yedi

210 34 2
                                    

15 Nisan

Günlük.

Birkaç gün sana yazmayı unuttum. Günlerim uzunca uyuyarak geçti. Rüyalarımda Taehyung'un planlarını yapmaya devam ettik. En son bıraktığım yerden devam ediyorum yazmaya.

Uyuduğum süre kadar uykuya dalamadım. Artık uyku düzenim bozulduğu için Taehyung ile aynı zamanda uyuyamayacağımdan ve denk gelmeyeceğimizden korktum. Eğer aynı anda rüya görüyorsak aynı anda uyuyoruzdur değil mi? Yine de tüm endişelerim uykuya daldığım an boşa çıktı. Taehyung'u karşımda gördüm. Ona endişelerimden bahsedince bana uyuduğum zamanı hissettiğini ve ona göre davrandığını söyledi. Daha fazla ayrıntı vermedi. Onun verdiği bu küçük ayrıntılarla yetinebileceğimi düşünüyor.

Taehyung rüyalarıma girmeye başlayalı 6 gün oldu. Yine de beraber çok fazla şey yaşamış gibi hissediyorum. Rüyalarda zaman çok farklı akıyor. Bazen rüyada olduğumu unutuyorum sonrasında Taehyung uçuk kaçık bir hareket yapıyor ve birden hatırlıyorum.

Yırtık pantolon giymek istediğini söyledi. Direkt üstünde hayal edip giyebilirdi ama işi dramatikleştirmek istedi bu yüzden beraber alışverişe gittik. Mağazadaki her pantolonu denedi ve bana fikrimi sordu. Hepsinin yakıştığını söyledim. Onu umursamadığımı düşündü ama cidden ona yakıştığı için öyle demiştim. Herhangi bir tanesini seçip üstüne giydi. Bir şeyler söylemem gerektiğini hissettim. "Hoş diz kapakların var."

Ağzı hafifçe açıldı. Bir süre bana baktıktan sonra ağzının ucuyla teşekkür etti.

Sinemaya gittik. Rüyada film izlemenin sıkıcı olacağını düşündüm ama şu an onun planlarını uyguladığımız için sesimi çıkarmadım. Kendim hakkımda bir şeyler anlatmamı istediği için yol boyunca ona üniversite anılarımdan bahsettim. Sıradan şeylerdi ama beni ilgiyle dinledi. Onun bu ilgisi kendimi kötü hissettirdi. O herhangi bir okula hiç gitmemişti. Keşke ben de üniversiteye gitmeseydim. Bunu düşündüm.

Sinemaya varınca patlamış mısır aldık, onu yedikten sonra da sinemayı terk ettik.

"Ne? Film izlesek zamanımızı boşa harcamış olurduk. Sıkıcı."

Bir markete gidip birkaç çeşit cips aldıktan sonra marketin önündeki kaldırıma oturduk. Elimde tuttuğum cipse uzanırken "Bu bir randevu." dedi sonra da paketten aldığı bir avuç cipsi ağzına attı.

"Peki beni öpecek misin?" dedim.

"Evet."

Dudakları dudaklarıma değdi. Heyecanlanmadım, kalp atışlarım hızlanmadı ya da çevremi harika hisler sarmadı. Yine de karşımdaki kişinin Taehyung olduğu düşüncesi hoşuma gitti. Başka hiçbir hareket yapmadı, ikimiz de birkaç saniye boyunca öyle kaldık. Tam dudaklarımı oynatacağım sırada geri çekildi. Kafasını eğdi ve cips yemeye devam etti.

Yanaklarının kızardığını şu an bana bakmıyor olsa da gördüm. Tatlıydı. Kolumu omzuna attım.

"Daha önce yemediğim için cipsin tadını hissedemiyorum."

Elinden cips paketini alıp uzağa attım. Kendisine işkence çektirmesinin bir anlamı yoktu. Gerçekte beraber yiyebiliriz demek istedim. Saçma şeyler düşünüyorum.

"Tadını alabileceğin bir şeyler yemeye gidelim."

Sonrasında beraber havalı bir restorana gittik, ona bir kafede bilgisayar oynamayı öğrettim, pijama partisi yaptık, Taehyung bana gerçek evindeki odasını gösterdi.

Bunlar yaşanırken Taehyung bir şeyi ağzından kaçırdı. Şu sıralar normalden uzun süre uyumamın sebebi oymuş. Bunu nasıl ayarladığını anlatmadı. Ona beni daha da uzun süre uyutabileceğini söyledim. Ona bu konuda kızmamama şaşırdı, sanırım kendisini yüzlerce kez özür dilemeye hazırlamıştı. İşimden kovulduğumu bu yüzden bol bol vaktim olduğunu söyledim. "Kendini sorumlu hissetme."

Ona ısrar etmeme rağmen sağlığım için zararlı olduğunu söyleyerek daha uzun süre uyuma isteğimi reddetti. En sonunda birkaç fazladan saatte anlaştık.

Yine de çok fazla boş vaktim var. Eski kapı komşumun geceleri gürültü yapması yüzünden uyuyamadığım zamanlarda aldığım uyku haplarını alma düşüncesi sürekli kafamda dolanıyor. Ama benim uyumam demek Taehyung'un da uyuması demek. Onun kaçırılmış olduğunu unutmamalıyım. Onun fazladan uyuduğu saatler, savunmasız olduğu fazladan saatler demek. Dikkatli olmalıyız. çok

waveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin