırlanmalıydım.

Evet bir bölümün daha sonuna geldikkk...Umarım güzel yazabilmişimdir.Beğendiyseniz oy verip destek olmayı unutmayın ^^

 Süper Golcüler:İki Dostun MaceralarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin