𝐩𝐚𝐫𝐭 1

408 24 4
                                    

Merhaba öncelikle bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz fikir benimdir başkasınınkine benziyorsa fark etmemişimdir yada o hikayeyi bilmiyorumdur her neyse başlıyalım hadi :)
...............................................................................
Şemsiye S.1 B.1
*Adrien*
Merhaba ben dünyaca ünlü bir tasarımcının oğluyum Adrian Agreste babamda Gabriel Agreste, yeni okulumdaki ilk günüm ve tabikide kimseyi tanımıyorum, yada ben öyle düşünüyordum- ugh.. Lie-La Rossi. Bu kız benim peşimi bırakmıyacakmı cidden bıktım artık, önce arkamdan iş çevirip şimdide kendini affettirmeye çalışmaktan yorulmadımı bu kız kusura bakma Lie-La'cım ama bi daha kanmam sana.

Nathalie bana sınıfımın nerde olduğunu söylemişti o yüzden kimseyle muattap olmak zorunda değildim bu beni mutlu etmişti sınıfa girdiğimde gördüğüm karşısında şaşırmıştım. Chloe Bourgeois?!
Ah tanrım tanıdık biri sonunda!
"Chloe?!"
"Adrien?!"
"Şu işe bak aynı okuldayız"
"Evet evet, ama neden sen bu okula gittiğini söylemedin?"
"Seninde bu okula gideceğini bilseydim söylerdim"
*zil sesi*
"Ben sırama geçiyorum sonra görüşürüz."
"Görüşürüz."

Chloe'yi görmek iyi oldu çünkü bu kocaman okulda kimseyi tanımıyorum ve konuşacak biri olması iyi olurdu, neyseki Chloe'de bu okula gidiyor.

Bende boş bir yer buldum ve oturdum ve öğretmenin gelmesini bekledim. O sırada mavi saçlı, mavi derin gözleri olan bir kız geldi, ve dediki

"Sıramdan kalkarmısın orası benim?"
"Burasımı senin sıran?"
"Yok başka yer, şimdi lütfen sıramdan kalkarmısın?"

Çantamı aldım ve bir ön sıradaki boş yere oturdum yanımda biri oturuyordu, belliydi çünkü çantası orda duruyordu.

5 dakika olmadan birisi geldi ve yanıma oturdu. Bana baktı ve elini uzattı.

"Merhaba ben Nino sen yeni öğrenci olmalısın"
Elini tuttum ve salldım
"Adrian, evet ben yeni öğrenciyim"
"Memnun oldum"

İnsanlarla muattap olmayı pek sevmesemde bir kaç yeni arkadaş kötü olmazdı. Arkamda oturan kızın bana baktığını hissedebiliyordum, çantamda bir şey vardı bahanesiyle döndüm ve kafasını başka tarafa çevirdiğini gördüm, ona bakıyordumki gözgöze geldik o hemen başka tarafa baktı o sıradada öğretmen geldi.

"Günaydın çocuklar, bugün aramıza yeni bir öğrenci katıldı kendini tanıtırmısın Adrian?"
"Tabi, merhaba ben Adrian Agreste, 16 yaşındayım"

(herkes kendini tanıtdıktan sonra)
Tam oturacaktımki arkamda oturan kız konuştu.

"Sen ünlü tasarımcı Gabriel Agrest'in oğlusun değil mi?"
"Evet"

Ses gelmedi bende oturdum, öğretmen derse başladı ve bende not almaya başladım.

~Marinette~

Ugh... Klasik her şeyi parasıyla elde edbileceğini sanan şımarık zengin çocuğu, dünyaca ünlü bir tasarımcının oğlu neden bu okula gitsinki? Binlerce özel okullar varken buraya gitmesi beni şüphelendiriyordu ama hala bir sebep bulamıyordum.

~45 dakika sonra~

İlk ders bitti bende dışarıya çıktım kantine gittim ve yiyecek bir şeyler aldım Alya ve Nino'nun oturduğu masaya gittim ve oturdum.

"Selam Marinette"
"Selam Alya ve Nino"
"Şu yeni gelen çocuk iyi biri gibi duruyor"
"Evet ve yakışıklı olmasıyla kalmıyor ve ünlü tasarımcı Gabriel Agrestin oğlu!"
"Herkes bu çocukta ne buluyor cidden? Sırf yakışıklı ve ünlü tasarımcı birinin oğlu diye herkes onunla ilgileniyor"
"Kızım bu kadar sinirlenmeye gerek yok."
İyi, tamam."

Yemeklerimizi yedikten sonra sınıfa gitmeye karar verdik, kapıyı açtım ve karşımda gene o vardı 'Adrian Agreste' hızlı yürüyordum ve kapıyı açtığım gibi yürüdüm ve onunla çarpıştım, şuan hayatta en son karşılaşmak istediğim kişi oydu başımı kaldırdım ve ona baktım, malesef minyon'dum o yüzden başımı kaldırmam gerekti. Ona baktım oda bana bakıyordu kısa bir süre öyle kaldık sonra ben ondan uzaklaştım tam yürüyecektimki adımımı atmadan hemen önce konuştu.

"Daha dikkatli olmalısın küçük kız"

Ona baktım ve bana göz kırptı sonra arkama bakmadan yürüdüm. Az önce ne oldu öyle bir şey diyemedim.

Sonraki zamanlarda onunla muattap olmadım. Neyseki okul bitmişti ve artık evime gidebilirdim, eşyalarımı topladım ve sınıftan çıktım ve çıkışa doğru yürüdüm. Yağmur yağıyordu çantama baktım ve şemsiyem çantamda değildi, tanrım bugün benim şansızlık günüm felanmı? Herşey sadece benim başıma geliyorda, bende yağmurun dinmesini beklemeye karar verdim 5 dakika kadar sonra Adrian gelmişti bana el sallamıştı ben sadece başka tarafa baktım daha sonra şemsiyesini açıp konuşmaya başladı.

"Bak, senin benden hoşlanmadığını hissedebiliyorum sana ne yaptım bilmiyorum ama.. Özür dilerim."

Şemsiyeyi bana uzattı ben sadece bakıyordum ve tekrardan konuştu.

"Arkadaş mıyız?"

Ben hala bakıyordum ve şemsiyeyi aldım sonra dedimki.

"E-Evet a-arkadaş tabi!"

Sonra şemsiye yüzüme kapandı ve gülmeye başladı şemsiyeyi kaldırıp ona baktım burdan çok tatlı gözüküyordu, n-nediyorum ben?! Ah tanrım saçmalıyor olmalıyım. Gülmesi bitti ve konuştu

"Her neyse yarın okulda görüşürüz."

Dedi ve göz kırpıp gitti, ben arkasından bakıyordum bir arabaya bindi ve gitti bende evime gittim.

~Adrian~

Tatlı bir kızdı, onu sevmiştim ama aşka zaman yok planım tıkır tıkır işliyordu 2 aya kalmaz onun işini bitireceğim. Her ne kadar suçsuz olsada, ama onun hakkında her
şeyi bilmiyorum patron bana her şeyi anlatmamıştı sadece bu kızın işini bitir dedi bende işimi iyi yapmayı seven biriyim yani şüphe uyandırmadan kimsenin benim yaptığımı düşünmemesi gerekiyordu ve buda malesef. fazla zaman alacaktı...
..........................................................................
Merhaba arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir galiba kısa oldu bilmiyorum. Buarada yeni bölümü yarın atacağım vaktinizi ayırdığınız, için teşekkür ederim! ☁️💫✨

✞︎ 𝐔𝐌𝐁𝐑𝐄𝐋𝐋𝐀 ☯︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin