Uçurum

19 4 1
                                    

Light , Scrump kasabasında doğan küçük bir kızdı ailesi onu çok severdi ve ondan çok umutluydular Light zeki bir çocuktu 6 yaşlarında okumayı öğrenmiş ve ansiklopedileri çok seven bir kızdı sık sık kitap alır ve ya kütüphaneye gider okurdu. Gök İmparatorluğu'nda yaşıyorlardı bir sürü köyden birinde doğmuştu gök imparatoru adaletli iyi bir adamdı faniler buraya giremezdi insanların mana seviyelerine göre güçleri olurdu şimdiye kadar sadece 8 seviye bulunmuştu ama bunların özel isimleri yoktu. 16 yaşına gelen Light çok heyecanlıydı bugün onun mana gücünün ölçüleceği gündü
Light'ın ağzında
Bugün hem heyecanlı hem de mutluydum bugün mana seviyem ölçülecekti sabah yataktan fırlarcasına kalktı babam muhtardı köyün muhtarı bu yüzden herkes benden umutluydu köy okuluna doğru yola çıktık herkes sokaklara dökülmüştü. Okula vardığımız zaman sahnenin arkasındaki bölmeye geçtim. Herkes sıra ile sahneye çıkıyor ve seviyesine bakılıyordu perdeden küçük bir boşluktan gördüğüm kadarıyla çocukların kafasına bir alet yerleştiriyorlardı üstünde ne gösteriliyor bilmiyordum önümdeki çocuk İce'a sordum.
-hey İce
- ne
-kafamıza bunu takınca ne gözüküyor
- babamın dediğine göre önünde çarpı ya da tik gözüküyormuş.
-çarpı gözükürse ne olur.
-onları Ölü uçuruma atıyorlar kimse sağ kalmıyor yağmur yağınca köyü kan kokusu kaplamasının sebebi de buymuş .
-öldürüyorlar mı? Neden?
- güçleri olmayan insanları hor görüyorlar köy için yaptıklarını söyledi babam
-hm Teşekkürler
Sıra İce'ye geldiğinde ne olduğunu çok merak ediyordum İce ın sırtı bana dönük olduğu için göremedim ama kalabalıktan bir mutluluk sesi geldiğinde güzel sonuçlandığını anladım.
Sıra bendeydi içimden dualar ediyordum. Kafama o acayip makineyi taktıklarında çok acayip hissettim eve gidip ayın kızı nı tekrar ve tekrar okumak istiyordum. Kafamı görmüyordum ama şimdiye sonuçlanmış olmalıydı herkes bana dehşet içinde bakıyordu bir anda göğsümde bir acı hissettim büyü kan kusmaya başladım en son duyduğum sözler ise babamın
- muhafızlar götürün onu yarın onu...
  Yazarın ağzından:
Light'ın babasından gelen büyü Light'nın organlarının bir anlık durmasına sebep olmuştu muhtemelen göğsüne kılıç batırılmış gibi hissetmişti 1 gün boyunca uyudu ama makine nin ve herkesin  yanıldığı bir şey vardı  Light'ın içinde büyü olmadı gibi  bir yanılgı muhafızların dürtmeleriyle uyanan Light
Light'ın ağzından
-Ne oluyor? Diye sordum
Muhafızlar bana hiçbir şey demedi kollarımdan kaldırıp sürükleyerek bir yere götürdüler uçurumun başına İce haklıymış bizi daha doğrusu beni öldürecekler çırpınmaya çalıştım ama işe yaramayacağını biliyordum. Muhafızlar durduklarında kafamı kaldırdım. Babamın soğuk yüz ifadesi karşımdaydı yanında duran annemin yüzü de bir o kadar merhametten yoksundu yan tarafıma baktım onları da mı atacaklardı?
-A..anne
Annemin tokat atmasıyla donakaldım.
-Ben senin annen değilim
Sözleri beynimde yankılanıyordu bu beni evlatlıktan reddettiği anlamına geliyordu gözlerimden yaşlar süzülemeye başladı ama annemin ya da babamın yüzünde hiçbir değişiklik yoktu. Usul usul ağlıyordum doğduğum şey için ölüme gönderiliyor olmak beni berbat hissettiriyordu elimde olsa herkese bağırır çağırırdım ama sesim çıkmıyordu ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum. Davullar çalmaya başladı muhafızlar beni ayağa kaldırdı ve itekleyerek uçurumun kenarına götürdüler arkamı döndüm benden

 iğrenir gibi bakan yüzlerce göz gördüğümde kollarımı açtım ve kendimi arkama uçuruma doğru bıraktım gözyaşlarım artık yanağıma düşmüyordu benim gibi süzülüyordu gözlerimin bulandı
Yazarın ağzından
Ay'ın yardımcılarından olan geyik tam düşmeden onu kurtardı bayan ay kim diyecek olursanız öldüğünde ruhu ayın bir parçasına dönüşen kadın yaşadığı zamanlar da aya aşık olan bu kadın imparatorun karısıydı öldüğünde ailesinin yanındaydı annesinin küçük köyüne baskın yapılmış yanlarındaki muhafızlar ölmüştü küçük kız dadısı ve bayan ay duruyordu küçük kızın gözleri mordu kıpkırmızı dudaklara bir ölünün ten rengine sahipti dadıyla bir plan yaptılar kaçmak için ama her şey umdukları gibi gitmedi bayan ay kızının ölmesini istemediği için kızına gelen kılıcın önüne atlamıştı gök imparatoru karısının ölümüyle yıkılmıştı ama nasıl olduğunu bilmiyordu komşu ülkeleri Goryo'ya gitmişti ama onları suçlamak için bir sebep yoktu onlar ellerinden geldiğince korumuşlardı ama karısının ölmesine yol açan bu baskını kimin yaptığını bilmiyordu öğrenmek için 5 yıllık bir araştırma başlattı hiçbir sonuç yoktu kızından ne de dadısından bir daha hiç haber alamadı kralın 3 oğlu vardı kral tekrar evlendi ama bu evliliğinden hiçbir çocuğu olmadı.

Light'ın ağzından:
Uyandığında yerde yatıyordum bir göletin kenarındaydım bu göletin tatlı su olması için dua ettim içince tatlı su olduğunu anladım oturdum yerde düşünmeye başladım hangi insan neden böyle bir şey yapardı ki belki de şu an ahiretteyim burası cennet gibiydi ama kim bilir kaç kişi daha ölmüştü o uçurumdan karnınımın guruldamasıyla ahirette olmadığımı anladım etrafımda bir kulübe ve bir sürü meyve ağacı vardı kulübe varsa biri de yaşıyordur içinde diye düşündüm kapıyı tıkladım ses gelmedi muhtemelen yıllardır kimse yoktu uzaktan göründüğü kadar güzel değildi etrafı örümcek ağlarıyla kaplıydı ve toz içindeydi açlığımdan burayı unutup meyvelere döndüm meyvelerin hiçbirini tanımıyordum ya zehirlenirsem diye düşündüm ama nasıl hayatta kaldığımı bile bilmediğim için bunu sıkıntı etmedim ve mor bitkiyi yuttum karnımda kelebekler uçuyordu sanki okuduğum bir kitapta mana gücünün böyle hissettirdiğini hatırladım evet güçlenmiş hissediyordum o meyvelerden yemeye başladım birkaç meyve daha vardı kırmızı bir meyve daha vardı. yediğimde kaslarım 2 saniyeliğine çok ağrıdı oldu ne olduğunu pek anlamadım mavi bir meyve daha vardı onu da yedim pek bir şey hissetmedim yanımda kitaplarım da vardı. Onları açtım bu meyveleri araştırmaya başladım ama artık bana daha tatlı geliyorlardı ve en azından açlığımı yatıştırıyordu. Kulübeye girdim içerde Çimlilerin giydiği tipten giysiler vardı hoşuma gitmişti burada biri yaşıyor muydu uzun zamandır buradaydım hava kararmaya başlamıştı hala buranın sahibi gelmemişti içerde hem kadın hem erkek hem de erkek çocuk kıyafetleri vardı bazı insanlar burada yaşıyordu belliydi çok tozluydu terk edilmiş gibiyde ama kıyafetler gayet güzeldi etrafa baktım. Etrafı temizlemeye başladım. Yerde hiçbir şey yoktu ama her yer tozluydu yerde bir buruşmuş bir mektup buldum.

Sevgili Ming Jie,

Burada daha fazla kalamam. Chan Chan'ı burada daha fazla saklayamayız güçleri olmadığı için bilge Tao elbet onu bulup öldürecektir biz burayı terk ediyoruz seninle Shu Lan'ın malikanesinde buluşalım.Orada biletlerimiz hazır artık bu diyardan gideceğiz

Ping An

Anlaşılan buradan kaçmışlar her şeylerini bırakıp.Biraz gelişip güçlendikten sonra köyüme geri gitmeyi deneyecektim ama hızla karar vermemek en iyisi diye düşündüm.Evi temizledim evdeki kıyafetlerden birini giydim bir sepet alıp o meyvelerden toplamaya başladım hava iyice karardığında toplamayı bıraktım hala kalmıştı yarın devam ederim diye uyumaya gittim.

.....................................

Yeni kitappp inşallah bundan da soğumam ya neyse siz okuyun falan

 VOTE DE ALABİLİR MİYİM??

İSTEYEN YORUM DA ATSIN ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin