《3》🍾

1.1K 157 12
                                    

"Hyung hadi görüşmen var ne kadar sorumsuzsun!"

Seungmin arkasından duyduğu ses ile telefonu kapatmış, ofisine doğru sürmeye başlamıştı.

Ön aynasından gördüğü kadarıyla Felix koltukların arasına doğru sokulmuş, çenesini de Seungmin'in omzuna dayamıştı. "Hyung siz neden beraber geldiniz?"

"Ha?"

Jeongin güldüğünde Felix de kendini bırakarak yerine oturmuştu. Seungmin yola daldığı için Felix'in ne dediğini daha sonra anlamıştı.

"Hyung, yoksa tekrar arkadaş olmaya mı karar verdiniz?"

İkisi arkada gülüşürken Seungmin kafasını salladı. "Hayır, başsağlığı dilemek için yanına gittim. Hem ben size soruyor muyum Felix neden Hyunjin ile flörtleşiyor diye? Hayır. Hyunjin de Chan'ın asistanı sonuçta."

Seungmin hızlı konuşmasıyla sesini yitirmiş, nefessiz kalmıştı. "Hyung neden bu kadar heyecanlandın?"

"Tuhaf fikirleri reddediyorum. Size sinirlendim Jeongin. Biraz daha sinirlenirsem eğer ölümünüz olacağım."

İkili sustuktan sonra Seungmin yola devam etti. Ofise vardıklarında arkadaki ikili arabadan inerken Seungmin kafasını çevirdi. ''Görüşmem kaçtaydı Felix?''

''Saat birde hyung.''

''Siz gidin geliyorum ben hemen.''

Jeongin kapıyı tekrar açtığında Felix de öbür kapıdan inmişti. Seungmin yanında ki telefonu alıp notlarına girdi. Chan'ın numarasını kaydetmek için kopyaladı ve rehberine yapıştırdı. Tekrar notlarına dönüp adresi arabasının navigasyonuna girdi. Daha önce orada anıt olduğunu bilmiyordu. Son görüşmesinden sonra gidecekti oraya. Arabasını kilitleyip ofisine girdi.

Misafirleri için Felix ve Jeongin'e talimat verip odasında beklemeye başladı. Birdeki randevusundan sonra saat üçte bir görüşmesi olduğu için günü boşa çıkıyordu.

Gelen misafirleri için hazırlık yaptı. İki şirketin kavgasında kimin haklı olduğunu bilmese de müşterilerini memnun etmek için uğraşmalıydı. Jeongin onu çağırdığında Seungmin ofisinden çıktı, toplantı odasına kadar Jeongin'e olayı anlattı. Odaya girdiğinde Jeongin kapıyı kapattı ve Odadaki herkes ayağa kalktı. Kapının yanında bekleyen Felix, Seungmin'in arkasından masanın başındaki yerini aldı.

Chan ve Hyunjin'in sessiz geçen yolculuğu sonrası Chan pek benimseyemediği şirketine Hyunjin'den önce girdi. Hyunjin asansöre yetişmek için koştu ve yetişti. ''Hyung beni neden beklemiyorsun?''

''Lavaboya gitmem lazım Hyunjin 15 dakika sonra görüşmem var hani.''

Asansör durduğunda ikisi de hızlı hızlı ofise doğru yürüdü. ''Hyung büyük bir market şirketiymiş. Neden sana geldiler anlamadım.''

''Beni hafife almamalısın Hyunjin.'' Elinde ki ceket ve dosyaları Hyunjin'in eline tutuşturup ofisinin yanındaki lavaboya girdi. Kendini daha iyi hissettiğinden içinde küçük de olsa bir cesaret vardı. Lavabodan çıktığında Hyunjin görüşme odasında bilgisayarını açmış, Chan'ı bekliyordu. Chan odaya girdiğinde birbirlerini selamlamışlar, konuşmaya başlamışlardı.

''Asıl meseleye gelelim. Karşımızdaki süt ürünleri şirketinin size daha önceden yaptığı bir yanlış, ufak bir hata var mı?''

''Şirket başkanımız o şirketin başkanıyla eskiden yakın arkadaştı. Aralarında ne gibi bir durum olduğunu bilmiyoruz. Başkan bana özel hayatını hiç açmadı. Çocuğu eşi var mı onu bile bilmiyorum.''

Hyunjin şaşkın bir şekilde işlerken Chan önündeki kağıt üzerine planlamasını yaptı. Davayı oturtmak zordu ama karşı taraf için de zordu. Amaç davayı kazanıp market zincirini güvenilir yapmaktı.

''Baştan alalım.'' Hyunjin yeni bir sayfa açıp Chan'ın anlatmasını bekledi. ''Süt ürünlerinin size bozuk ürün gönderdiğini iddia ediyorsunuz. Sizden kimse bu ürünlere bir şey yapmadı.''

''Bunu neden yapsınlar. Yapsalar bile bunu her türlü kendi lehimize çevirebilirdik. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamadık.''

Chan kağıdın üzerine bir şeyler karaladı. ''Hayır. Her ihtimali düşünmek zorundayız.'' Kağıdının üzerinde bir çizik çizdikten sonra dirseklerini masaya yasladı. ''Başıma gelebilecek her şeyi düşünmem gerekiyor. Eğer kazanmak istiyorsak ürünün yola çıkışından teslimine kadar bütün ayrıntılara değinmeliyiz.'' İki tarafında oturan adamlar onu onayladı. ''Teslimatçı size ait. Ürünleri almak için süt ürünlerinin şehir dışında ki fabrikasına gitti. Normelde hep ürün teslimatını üretici yapar. Neden bozuk ürünlerin alındığı gün sizin tarafınızdan iki yönlü bir alış-veriş oldu?''

En yakınındaki adam Chan'a doğru vücudunu çevirdi. ''Bunu başkana ben de sordum. Araları bozulduğu için son kez alış-veriş yapıldı. Bir sonra ki ay teslimatları başka bir şirketten alacağız. Son teslimatta tatsızlık çıkmaması için bizden birini göndermiş. O kişi alıp ambalaj fabrikamıza götürmüş. Fabrikada el değmiyor ve makinelerimiz sürekli sertifikalarıyla temizleniyor.'' Önünde ki kağıtları Chan'a doğru ittirdi.

''Bunu düşünmeniz iyi olmuş bayım.''

Adam güldü. ''Bana hyung diyebilirsin, sonuçta sıkca görüşeceğiz artık.''

''Samimiyetsiz de yapabiliriz işimizi.'' Adam bozulduğunda yanında ki adamları ona baktılar. Hyunjin görmüş ama bozuntuya vermemişti. Chan tekrar kağıdına bakarak konuştu. Kalemi ile isimleri eşleştirip çiziklerini attı. ''Bakım şirketinden sizin makineleriniz ile ilgilenen personellerle konuşup mahkemeye davet etmek zor olmayacaktır. Benim aklımda başka fikirler var. ''

Masanın üstündeki kartını alıp yanında ki en yetkili kişiye uzattı. ''Ama lütfen bu kişilerin bilgilerini, şirketinizle ilgili yapılan anlaşmaları, iki şirketin arasında ki bağları, ama özellikle de..''

Önündeki kağıdın en ortasındaki ismi yuvarlak içine aldı. ''Şirket başkanınızın kişisel numarasını istiyorum. Onunla kişisel konuşacağım. Bir tartışma bile olayları tam tersine döndürebilir bayım.'' Chan adama karşı gülümseyip ayağa kalktı. ''Görüşmemizi burada keselim. Arada bağlantılı olabileceğini düşündüğünüz şeyleri bana mail hesabımdan iletin. Siz de bilmiyorsunuz hangi tarafın sorumlu olduğunu.''

Chan kapıdan çıkarken tekrar odaya döndü. ''Bana başkanınızın kişisel numarasını göndermeyi unutmayın. Hatta asistanım Hyunjin ile konuşarak ikimize uygun bir saatte görüşme ayarlayabilirsiniz. Kendisi size çıkışa kadar eşlik edecek.''

Chan keyifli keyifli yürüdü. Suçun nerede olduğunu neredeyse bulmuştu ama biraz da emin olmak için karşı tarafı araştırmalıydı.

Eğlenceli ve yapboz gibi parçalar eşleşirse kısa sürecek bir davaya atanmıştı. Annesinin anıtının ilk günü olduğundan onu ziyaret edecekti. Ofisinin girişinde, Hyunjin'İn masasında duran ceketini ve eşyalarını alıp çıkışa doğru yürüdü. Çıkış kapısında karşılaştığı Hyunjin ile durmuştu.

''Hyung ne düşündüğünü çok merak ediyorum gerçekten. İlginç bir dava.''

Chan gülümsedi. ''Akşam sana hazırlayacağım yemekler ile açıklamamı ister misin?''

''Chan hyung! Çok iyi görünüyorsun. Tabii ki olur!''

Saati ayarladıklarında Hyunjin şirkete girmiş, Chan ise eve gidip siyahlarını giymek için arabasına binmişti.

----

🍾'𝙈𝙍. 𝙇𝘼𝙒𝙔𝙀𝙍 》chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin