Bu sabah yataktan hızla uyandım. Yine kabus görmüştüm. Üç yıldır her gece gördüğü kabus bu gecede beni uykumdan etmişti. Yıllardır yaşadığım kazanın şokunu atlatamamıştım. Yaşamla ölüm arasında gittiğim o anlar hala benim hayatımı bir duman gibi kapatıyordu. Yataktan kalktım, banyoya ilerledim. Alt katta Caner uyuduğu için sessizce banyonun kapısını kapattım. Aynadaki yansımama baktım, yüzümdeki yara izleri hala düzelmemişti. Elimi yavaşça çeneme götürdüm . Çenemdeki yara izini sıvazladım. Uzun zaman önce geçirdiğim kazadan dolayı yaralı bir yüzüm vardı. Yüzüm kadar kalbimde yaralıydı, sevdiğim kadını kendi ellerimle ölüme teslim etmiştim... Yavaşça musluğu açtım, yüzümü ve ellerimi yıkadım, havlumu aldım ve yüzümü sildim. Havluyu yerine asarak, yavaş adımlarla banyodan çıktım. Kapıyı sessizce kapatarak merdivenlere yöneldim. Mutfak yine epey dağılmıştı, Selin gittiğinden beri evde seferberlik başlatılmıştı. Elime aldığım beze baktım, normalde beyaz olan havlu, çok fazla kirlendiği için turuncuya dönmüştü. Masanın üstünde dünden kalan yemek tabakları ve masa boyunca dökülmüş ayran vardı. Gerçi geceden beri temizlenmediği için ayran masanın üstünde adeta bir tabaka haline gelmişti. Mutfağın kapısını kapattım ve yavaşça içeriyi temizlemeye başladım.
****
Artık bitmişti, yeni bir hayata başlamam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir adamın aşkı
FanfictionUğursuz bir kaza, geçmişe gömülmüş bir hasret, ve yok olmaya yüz tutmuş bir insan. Hayat geç kalmayı affetmiyor.
