2

4.4K 72 35
                                    

~Smut

(Ben Fred ve Cedric ölmemiş olmasını varsayıcam.)

Hogwarts savaşı sonrasıydı. Küslük kalmamış, herkes neredeyse barışmıştı. Harry, Ron, Hermione, Blaise, Pansy, Draco, George, Fred, Cho, Cedric ve Oliver ihtiyaçlar odasında cennette yedi dakika oynuyordu.

Cennette yedi dakika oyunu şişe çevirmeceyle başlıyor, şişenin iki ucundakiler daracık bir dolaba veya süpürgeliğe kapatılıyor. Yedi dakika boyunca baş başa, göt götesiniz yani.

Kurallar açıktı. Kiminle seçilirsen seçil tıpış tıpış yapıcaktın. Aksi takdirde bir hafta mavi bir yüzle gezecektin. Şişe çevrildi. Ron özellikle Hermione'nin karşısına geçmişti. Şişe dönerken kaş göz yapıp duruyordu. Hermione'yse sadece gülüyordu. Ama kimse Fred ve George'un şişeye büyü yaptığını ve gelecek kişileri onların seçtiğini bilmiyordu. Şişe durdu.

"Cho ve Pansy!" diye bağırdı Fred.

İkiside içeri girdi ve onlar kapıyı kapatana kadar herkes oturur gibi yaptı. Kapı kapanıverince de dinlemek için kapıya yapıştılar. Hiç ses yoktu. Ta ki Cho dışarı çıkana kadar.

"Pes ediyorum!" diye bağırdı."Bu kıza katlanamayacağım!"

"Sorun ne?" diye sordu Cedric.

"Zamanımızın tamamını benimle uğraşmakla geçirdi! Bana sapık gibi birşeyler fısıldıyor! Mavi dolaşırım daha iyi!" diye bağırdı. George da tamam artık bi sus der gibi:

"Evet daire olun!" diye komut verdi. Daire olundu. Şişe çevirildi. Herkes şişeye, Fred ve George kimi seçsek diye onlara bakıyordu. Şişe durdu.

"Draco ve Harry!"

Harry ayağı kalktı ve kaçmaya yeltendi ama yavru kedi gibi kaptı Cedric.

"Nereye Potter?" diye alay etti.

"Cedric lütfen." dedi Harry yalvarırcasına.

"Üzgünüm ama 7 gün mavi olacağına 7 dakika Draco'ya sarıl." diye önerdi. Harry halinden pek memnun gibi değildi. Kalabalığa geri döndüler. Draco da dahil herkes Harry'nin kaçmasına gülüyordu. Draco da alaycı bir şekilde:

"Korktun mu, Potter?" dedi.

"Senden mi?" diye karşı ateş açtı Harry. Ama bu Draco'yu sadece gülümsetmişti. Gülümsemesi nedense hoşuna gitmişti Harry'nin. Dolaba yöneldiler.

"Burası sandığımdan da darmış." dedi Harry.

"Tek başıma zor sığarım." diye ekledi Draco. Güç bela dolaba girmeyi başardılar. Bir an sessiz durdular. Draco asasını çıkardı ve ses geçirmesin diye kapıyı büyüledi. Ardından lumos kullanarak tepelerine bir ışık kümesi çağırdı. Harry'nin gözlükleri parlıyordu. Gözleri gözlüklerin ardından çok daha güzeldi.

"Neye bakıyorsun?" diye gülümsedi Harry. "Çok mu komiğim?"

"Hayır" dedi ve elini Harry'nin yanağına koydu.

"N'apıyorsun?" diye azarladı Harry. Bileğini tuttu Draco'nun ama... elini çekmek istemiyordu. Dudaklarını emdi. Draco biraz Harry'ye yaklaştı. Daha çok kafasını yaklaştırdı. Çünkü zaten dip dibelerdi. Harry de Draco'nun yapmayı planladığı şeyi anlamış ve çok hoşuna gitmiş olacak ki parmak uçlarına yükseldi ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Dudaklarını bastırmaları yalamaya ve öpüşmeye dönüştü. Draco'nun bir eli Harry'nin yanağında diğeriyse belindeydi. Harry ise ellerini Draco'nun ensesine atmıştı ki ordan elleri ipeksi saçlarına yöneldi. Saçlarını tutam tutam çekiyor Draco'yu çıldırtıyordu.

Drarry | SMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin