Carpe Diem
(One Shot)
Yazan:Hilal
"Başlayalım mı artık?"
Kül rengi uzun saçları olan ve kaşını iki çizgi halinde tıraşlamış adam oturduğu sandalyeyi biraz geriye çekip daha rahat bir oturuş sergiledi.
"Başlayabiliriz."
Spiker kadın güven verici bir bakışla başını sallayıp kameramana işaret verdi.Kayıt cihazını açarak masanın ortasına koydu yavaşça.
"3,2,1 ve kayıt zamanı."
Ellerini masaya dayayan kadın yapacağı röportaj için sorularını sormaya başladı.
"Bay Wu Yi Fan kendinizi bir cümleyle bize tanıtır mısınız?"
"Yaşama fobisine sahip olmama rağmen anı yaşamak için çırpınan birine aşık olan bir adamım." Masanın üzerinde duran kan kırmızısı rengindeki atkıya bakmıştı YiFan.
Spiker kadın YiFan'ın gözlerini takip edip onun baktığı yere baktı. "Onunla nasıl tanıştınız?"
Yavaşça gözlerini kapadı her gülüşünde,her duruşunda asalet dağıtan adam.
"Onu ilk gördüğümde küçük bir çocuk zannemiştim. Yüzü bir çocuğun saflığı gibi parlarken duruşu olgun bir adam havasındaydı.Koltuğunun altında boş tuvalleri sıkıştırmıştı ve elinde birkaç fırça vardı.Diğer elinde büyük bir poşet vardı.Yaya geçidinde yayalar için yeşil ışığın yanmasını beklerken aniden yeşil ışık yanınca aceleyle yürümeye başlamıştı.Tuttuğu poşetten birkaç boya tüpü yere düşmüştü ve bunun farkında bile olmadan hızla yürüyordu.Otobüs durağında oturduğum yerden kalkıp yürüyerek düşen boya tüplerini aldım tek tek ve onu takip etmeye başladım."
Boğazının kuruduğunu hisseden YiFan uzanıp masadaki atkıyı kucağına çekip bacak bacak üzerine atarken kahve kupasını aldı eline.Bir yudum içtiği kahve ona iyi gelmişti.Bardak elindeyken anlatmaya devam etti.
"Gecenin dördüydü ve O, yolda gördüğü ağaçlara,evlere hatta üstünde yürüdüğü asfalta bile selam veriyordu."
YiFan ile birlikte spiker ve kameraman hafifçe gülmüştü.
"Gerçekten onunla birlikte uzun bir yol yürüdük.Arkasından seslenerek onu durdurabilirdim ve durduğunda boyalarını verip geri dönerdim ama bunu yapmak istemiyordum.Yürüyen ayaklarımın isteği onun peşinden gitmek,kulaklarımın isteği onun sesini dinlemekti.O yürüdü,ben yürüdüm.Bir arka sokağa saptığında görüş alanımdan çıkmıştı.Büyük adımlar atıp onun girdiği sokağa girdim ama O yoktu.Başımı sağa sola çevirip nerede olduğuna bakınırken sağ tarafta bir yerin ışıkları yandı.Işık yanan tarafa yürüyordum."
/Flaschback/
YiFan gördüğü ışık yanan yere doğru giderken o çocuğu bulmayı umuyordu.YiFan binanın önüne geldiğinde durup binayı inceledi.Tarihi olduğu belli olan ahşap bir binaydı ve boya kokusu sarmıştı her tarafını.Açık büyük pencereden içeriye baktı.O çocuğu yeniden görmüştü.Doğaüstü bir manzara izler gibi kısa boylu olan çocuğu izlemeye koyulmuştu.
Tuvalleri tuval sehpalarına yerleştirmeye başlamıştı teker teker.Dört tuvalde yerini alınca eğilip yere bıraktığı poşeti aldı.Poşeti ters çevirip içerisindeki boya tüplerini büyük masaya boşalttı.Boyalardan birkaç tüpün eksik olduğunu fark ettiği sırada arka taraftan gelen sesle geriye döndü.
YiFan büyük pencereden içeri girmişti ve yürürken ayakkabısının ahşap zeminde çıkardığı ses çocuğun ona dönmesini sağlamıştı.YiFan gergin bir gülümsemeyle avucunu açıp elindekileri gösterdi karşısındakine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carpe Diem
Random"Peki onu bir cümleyle bize tanıtırsanız bu cümle ne olur?" YiFan elini çenesine götürüp düşünmeye başladı.Bulduğunu belli edercesine parmak şıklattı. "İnlemesi tüm bedeninin kışkırtıcı düeti olan bir "Carpe Diem" çocuğu."