Parti | killugon ✓

iki

"Hey, hey Killua!" Killua göz ucuyla Leorio'ya baktı, Kurapika'yı zorla kolunun altına almış yanına getiriyordu.
"Diyorum ki, Kurapika'nın saçlarından biraz kesip açık artırmaya çıkaralım! Baksana, saçları sarı, parlak, harika! Çok iyi para kazanırız-" Kurapika'nın sinirle koluna vurmasıyla sözü kesildi.
"Ama Kurapika izin vermiyoor!"

Ancak Killua onları dinlemiyordu bile. Göz ucuyla bakıp sarhoş olduğunu gördüğünde nasılsa boş konuşacak, diyerek tekrar parlayan çocuğa dönmüştü. Bir süredir, onu gördüğünden beri, tek ilgi odağı oydu.

"Hey."

Dönüp bakmadı önce. Daha sonra görüş açısına küçük shot bardağı girdi. Kurapika gülümseyerek bardağı uzatıyordu ona.
"Al, cesaret verir."

Gözleri şaşkınlıkla büyüdü Killua'nın, sonra bardağı alırken mırıldandı.
"O kadar belli ediyor muyum?"

Gülümsemesi genişledi Kurapika'nın.
"Onu tanıyorum," dedi yumuşak bir sesle, "yanına gidersen seni geri çevirecek biri değil."

"Sadece kibar olduğu için mi?" Çünkü kibar olduğu için ona yakın davransa bile, Killua kesinlikle umutlanırdı.

"Denemeden bilemezsin."

Killua bir önündeki içeceğe, bir de karşısındaki çocuğa baktı. Yanına gidebilirdi, böyle kalabalık bir yerde yanına geldi diye yanlış anlayacak değildi çocuk. Hem Kurapika "seni reddetmez" demişti, en azından birkaç dakika yan yana olabilmeyi umuyordu Killua. Şanslıysa adını da öğrenirdi.

İçinden kendine cesaret konuşması yaparken küçük bardağı kafasına dikti. Bu kadarı yetmemişti, masadaki Leorio'dan kalma ve Kurapika'nın sonradan doldurduğu birkaç bardağı daha içti. Derin bir nefes alıp masadan ayrılmadan önce son kez Kurapika'ya baktı, Kurapika gülümseyip başını "hadi git" dercesine sallayınca yürümeye başladı.

Bomboş gelen artık sadece yanımdaki insanlardı
Birkaç shot attıktan sonra çağırdım kendimi yanına

Killua çocuğun yanına vardığında yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirdi, hala aralarında hatırı sayılır bir mesafe vardı. Aradaki birkaç adımı da giderken bir anda müziğin ritmi değişti, insanların hareketleri de anında müzik gibi hızlanmıştı. Dans ederken iyice kendinden geçen insanlardan biri Killua'ya çarpınca, Killua sırtından itildiğini hissetti ve öne doğru birkaç büyük adım atarak düşmekten kurtuldu. Kafasını kaldırdığında tam karşısında onu gördü.

5 saniye. Göz göze gelmiş ve yaklaşık 5 saniye boyunca birbirlerine bakmışlardı. Killua, dosdoğru ona bakan kahverengi gözlerle yutkundu istemsizce. Gelirken düşündüğü bütün giriş cümleleri uçmuştu aklından. Olduğu yerde, etrafındaki insanları umursamadan durmuş çocuğun güzelliğini izliyordu.

Karşısındaki çocukta, Gon'da, ise durum biraz daha farklıydı. Aldığı alkol yüzünden dikkatini bile toparlayamıyordu ki o anın etkisine girip Killua'nın baktığı gibi baksın ona. Onun yerine, Killua'yı da bir şey söyleme zahmetinden kurtararak, bu güzel mavi gözlü çocuğu bileğinden tutup pistin ortasına doğru çekti. Yüzünde hala geniş bir gülümseme vardı, yanında sürüklediği gençle birlikte müziğe uyarak hareket etmeye başladı.

İkisi dans ederken diğer herkes yavaş yavaş yok oluyordu zihinlerinde, koskoca sahilde sadece onlar kalmıştı. Müzik defalarca değişmiş, en sonunda yavaş bir şarkıda durmuşken Killua da Gon da dans eşlerini değiştirmek istememişti. Killua anın sarhoşluğuyla hiç düşünmeden belini sardı hala adını bilmediği çocuğun. Alkolün etkisi geçmiş, yavaş yavaş kendine gelen Gon da biraz daha yaklaşıp çekingence geniş omuzlara yerleştirdi kollarını. Birbirlerinin kokusu deniz kokusunu dahi bastırıp burunlarına dolduğunda gözlerini kapattılar. İkisi de birbirlerine biraz daha yaklaştıklarından da, yüzlerindeki gülümsemeden de bihaberlerdi.

Sahne bizim olmuştu güneş denizle buluştuğunda
Yükseldi, müzik yükseldi deniz adına kavuştuğunda

______________

Bölümde çok fazla gülümseyen Kurapika yazmışım, biraz kutsanalım o zaman bu güzellikle

Sonunda yazdım :") pek beğenmesem de
Abartmaktan korkuyorum ya yazarken, abartıyorsam ya da ne bileyim betimlememeler fazlaysa okuyanı sıkıyorsam falan söyleyin lütfen