I miss you Chuuya.

Stars.

| Arrested Youth, The Kid I used to know.

'Cause fuck that shit
      Yeah, I don't want be that kid
No, I'm not going to hang my head
             And be another accident.

"Bana hiçbir zaman ne düşündüğünden bahsetmedin, şimdi denemek ister misin?"

Dazai'nin yönelttiği soru bir saniye için şaşırtmış olsa da karşılığım omuzlarımı silkmekten öteye geçememişti. Hala onu özlediğimi söylemiş olduğumdan ötürü kendimce huysuzdum, nefret ettiğim şeydi hislerimi söylemek. Sevmediğinden ya da Dazai'ye kızgın olduğumdan değil. Beceremezdim böyle işleri. Kendim daha ne hissettiğimi anlayamazken, başkasına basit sözcükler sıralamak saçma geliyordu.

Belki de anlamsız.

Bacaklarımı biraz daha kendime doğru çekmiş, pencereden yansıyan gökyüzüne bakmıştım; Dazai ise arkamda, yatağımda uzanıyordu. Duvara bakıp, kendi içinde şarkı mırıldandığına yemin edebilirdim.

Her zaman ki alışkanlığıydı sonuçta.

Kaşlarımı çattım. Yine dengesiz düşünceler yavaş yavaş canımı sıkmaya başlamıştı. Uyumak ya da hafıza kaybı yaşamak tonlarca istek de buna dahildi. Ama hepsinden çok belirgin olan düşünce; Dazai olması fazla gerici bir durumda.

"Chuuya."

Düşüncelerimden kurtulmama ama aynı zamanda sesinde hissettiğim tınıya sürüklenmeme neden olan bedene bakmak adına başımı çevirdiğimde, olduğum yerde kalakaldım. Yüzüme oldukça yakın olan yüzü, tenimi es geçen nefesi.. Afallamaktan öteye geçmiştim. Ne zaman bu kadar yakınıma geldiğini dahi bilmiyordum.

Oldukça dikkatli bir suikastçi olmama rağmen konu Dazai olduğunda beceriksiz biri haline mi geliyordum yoksa?

"Şaşırınca çok tatlı oluyorsun Chuuya."

Gülümseyerek bana baktığında, dişlerimi sıkmış; bedenini ittirmiştim. Fazla sert olmasam da kendi çapında çoktan mızmızlanmaya başlamıştı.

"Çok kabasın Chuuya, sana yaklaşan insana böyle davranman hiç normal değil."

"Sana katlanamıyorum."

Gözlerimi devirerek üzerini silkeleyen bedene baktım. Gülümsemesi, fazla tehlikeliydi. Bazen çocuk gibi olan bu adamın, her zaman tehlike altında hissettirmesi normal miydi?

Onu yumruklamak istiyordum. Bu kadar yakınıma gelmesi canımı sıkıyordu.

Dazai üzerindeki ceketi çıkarttığında usulca doğrulmuş, istifimi bozmadan yüzüne bakmıştım. Kıvrak dudakları biraz daha belirginleşirken, uzattığı sargılı eli düşüncelerimi sarsmaya yetmişti.

"Buraya gel, Chuuya."