Yıl 2020 ,
Zaman, mevsimlerde değişen yaprak gibiydi; yeşil, kahverengi, sarı ,turuncu .... Hangi renkte olacağını zaman karar veriyordu. Fakat Karaca için geçerli değildi bu durum. Onun zamanı tek bir renge bürünmüştü ; siyah . Yıllar akıp geçsede içindeki mutsuzluk , keder azalmamış zamanla büyümüştü. Çünkü babası hala içeride kendine yapılan iftiranın temizlenmesini bekliyordu. Ama delil yetmezliğinden dolayı hiçbir şey yapamıyorlardı. Bu esnada Yusuf ağa bütün olayı araştırmaya , soruşturmaya devam etmiş olayın peşini bir an olsun bırakmamıştı. Adamlarını İstanbul a göndermiş olayın arka yüzünü araştırmaya bırakmıştı. Torunu Karaca yı 18 yaşına kadar bu durumdan uzak tutmaya çalışsada reşit olur olmaz duruma el atmaya başlamıştı. Dedesinin ısrarları üzerine üniversitesini bitirmiş bir an olsun eğitimden geri kalmamasını sağlamıştı.Üniversitesi biter bitmez de Kendi Holding in başına geçirmiş işleri eline almasını sağlamıştı. Çünkü torunu artık serpilmiş 27 yaşında delikanlı bir oğlan olmuştu.Bu yüzden de kendin işini torununa öğretmeye başlamış biraz olsun kafasının dağılmasını sağlamaya çalışıyordu.Fakat torunu her fırsatta İstanbul da babasının olayında adı geçen adamları Mardin e getirtip kendi yöntemleri ile konuşturmaya çalışıyor bir yandan da hırpalıyordu.Karşısındaki adamlar da konuşmadıkça daha da çıldırıyor soluğu karakolda alıyordu. Çünkü dövdüğü her adam hastanelik oluyor sonunda ondan şikayetçi oluyorlardı.Bu yüzden de tuttuğu her avukat bu durumdan şikayetçiydi Çünkü 1,2,3, değil her durumda Karacayı savunmaktan gece yarısı yataklarından kalkıp gelmekten üşenmişlerdi. Hatta ara ara savunamadıkları için bazı geceler nezarethane kaldığı zamanlar oluyordu Karaca nın. Çıkar çıkmazda Avukatını bulup nezarethanede kalmasının hesabını soruyor ve hırpalıyordu. Bu yüzden de avukatlar son çare başka şehirlere taşınıyorlar ya da direk kaçıyorlardı. Böylece Karaca tüm Mardin de avukatların dilindeydi . Herkes ondan korkmaya başlamış onu savunmaktan kaçınıyorlardı. Gel gelelim savunacak avukat kalmamıştı Mardin de. Yine olaya karışmış soluğu karakolda almıştı. Yandaşı Cihangir deli gibi avukat arayışına girmişti.
Oğlum siz beni anlamıyor musunuz ? Ne demek kimse telefonunu açmıyor. Yerin altınada girse bulun şunları.
Cihangir telefonu sinirle kapattıktan sonra bir çare komiser ile görüşmeye karar kıldı. Komiser odasının önüne doğru giderken tanıdığı komiser başka bir kadınla tartışıyordu. Demek ki Kendisi dışında da sıkıntılı kişiler varmış diye içinden geçirdi ve sinsi bir gülüş sergiledi dudaklarına. Olayı daha yakından anlamak için biraz daha yaklaştı. Komiser karşısındaki kadın ısrarla bir şeyler anlatıyor ikna etmeye çalışıyordu komiseri. Biraz daha yaklaşınca daha net duymaya başlamıştı Cihangir.
neden anlamak istemiyorsunuz? Kadın eşini görmek istiyor. Buna hakkımız var ve siz karşı taraftan dolayı eşini göstermiyorsunuz ? Müvekkilimi görmek istiyoruz hemen şimdi ! belgelerimiz mevcut neden hala göstermiyorsunuz ?
Cihangir duydukları ile kadının avukat olduğunu duymuştu. Bu kadını Mardinde hiç görmediğine emindi. Yabancısıydı buraların diye içinden geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT KÖŞELİ DUVAR
General FictionGünler in ayları eskittiği ayların yılları eskittiği zamanlara sığdırdığımız sırları, yaşanmışlıkları , yalanları , gerçekleri dört köşeli duvara sığdırabilir misiniz ? Ummadığın anda ummadağın zamanda bulunmanın peki nasıl bir telafisi olabilir...