Ahmet Altan
ALDATMAK
V0.0
Düzenlenmemiş
Ekitap Sürümü
Aralık 2002
'Onunla bir kere daha buluşması, yaşadıklarını bir kaçamak olmaktan çıkaracak, kendisini bir labirent gibi içine alıp bu yaşananları bir daha kolay kolay dışına çıkılamayacak bir maceraya dönüştürecekti. Bunu hissediyordu. Kaçacaksa şimdi kaçmalıydı, daha sonra çok geç olacaktı. Böyle olacağını hissettiği, hatta bildiği halde kaçmak istemiyordu. Yaşadıklarının yarattığı heyecan ve zevk kadar, hatta belki de daha çok, bundan sonra neleri nasıl yaşayacağına dair içindeki merak, kaçmasına izin vermiyordu.'
Bu kitabı okuduktan sonra hayatınıza ve ilişkilerinize bir kez daha bakacak, hepsinin size şimdi çok daha değişik göründüğünü şaşırarak fark edeceksiniz.
Aşkı ve insanı pek az yazar onun gibi anlatabildi..
***
Sabırsızca söylenmiş tek bir kelime insanın hayatını nasıl değiştirebilir diye çok düşünmüştü daha sonraları.
Gizli isteklerin, alışkanlıkların güvenilir kabuğunun altında beslenip büyüyen günahkâr arzuların, unutulmuş anlamsız öfkelerin, farkına bile varılmayan bıkkınlıkların, küçük çekiç darbeleri gibi hayatı yontarak, o bildik hayatın içinden yeni hayat biçimleri çıkardığına karar vermişti sonunda.
Her şeyin ne kadar masum bir nedenle başladığını hatırlıyordu; bu rastlantıda kırıcı bir alaycılık bulmuş, hatta masumiyetin kendisinden bile kuşku duymuştu.
Sarmaşıklı duvarlarıyla şehirden saklanmış, sokakları çiçek ve parfüm kokan bakımlı ve geniş sitenin çocuk bahçesini biraz daha büyütmek istemişlerdi.
Bahar sonlarında güneşli bir pazar günü genç anneler toplanıp sorunu nasıl çözeceklerini tartışarak, çocuk bahçesini sitede oturan mimarlardan birisine yaptırmaya karar vermişler, aralarından biri
de yüzme havuzuna bakan blokta oturan asık suratlı genç mimarı hatırlamıştı.
Birisi, "Orada oturan kim var aramızda?" diye sormuştu.
Aydan da her zamanki sabırsızlığıyla atılıp, "Ben!" demişti.
Belki bir-iki saniye oyalansa onun yerine bir başkası 'ben' diyecek ve hayatı böylesine karmakarışık olmayacaktı ama bir sorunla karşılaştığında içinde beliriveren hemen çözme isteği öylesine güçlüydü ki bir başkasının ortaya çıkmasını bekleye-memişti.
- Eve dönerken uğrar, kendisiyle konuşurum, demişti.
Toplantı dağıldığında sokaklarda pazar sabahlarının öğleye yaklaşan saatlerinde hissedilen huzur vardı.
Geç kaldığını düşünüp hızlanmıştı. Selin'i annesine bırakıp, kocasıyla birlikte ilk tanıştıklarından beri gittikleri balık lokantasında yemek yiyeceklerdi.
Eve dönünce de, her pazar yaptıkları gibi sevişeceklerdi.
Bunun böylesine bilinen, hiç aksamadan tekrarlanan bir sevişme olması Aydan'ın heyecanını azaltmıyor, aksine olacakları daha önceden bilmek onun isteğini artırıyordu. Hatta onun bu sevişmelerden sırf düzenli ve daha önceden bilinir oldukları için hafta içindeki diğer sevişmelerinden daha çok zevk aldığını söylemek bile mümkündü; gerek sabırsızlığını akıtacak bir mecra, tezcanlılığını yatıştıracak bir bilinirlik, yürünecek berrak bir yol ve açık bir hedef arayan doğasından, gerekse başarılı olabilmek için çok düzenli ve programlı olma zorunlulu-