{blackpink - pretty savage}
"güzel kız gibi gülümsüyor olabilirim ama zayıf değilim.
ve diliyorum ki yağmur ve rüzgar daha sert eser, daha yükseklere uçarım.
sana söyleyecek hiçbir şeyim kalmadı, istediğin tavırsa gösteririm sana.
hiçbir şey söylememe gerek yok her şeyi biliyorsun zaten, biliyorsun"•jungkook•
"Her şeye rağmen güzel bir yüzün var, bir hayli yumuşak da." İki parmağımı çenesinden aşağı doğru indirip kucağında biraz geriye doğru kaydırdım kalçamı. Bir an önce bacaklarının üzerinden kalkmak istiyordum, bunun için doğru zamanı kollamak artık hiç de sikimde değildi. Midem ağzıma geleli çok olmuştu fakat yine de o sinir bozucu olduğunu düşündüğüm gülümsemem yüzümdeydi. "Senin gibi bir orospu çocuğunun böyle bir yüze sahip olması... gerçekten yazık olacak. Ay, pardon canım ya, niyetim annene orospu demek değildi. Anlıyor musun? Sadece ne kadar kalitesiz bir piç olduğunu bir an nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Bunu uygun gördüm."
"Hayatım, ne diyorsun? Anlamıyorum gerçekten ne oluyor? Bir şeyler de içirmedim ki sana, ne saçmalıyorsun?"
Kafası karışmış bir şekilde bana bakarken bacaklarından ani bir hareketle kalkarak onu iyice şaşırmıştım. Herifi gerçekten beni sikebileceğine inandırmış olmalıydım ki bir hayli afallamış duruyordu. Omzuna iki pat patı hak ediyorsun Jungkook bebeğim.
Oturduğu koltuktan birkaç adım uzaklaşmıştım ki içeriye anında doluşan adamlarımız kendimi daha fazla rahat hissetmemi sağlamıştı. Bir saniye, dakikalardır herifin kucağından kalkmak için bu adamları bekliyordum. Ben kalkınca mı içeri giriyorlardı, gerçekten...
Yeterince uzaklaştığıma emin olup kollarımı göğsümde birleştirerek kalabalığın ana noktasına döndüm yüzümü. Maskeli ve baştan aşağı simsiyah olan adamlar ellerindeki silahlarla koltuktaki küçük çüklü piçi yeterince korkuturken ben, saniyeleri sayarak ayaklarımı yere vura vura assolistimizin mekana teşrif etmesini bekliyordum.
"Jungkook, sen... bu da nesi? Sen.. sen beni tongaya mı düşürdün? Hani beni her şekilde kabul edecektin, kaçacaktık birlikte bu ülkeden!"
Karşımdaki adamın zırvalamaları bu şekilde devam etmişti. Ağzımı açmadan iğrenti dolu bakışlarımla onu izliyordum. Tanrım, dakikalar öncesinde o adamın kucağındaydım resmen! Bunun için patrondan ekstra zam isteyecektim.
Çok geçmeden kendisinin varlığı yanımdaki yerini almıştı. "Şükür kavuşturana şekerim. Hayırdır, trafik mi vardı?"
"Korkarak soruyorum, temasta bulundun mu Jungkook?"
"Sorduğu soruya da bak, hallet hadi şu belasını siktiğimini." Ellerimi heyecanla birbirine vurup ovuşturdum. Fakat heyecanım daha saniyesinde gün içerisinde sıkça oynanmış, gece olunca tavana terk edilmiş figürlü, gazlı uçan balon gibi sönmüştü. Gazlı balonlarınızı gece olunca beton duvarla temas ettirmeyin... sönüveriyorlar. Küçüklüğümde babam bana bir tane almıştı. Zorla aldırmış olmalıydım çünkü o tür şeyleri kendi keyiflerine kalsa ölse almazlardı. Sabah uyandığımda balon sönmüş, pörsümüş bir şey olmuştu. Çok ağladığımı hatırlıyorum, daha- "Sana bir soru sordum Jungkook."
"Ben de sana şu belasını siktiğim herifin işini hallet dedim. Ya ne kıt insansın, illa her boku ince ince ayrıntısıyla anlatıp şikayet mi edeyim sana?"
"Düzgün konuş." Şunca şeye yalnızca kaşları çatılıyordu. Nasıl bu denli sakinliğini koruyordu anlayamıyordum fakat ne yapacağımı gayet iyi biliyordum.
"Ya bi' siktir git." Daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden belindeki silahına uzandım ve direkt karşımızdaki herifi sadece yaralamak amacıyla nişan aldım. Tetiği çekmem saniyelerimi almıştı. Adam acıdan iki büklüm olmuş, elini tutarak bağırınıyordu.
"Bu, midemin yeterince ağzıma gelmesine rağmen benden izin almadan deliğimi okşadığın içindi."
Sonrasında hızımı alamayıp yanımdaki bedenin ayaklarının dibine ateş etmiştim. İşte şimdi o duvarı andıran yüzünde farklı ifadeler yaşıyordu. Tanrım, sonunda hiç olmadığım kadar tatmin olmuştum. "Sana vur dediğimi vurmayacaksan, hallet dediğimi halletmeyeceksen ne yapacaksın? Bu şekilde kendi işimi kendim göreceksem söyle de ağzımı hiç yormayayım şekerim," elimdeki silahı göğsüne yapıştırıp tutmasını sağlamıştım. "dikkatli tut, kaçmasın. Buradan çıkışta da götüne sokmayı unutma."
Omuzlarıma uzanan, aralarında kızıl tutamların olduğu saçlarımı geriye doğru savurup çıkış kapısına yürümeye başladım. Burada işim bitmişti.
***
-gguk'u ister bu şekilde ister biraz daha uzun saçlı hayal edebilirsiniz, kafamdaki saçları öyle aşırı uzun omuzlarını süpüren cinsten değil, yaklaşık böyle ama siz bilirsiniz tabii-
bunu üzerimde beş kat giysi ve kafamın tepesine kadar çekili bir battaniye varken yazıyorum hatta yazdım ama hemen salmayacağım bir miktar ayık kafa ile tekrar okumam lazım (04.10.2020)
*(05.10.2020) hiç de ayık kafalı değilim hâlâ ama acayip salasım var şimdi kspdçdşd normalde oneshot yapacaktım ama uzatamadım 3-5 bölümlük bir şey yaparım belki bilmiyorum.
pretty savage dinlerken kafama esti dedim bir deneyeyim. içinde deadpool wade oppamın küfürbazlığı da var❤
kurgudan çok not yazan birisiyim üzgünüm:((( bu arada o çok üzücü gazlı balon anısı bana ait evet tamam hadi indirin o peçeteleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pretty savage •taekook•
Short StoryI was black, I was pink, I can shapeshift if I want. It's your jealousy that's problem, maybe I'm the problem. |05.10.2020|