iamdobby

398 23 27
                                    

(yukarıya kafenin bir resmini koydum gerçekte burada değiller ama bu tarz bir yerdeler , çok güzel görünüyor, İstanbuldaymış)

Sonrasında Stella'ya gitmesini rica etti. Stella yavaşça uzaklaştı. Finn bana döndü. 

-"Bana söylediğin şey neydi?"

Derin bir nefes aldım. Ve başladım.

-"Finn, sana bunu söylemek çok zor." Zordu, çünkü onunla yakınlaşmamın sebebinin bu olduğunu düşünecekti. Buydu da, ilk başta... Sonrasında... Her neyse.

-"Sana daha önce de söylediğim Regina adlı kızı hatırlıyor musun?"

-"Evet."

Bir kere daha derin bir nefes aldım.

-"O kız ben ve Sadie'ye lisenin başından beri zorbalık yapıyor, sürekli bizi kullanıyor. Bizi rezil ediyor, bu yüzden herkes bizden nefret ediyor. Şu ana kadar Sadie ve bana, sen ve Noah'tan başka kimse yaklaşmadı. Kimse bizi önemsemedi."

Finn beni hayretle dinliyordu. Onun beni dikkatlice dinlemesi hoşuma gitmişti. O yüzden devam ettim.

-"Anlayacağın kadarıyla, ucubeyiz. Yani herkes öyle düşünüyor."

-"Hayır değilsin, yani değilsiniz" dedi.

Hafifçe gülümsedim. 

-"Devam ediyorum." dedim.

Başıyla onayladı bende devam ettim.

-"Siz gelmeden önce, Regina bize sizin telefon numaranızı alıp, ona vermemizi, eğer yapmazsak bizim hayatımızı mahvedeceğini söyledi."

-"Sizde kabul mu ettiniz?" dedi.

-"Biz kendimizi savunmaya çalıştık. Bizi aşağılamaya başladı ve kabul etmezsek yumruk atacağını söyledi. Biz hiçbir şey söylemedik ve uzaklaştık. Bunu yapmak istemiyorduk. İlk başta bunu yapmak için sana yakınlaşmaya çalıştım. Sonra..."

-"Sonra?" dedi ve hafifçe gülümsedi. O gülümsediği zaman kendime engel olamayıp bende gülümsüyordum. Ve gülümsedim. Utanmıştım. Bu utanmamdan beni kurtaran şey titreyen telefonum oldu.

*Annem kişisinden mesaj*

Finn'e baktım. "Bir saniye" dedim ve oradan uzaklaştım. Tam mesajı açacakken, annem sanki oradan uzaklaştığımı anlamış gibi aramaya başladı. 

-"Alo"

-"Alo, Bobby neredesin sen? Okuldan çıkıp eve gelmen tam 23 dakika sürmesi gerekirken, şu an 38 dakika olmuş durumda. Nerede olduğunu çabuk söyle seni almaya geliyorum. Hemen."

Evet annem böyle biriydi. Aşırı dakik ve disiplinli. Bir kere eve 32 dakika geç kaldığım için -nedeni ise sadece Sadie'nin bacağını kanatması ve ona yardım etmek ve pansuman yapmak için orada bulunmam- bana o kadar kızmıştı ki, yemek vermemişti. Ama neyse ki böyle durumlarda hazırlıklıyımdır. Çantamdaki sandviçimi yemiştim. Ama annem bu kadarla sınırlı değildi, beni doğurtan doktor, annemin yanına gelmek için 21 saniye geç kaldı diye doğum acısı eşliğinde doktora bağırmış çocuğumun ölmesine sebep olacaksın demiş ve dava açmış. Davada haklı çıkması da ayrı bir saçmalık.

(böyle anneniz olduğunu düşünsenize, Allahım annem böyle olmadığı için çok teşekkürler)

-"Anne şu an olmaz." dedim. 

-"Ne demek şu an olmaz, Bobby? Ben senin annenim ve bir yere 38 dakika geç geliyorsan, ki şuan 39 oldu, seni oradan almam ve cezalandırmam gerek. Hemen nerede olduğunu söyle."

bae | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin