2. bölüm

14 0 0
                                    

2. BÖLÜM

Uyandığımda hava kararmıştı. babamın geldiğini düşünerek salona indim. Salonda kimse yoktu. Ben de mutfağa doğru yöneldim. Hizmetliler mutfakta yemek telaşındaydı. Aralarında konuşurken duydum,babamın işi varmış geç gelecekmiş. Üzülerek mutfağa girdim. Beyza abla bana her zaman çok sıcak davranırdı. Hele ki annemin vefatından sonra daha da yüklendi üzerime. hem o beni çok seviyor hem de ben onu. beyza ablama sarıldım.

-bu akşam yemeğini nerede yemek istersin tatlım,

-sizinle beraber mutfakta yemek isterim, diye karşılık verdim.

salona geçtiğimde kimseler olmadığı için canım sıkıldı. ben de mutfağa giderek beyza ablamlara yemeğin hazırlanmasında yardım ettim.

hepsini çok seviyorum. benim yalnızlık yaşamama izin vermiyorlar.

akşam yemeğini yedikten sonra genellikle beyza ablamlar mutfakta çay içip otururlardı. hiçbir akşam onlara eşlik etmezken sırf bu akşam yalnız kaldığım ve canım sıkıldığı için onların yanına oturup hep beraber sohbet ettik. saat on olmuştu ve babam daha gelmemişti. odama çıkıp babamı aradım. babam yolda olduğunu söyledi. şimdiye kadar babamın toplantılarının hiç bu kadar uzadığını görmemiştim. aslında ne yalan söyleyeyim içimde çok büyük bir sıkıntı var. ben sanırım babamdan şüpheleniyorum. bu düşüncelere dalarken uyuya kalmışım. sabah uyandığımda babam yine kahvaltı sofrasında yoktu. beyza ablamlara sorduğumda ise toplantısı varmış bu yüzden erkenden gitmiş. bu olaydan sonra babamdan iyice süphelenmeye başlamıştım. içim daha da huzursuz oldu. çaresizdim sanki."ya babam başka kadınla evlenirse, bunun hayalini kurmak bile kötü" diye kendi kendime konuştuktan sonra giriş kapısının önünde bulunan koltuğun üzerinden sırt çantamı alıp,montumu da giydikten sonra evden çıktım. okul yolunda yavaş yavaş müzik dinleyerek giderken birinin omzuma dokunduğunu hissetmemle bir arkamı döndüm. arkamı döndüğümde arkamda olan yakışıklı çocukla tarpıştım ve hemen geri çekildim.

-ne yapıyorsun sen? diyerek konuşmayı başlattım.

-iyiyim, sen nabıyorsun? diyerek dalga geçer tarzında bir yanıt verdi.

-evet ne vardı?

-ben Galatasaray Lisesini arıyorum da hangi tarafta acaba?

-sen orda mı okuyorsun?

-evet 12/C sınıfındayım. yeni geldim.

inanılır gibi değil ya. nerdeyse gıcık olduğum ama biraz da yakışıklı bulduğum çocuk bizim okulda ve daha da kötüsü benim sınıfımda.

-bende o okulda okuyorum ve malesef aynı sınıftayız.

-ee ne duruyoruz beraber gidelim yani senin için bir sakıncası yoksa..

-yoo ne gibi bir sakıncası olabilir ki, diyerek yürümeye başladık. çocuk yakışıklıydı aslında. siyah ve biraz uzun saçlı,siyah gözlü , orta boylu birisi."yok canım saçmalama serra, olur mu hiç öyle şey" diyerek kendimi sakinleştiriyordum. bana ilk defa böyle şeyler oluyor. mesela onun yanından taa okula varana kadar kalbim hızlı hızlı atıyordu. sınıfa girdiğimizde ise bütün gözler üzerimizdeydi.

-işte sınıf burası. artık geriye kalan yerleri diğerleriyle gezebilirsin hem tanışmış olursunuz.

-onlarla tanışırım orası kolay da seninle onca yol geldik hiç konuşmadığımız için daha adını bile bilmiyorum, dedi.

-ben de senin adını bilmiyorum.

-hmm peki önce ben söyliyeceğim o halde. evet ben Özgür, peki ya sen?

-hmmben de Serra,diyerek yanıtladım. böylelikle en azından artık isimlerimizi biliyoruz. tanışma bittikten sonra en yakın arkadaşım dileğin yanına oturdum. dilek bana "serra sen bu çocuktan hoşlanıyosun vee o da senden" demez mi. Allahım bir sinir oldum."saçmalama dilek olur mu öyle şey"diyerek karşılık verdim. "bana bak serra bizim ozanla halimizi gördün.(ozan ile dilek sevgili) ilk bakışta aşktı bizimkisi ve sizinkisi de öyle olacak baksana özgür ile ozan çok iyi anlaşıyorlar yanii tıpkı bizim gibi tatlım."diyerek karşılık verdi.

akşam eve gelirken yine yolda kulaklığımla yürüyordum. ama bu seferki daha farklı çünkü bu sefer sadece müzik dinlemiyordum. aklımda özgür vardı. onu düşünüyordum. ve bu düşüncelerimi ona karşı olan karşılıksız hislerimin var olduğunu anlamakla bitirdim. böyle düşünürken eve vardığımın bile farkında değildim. eve geldiğimde babam evdeydi. babama:

-aaa hayret babacım iki gündür aynı evde olduğumuz halde çok özlemişim seni,diyerek babama olan kızgınlığımı fark ettirmeye çalışıyordum. ama galiba babam çok kızdı.

-işimin olduğunu biliyosundur herhalde kızım, diyerek karşılık verdi babam.

böylece babamla laf yarışına girmiştik resmen, o söylüyor sonra ben söylüyorum falan. en sonunda babam çok kızdı:

-yeter! bence gereğinden fazla konuştun bu akşam, konuyu kapatalım, deyince iyice kızdım babama ve hiçbirşey demeden doğru odama çıktım. üzerimi değiştirdikten sonra önce aşağı inip babamı kontrol ettim. içeride yemek hazır olana kadar televizyon izliyormuş. beni fark etmeden yukarıya çıktım babamın odasına. pantalonunun cebini ve ceketinin cebini kontrol ettim temizdi.daha sonra yatağın kenarında iş çantasını açtım. gördüklerime inanamıyordum. kırmızı bir kutu ve içerisinde bir tektaş yüzük var. babama o kadar kızdım ki. yüzüğü öyleye yatağın üstüne fırlatıp çıktım odadan. hemen eşyalarımı toparlayıp mutfaktaki arka bahçe kapısından kimseye çaktırmadan çıktım ve hemen uzaklaştım evden. çok ağladımçok üzüldüm. babam böyle birşeyi nasıl yapar hala inanamıyorum bile. Allahım kafamı yicem yaa böyle birşey nasıl olur. kendi kendime konuşurken telefonum çaldı baktığımda ise arayan babamdı. açmadım sessize aldım telefonu. korkuyordum acaba şimdi ne yaparım nereye giderim diye düşünürken. dilekle sürekli gittimiz yol kenarında bir dağ manzaralı bank vardı aklıma bir tekyero gelmişti. yolumu hemen değiştirip oraya doğru yürümeye başladım. vardığımda ise kimseler yoktu orada. oturdum banka içimden geldiği kadar ağladım ağladım ağladım. dalmıştım dağlara öylece bakıyordum sessizce.omzuma biri dokundu sanki. irkilerek döndüm arkamı ki gördüğümde çok şaşırmıştım. beklemiyordum onun geleceğini ne işi vardı ki burada...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YALNIZ BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin