hoş geldiniz dostikeler. nasılsınız? iyi misiniz, afiyette misiniz? iyisinizdir, afiyettesinizdir inş. değilseniz de bugünlük olun lütfn, çünkü bugün esranın doğum günüüüü 🥳🎊✨
bu one (1) shot senin için yazıldı, iyi ki doğdun leylim amman amann dieorharry
• • •
Kolları arasında zar zor tuttuğu dosyalarla birlikte kahverengi kapının önüne geldi. Nefeslerini kontrol etmeye tenezzül bile etmeden kapıyı ittirdiğinde demir kapının açılmaması sinirle homurdanmasına neden oldu.
Bir kez daha var gücüyle ittirdiğinde omzu hızlı bir şekilde kapıya çarptığı için acımıştı. Oflayarak bir elini omzuna atınca kollarının arasında duran dosyalar birer birer yere düştü ve Louis ağlamaklı bir ses çıkarıp yere eğildi, dosyalarını toplamaya başladı. Bu sırada karşısındaki dairenin kapı deliğinden kendisini alayla gülerek izleyen bir çift yeşil gözün farkında bile değildi.
Sinirle soluyarak kilidin üzerine duran anahtarı zar zor çevirdi ve kapının yeniden açılmasını sağladı. Kapı açılır açılmaz hızlı adımlarla içeri girdi ve dosyaları salonundaki koltuğa fırlattı.
Evin her yeri her yerdeydi. Louis buraya daha bu sabah taşındığı için hiçbir koliyi açamamıştı. Açmaya vakti olmamıştı çünkü taşınma işlemi biter bitmez ofise gitmesi gerekmişti.
Yorgunluktan kırılan bedenini salonundaki büyük koltuğa atıp gözlerini kapattı, duşa girmesi gerekiyordu fakat çok yorgundu. Yaklaşık beş dakika o şekilde yattıktan sonra kendini zorlayarak ayağa kalktı, telefonunu şarja takıp duşa girdi.
Duşta uzun süre kalmayı çok severdi fakat bu sefer çok fazla yorgun olduğu için yaklaşık olarak bir saatte duşunu aldı, tam çıkacağı sırada yakınlardan gelen küçük bir patlama sesiyle olduğu yerde kalakaldı.
Saniyeler sonunda ilk şoku atlatabildiğinde bornozuna sıkı sıkı sarılıp banyo kapısını açtı, bunu yapar yapmaz karşısına çıkan dumanlar yüzünden öksürerek bir koluyla ağzını ve burnunu kapattı.
Yanık kokusu her yerdeydi, korka korka koridordan geçip salona geldiğinde her yerin yanmakta olduğunu görüp panik atak geçirmemek için derin nefesler almak istedi. Fakat daha ilk nefes alma deneyiminde ciğerleri tamamen karbonmonoksitle dolmuştu, bu yüzden öksürerek ağzıyla burnunu yeniden kapattı.
Telefonunun takılı olduğu prizin orasından başlamış olan alevler her yerdeydi, Louis'nin yanına yaklaşmaya başladıklarında genç oğlan korkarak geri çekildi ve dış kapıya doğru koşmaya başladı.
Kapıya giden tek koridorun başının alevlerle kaplandığını görünce telaşla arkasına döndü ve mutfağa girdi. Camı açmak için elini pencere pervazına atmıştı ki, rüzgarlı havanın yangını daha da çok alevlendireceği aklına geldi ve oflayarak elini geri çekti.
Ne yapacağını bilemiyordu, mutfaktan çıkıp kendi odasına girdi. Tam o sırada alevler içinde kalmış olan süpürge yere düştü ve banyonun önü de kapanmış oldu.
Telefonu yanmıştı, kapının önü alevler içindeydi. Camları açtığı anda yangın alevlenebilir, daireyi patlatıp Louis'yi öldürebilirlerdi.
İçeride sıkışıp kaldığı düşüncesi genç oğlanın beynine bir zehir gibi işlerken karbonmonoksit yüzünden nefesleri yavaş yavaş kesilmeye başlamıştı. Alevlerin, bulunduğu odaya girmemeleri için kapıyı hemen kapattı. Ateşin tahta bir kapıyı kolaylıkla yakabileceğini biliyor olmasına rağmen bunu yapmıştı, çünkü korkuyordu ve ölmek üzereydi. Tanrı aşkına, Louis'nin yerinde kim olsa o kapıyı kapatırdı!
