"Asabi ama sexy biri gibi onu yatakta hayal bile edemiyorum..."
Diper krallıktan gelen prenslerin giderken arasında konuştuları konu buydu. Kızlar ile erkekler ayrı at arabasında gittiği için erkekler gayet rahattı.
"Bence siz onu değil o sizi yatakta halleder haberiniz olsun..."
Jungkookun söyledikleri ile konuşan prensler sustu kimse bir daha laf edemedi bu azgın prensleri susturmanın tek yolu jungkook idi.
Diğer krallıkta ki prensler (jimin harici ikisi arkadaş) jungkookdan korkarlardı. Jungkook onların halkını koruduğu için ona karşı çıkamıyorlardı.
"Herneyse plana sadık kalın asla kafanızdan başka şeyler geçmesin..."
Hepsi kafası ile onayladı. Jimin ise düşünceliydi kaç zamandır görmediği değerli gülünü bu gün görmüştü chaeyoungu bu gün görmüştü.
"O hala benden nefret ediyor..."
Jungkook söylediklerine ilk başta anlam veremesede daha sonra anlamıştı bir elini jiminin omzuna koymuştu. Onun yaşadıklarını sadece jungkook anlardı.
"Üzülme, sevgisi eninde sonunda nefreti yenecektir jimin..."
Jimşn umutsuzca yüzüne baktı jungkookun burım bir şekilde gülümsedi. Her gece yatağında başka bir kadın olsada onun aklı hep bir kişideydi.
"Ya sevgisi yok olduysa ve bir daha ortaya çıkmazsa?"
Jiminğn sorduğu soru ile jungkook ile ikisi sessizleşmişti. Jungkook bu sorunun cevabını veremezdi zaten jimin de duymak istemezdi.
****
"Korumalardan tam 50 adeti gitti bu da demek oluyorki kardeş krallıklardan koruma istemeliyiz..."
Jennie odasına doğru yürürken saraydaki işlerden sorumlu (kontrolden, düzenden sorumlu) olan jisoo ise konuşmaya devam ediyordu.
"Ahh hayır gerek yok jisoo, gerek yok ben varım elli kişiye bedelin ben... Bu arada bana kim jongini çağır!"
Jennie kapayı kapatmadan önce bunları söyledi ve kapıyı kapatıp ardında bir adet jisoo bıraktı.
****
"Beni emretmişsiniz..."
Jongin içeriye bunları diyerek tereddüt ile girdi. Jennie ise oturduğu yerden kalktı ve daha sonra ise jongin bir kaç adım daha yaklaştı.
"Sen kimsin jongin? Jiyong bana boşuna birini önermez hele ki saraydaki birini..."
Jennie şüpheci bakışlar ile onun etrafında dolanırken jongin aynı ifade ile yerinde kıpırdamadan duruyordu.
"Binevi bende onun elinde büyüdüm diyebilirim..."
Jennie duraksadı, onun yanından hiç ayrılmamıştı jennie. Jiyong o ne yapsa yanında olmuştu. Yalan söylediğini düşündü bıçağını çıkardı ve Jonginin boynuna doğrulttu.
"O benim öz babamdır"
Jennie gülmüştü. Yalan söylediğini düşünüyordu onun bir ajan olduğunu düşünmüştü. Bıçağı boğazına birazdaha yaklaştırdı.
"Ben onun oğluyum fakat o benim babam değil..."
Jonginin söyledikleri ile jennienin kafası karıştı. Jennie düşüncelere dalmışken jongin zekice davranıp onun bıçağını elinden alıp yere attı.
"O beni kabul etti ama ben onu affetmedim..."
Jennie anlam veremiyordu bunlara. Dedikleri karışıktı. Sanki yaşlı bir bilgeydi jongin bilmeceli konuşuyordu.
"O anneme değer vermedi ama ben değer verdim. O annemi öldürdü ve ben onu babalıktan sildim..."
Jennienin kafasındaki soru işaretleri büyürken kapıdan içeriye jisoo girdi ve ilk önce eğilip daha sonra ise lafa girdi.
"Akşam yemeği zamanı efendim, değerli bir konuğunuz var..."
Jennie, denilenleri dinlemedi tek umrunda olan Jonginin sözleriydi. Onun sözlerine devam etmesini beklerken o eğilip kapıdan çıkmıştı ardından ise jisoo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑸𝒖𝒆𝒆𝒏 𝑱𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆
FanfictionJennie tahta geçtiğinde onu indirmek için bir çok insan hazır oldaydı ve onu öldürmek isteyenlerün başında ise Jeon jungkook vardı...