"Hyunjin! Kahvaltını ellememişsin! Az da olsa-""Gittim anne"
Umursamazca kapıyı çekerek annemin klasik laflarını yarıda kesmiş ve çantamın tek kolunu omzuma takarak merdivenlere ilerlemiştim. Kim bu soğuk havada sıcak yatağından kalkarak sabahın köründe, erken kalkması yetmiyormuş gibi mutlulukla kahvaltı ederdi ki?
Bundan nefret ederdim.
Aralık ayının ilk günlerinde soğuk kıçımızı titretirken biz okula gidiyor, ayrıca o yere gitmek için bu soğuğa katlanıyorduk.
"Günaydın Hyunjin"
İşittiğim tanıdık bayan sesi ile hafifçe gülümseyerek düşüncelerimi dağıtmış ve ahjumma Yang'ın yanına ilerlemiştim. Ahjumma gülümseyerek elindeki poşeti uzatırken hafifçe eğildim ve uzattığı poşeti elinden aldım.
"Bunu al ve-"
"Ne yapacağımı biliyorum ahjumma"
Ahjumma Yang gülümseyerek yanağımı sıkarken ben de gülümseyerek karşılık verdim.
"Torunum çok sever, Sıcak çikolataya dikkat et."
Uzattığı kapaklı kahve bardağına bakarak tereddütle bardağı aldım.
"Teşekkür ederim Ahjumma"
Büyükanne neşeyle sohbete devam ederken göz ucuyla saatime bakmamla gülümsedi.
"Dikkatli ol Hyunjin oğlum, karşıd-"
"Karşıdan karşıya geçerken dikkat edeceğim ahjumma"
Bayan Yang yine gülümseyerek elini çekti.
"Seni daha fazla tutmayayım, git hadi."
Ahjumma Yang, nazik bir dille beni kovduğunda başımla onu onaylayarak kapının önündeki çöp poşetini de almış ve merdivenlere yönelmiştim.
Ahjumma, evinin kapısını kapadığında apartmanda yankılanan ses ile derin bir nefes almıştım.
"Aigoo iğrenç kokuyor"
Poşete kısa bir bakış atarak kendi dediğime göz devirdim.
"Doğal olarak."
Hızlıca merdivenlerden inerken yüzümü buruşturarak adımlarımı hızlandırdım ve binadan çıkarak küçük ön bahçedeki çiçeklere göz gezdirdim. Gülümseyerek köpeği ile oturan Bayan Choi'ye el salladım ve önüme dönerek yol kenarındaki çöp kutularına ilerledim. Kutulara attığım her adımda boğucu koku burnuma dolarken hızlıca elimdeki çöp poşetini kutunun yanına koyarak yürümeye devam ettim.
Uykulu bir şekilde minik adımlar atarken doraemonlu sweatimin kollarını çekiştirmiş, soğuk havaya karşın sıcak çikolata dolu kahve bardağını titereyen dudaklarıma bastırmış ve küçük bir yudum almıştım. Güneşli yollardan ilerlemeye çalışarak kendimi havanın soğuk olmadığına inandırmaya çalıştım.
Lakin,
Kimi kandırıyordum, bal gibi de götüm donuyordu.
Ayrıca.. şu iğrenç çöp kokusu da geçmemişti.
Duraksayarak elimdeki poşete baktığımda çöp dolu torba ile karşılaşmamla gözlerimi. Büyüterek geldiğim yolu geri yürümeye başlamıştım.
"Neden ben, neden? Neden lan"
Söylenerek yürümeye devam ederken saatime bakarak göz devirmiştim. Görüş açıma giren çöp kutuları ile bıraktığım poşeti alarak gerçek çöpü sertçe atmış ve iğrendiğime dair sesler çıkararak parmak ucunda geri atılmıştım. Dahs sonrasında derin bir nefes vererek ikinci kez gitmem gereken yolu yürümeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is Kkami!/HyunIn
FanfictionHyunjin, antrenmanlarda onları izleyen çocukla ne zaman göz göze gelse gülümsemesine engel olamıyordu.