CEMRENİN SIRRI

37 4 2
                                    

   Her zamanki gibi Büyükdere Sokağına bir sessizlik hakimdi. Bugün okulun ilk günüydü ve saatler sabah 7'yi gösteriyordu. Cemre erkenden kalkmıştı ve morali her zamankinden daha bozuktu. Evdekilere hiç pas vermeden aşağıya indi ve yiyecek bir şeyler hazırlamaya koyuldu. Ondan sonra üstünü giyinip evden çıkacakken üstünü başını yokladı ve "Lanet olsun, günlüğü nasıl unutabildim!" diye homurdandı ve günlüğü almak için merdivenleri ikişer ikişer tırmanarak yukarıya çıktı.

   Annesi arabayı çoktan çalıştırmıştı ve Cemre'yi bekliyordu. Cemre arabaya binince "Neden beni bu kadar beklettin?" diye merakla sordu annesi. Cemre de "Lavaboya gitmem gerekti." diye yalan attı. Annesi " Bugün üniversitede ilk günün, kendine mutlaka çevre edinmeye çalış" diye tembihledi. Cemre de umursamıyormuş gibi başını salladı. 

    Üniversiteye geldiklerinde Cemre uykulu uykulu arabanın kapısını açtı ve girişe doğru yürümeye başladı. Annesi de arkasından "Kendine dikkat et tatlım, dediklerimi unutma!" diye tembihledi. Cemre de "Tamam!" diye seslendi ve hızlıca giriş kapısının önündeki mermer basamakları tırmanmaya başladı. Üniversite kocaman bir kampüsün içindeydi ve giriş kapısı devasa büyüklükteydi. Cemre meraklı bakışlarla giriş kapısından içeriye girdi ve herkesin bir yerlere koşuşturmakta olduğunu gördü.

   Sonra birden birisi ona çarptı. Cemre "Hey, biraz daha dikkatli olsana!" diye bağırdı. Kız da "Özür dilerim, tarih sınıfına yetişmeye çalışıyordum." diyerek soluklanmaya başladı. Cemre "Benim de ilk dersim tarih ama neden bu kadar aceleci davranıyorsun ki?" diye merakla sordu. Kız da "Tarih hocası yani Profesör Aziz çok asabi bir hocadır. Onun dersine geç kalmak istemezsin. Beni takip et" dedi. Sonra Cemre "Tamam arkandayım. Bu arada ben Cemre, senin adın ne?" diye sordu. Kız da "Ben Aylin, tanıştığımıza memnun oldum" diye ekledi.

   Tarih sınıfına geldiklerinde Profesör Aziz henüz sınıfa gelmemişti. Cemre ve Aylin yan yana oturdular. Cemre, çantasından tarih kitabını çıkarırken yanlışlıkla günlüğünü yere düşürdü. Aylin "O da ne öyle?" diye merakla sordu. Cemre hemen günlüğü saklayarak "Hiçbir şey, yani şey sadece bir günlük." diye geçiştirdi. Sonra sınıfa Profesör Aziz girdi ve sınıfta herkesi inceleyerek dolanmaya başladı. Sonra işaret parmağını kaldırarak "Kural 1!" diye bağırdı. "Benim dersimde ben izin vermedikçe kimse konuşmayacak! Eğer konuşanı görürsem dersten atarım" diye katı kurallarını saymaya başladı.

   Tarih dersi bittiğinde Cemre, Aylin ile okul bahçesinde sohbet ediyordu. Cemre "Okulun ilk günü arkadaşsız kalacağım diye çok korkuyordum. İyi ki de çarpışıp birbirimizi bulmuşuz. Bence başka arkadaşlar da bulalım" diye fikrini belirtti. Aylin rahatsız olmuş gibi görünüyordu. "Neden ki? Bence ikimizde gayet iyiyiz." dedi ve Cemre'ye sorgulayıcı bir şekilde bakmaya başladı. İkisi konuşurken yanlarına yakışıklı bir erkek geldi. "Selam kızlar!" 

   Cemre ve Aylin irkilerek arkalarına baktılar. Cemre "Se-e-lam" diye titrek titrek konuştu. Sonra arkasından "A-adın n-ne?" diye sorabildi. Sonra "Ben Emre, ben de sohbetinize dahil olabilir miyim diye sordu. Sonra Aylin "Sen bekle Emre, ben Cemre ile iki dakika konuşup geliyorum." dedi ve Cemre'yi kolundan tutarak biraz uzağa götürdü. Aylin "Ne yaptığını zannediyorsun Cemre! Onunla arkadaş mı olacağız? Ayrıca neden onunla kekeleyerek konuşuyorsun. Yoksa?!" dedi ve Cemre "Saçmalama Aylin, ondan hoşlanmıyorum. Ayrıca onunla arkadaş olabiliriz." dedi. Aylin bu olaya çok sıcak bakmıyordu ama kabullenmek zorunda kaldı. Sonra Cemre "Benim büfeye gidip yemek almam lazım, sonraki ders görüşürüz." diye yalan attı.
   Cemre büfe yerine sınıfa gitti ve günlüğünü alarak hemen lavaboya koştu. Heyecanla bir şeyler yazıyordu ve o sırada lavabonun yan kabininde Aylin'in onu gözetlediğinin farkında bile değildi.

    

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARA GÜNLÜK VE EFSANEVİ SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin