1.BÖLÜM

170 10 6
                                    

  "Yuh be! Az yavaş sür hayvan!" diye bağırdım kendini sürücü sanan gerizekalının arkasından. Aslında gerizekalı diyerek ona iltifat etmiş oluyorum. Sonuçta geçmişte yaşamış insanlar çok akıllıydı. Mesela Albert Einstein, Mimar Sinan ve bir çok kişi. Yoğun kar yağışının ardından gelen klasik bir durumdur ki yollar göle döndü adeta. Bu da kasap sürücülerinin kendilerini göstermelerini sağladı. Kasap sürücüden kastım ehliyetini kasaptan almış gibi süren hıyarlar. 

  "Ananı...!" diye bağırım acıyla. Benden beklenecek şekilde okul duvarına vurunca istemsiz çıkan bir refleks sitemidir, küfür değil. Ben gideyim yeşil gözlü ve yakışıklı birisi tarafından -mümkünse adı da Ediz olsun- kaçırılmayı hayal edeyim, elime geçen berbat bir pazartesi sabahı olsun. Sonra Kayra niye huysuz? Suç bende mi sanki! Bu şekilde söylenerek her sabah olduğu gibi sırama oturdum ve kafamı telefona gömüp Wattpad'de hikâye bakıınmaya başlaım. Mizah kategorisinde ki hikâyelerin en son geldiği hali görünce bunun iyi bir fikir olmadığına karar verip anında geri kapadım. Hayır anlamıyorum, Türkçe olmayan kelimeleri kullanınca, kurgusu birbirinin aynısı hikâyeleri yazınca başarılı olduklarını mı sanıyorlar? Aslında oluyorlar çünkü bu okuyucu milleti de saçmaladı iyice. Ben huysuz düşüncelerimin içinde boğulurken enseme gelen şaplakla aniden doğruldum. 

"Bu gün cuma, enseni kapa!" dedi gülerek kendinin komik olduğunu sanan ilk okul düzeyinde ki en yakın arkadaşım. Bu Selinay oluyor tabi. İğrenç espri kapasitesi ile tek rakibim diyebilirim sizlere. Bunun kanıtı olarak anında cevap verdim.

"Çok komiksin Depremonmars! Hahaha, anladın mı hani Selinay ya ahhahaha..." diye kahkaha sandığım ama daha çok anırma sesi olan sesi çıkarttım. Esprime kötü diyorsanız siz bu gülüşü duymamışsınız demektir. Selinay bana seni kınıyorum dercesine bakıp yanıma oturdu. 

"Kankaa?"

"Hı?"

"La kankaa?"

"Ne var la?" diye cevapladım bu sefer. Hayır görmüyor mu sınıfı inceleyip ne kadar hayvanlar diye düşündüğümü. Düşüncelerimi görmüyorsa sıçayım onun yakın arkadaşlığına. 

"Annemler seninle mesajlaşmalarımızı gördü..."

"HASSİKTİR!" diye bağırmam, hocanın bir anda sınıfa girmesi ve bana 'ne diyon sen değişik' bakışı atması bir anda oldu. Bir ebeveynin sevgilinizin olduğunu öğrenmesinden daha kötüsü varsa o da en yakın arkadaşınızla olan mesajları görmesidir. Ne biçim ifşalar var orada, ne biçim küfürler, ne biçim sapıklar... Anlatılmaz yaşanır türünde şeyler kısaca. Ben gözlerim neredeyse bir metre önümde Selinay'a bakınca kız kahkaha atmaya başladı. Aslında güzel gülüşü var onun, gözleri de güzel ama şöyle bir acı var ki sesi iğrenç. O sesle nasıl konuşuyor bu ya? Gülünce daha beter sesler çıkartıyor. Bir domuz sesi eksik diyeyim siz anlayın. Hocanın ölümcül bakışları altında hemen 'Ne gülüyon telefonuna el koyulup, internet boykotu yemedin mi? Bir de benle konuşmaman emredilmedi mi? Bir dakika benimle arkadaşlığını bitirmeyi istiyordun ama kalbimin kırılmaması için bahane arıyordun ve bahane mi bulamadın, bu da iyi bir bahane oldu diye mi gülüyorsun? Olmaz olsun senin gibi arkadaş, bu ilişki burada bitmiştir. Ayrılıyorum senden.' diye benim fısıltı sandığım ama hocamızın duyacağı şekilde büyük bir trip attım. Hayır, buraa gülünecek ne var? Oda hapsi bile almış olabilir. Yoksa benim aileme de mi söylediler konuşmalarımızı? Eyvahlar olsun! Öldüm ben bittim! Neyse bir kaç mazeretle Selinay'ı suçlarsam sorun kalmaz. Bunu beni satmadan önce düşünecekti pislik!

"Şişt kime diyorum ben? Bir baksana ya." 

"Seninle konuşmuyorum ben."

"Beni satma planları yapma da dinle."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAÇIR BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin