Bu hikaye gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmıştır.Tek bölümlük kısa hikaye.Lütfen hikayenin başında bu ninniyi açın ve hikayeyi böyle okuyun.
Karnında dünyayı taşımak isteyen tüm kadınlara'
꧁꧂
Saadet sisli bir salı sabahına gözlerini açtı.
Saatteki akrep dokuzu gösteriyordu. Üstüne saten beyaz sabahlığını geçirdi ve odasının içindeki ebeveyn banyosuna girdi. Eşi Orhan hâlâ uyuyordu.Elini yüzünü tertemiz yıkadı.Titiz bir kadındı Saadet, her işini titizlikle yapardı.
Karşısındaki aynaya baktı. Beyaz teninin üstündeki bal rengi hareleri parlıyordu. Gözünün etrafındaki kırışıklıklar onu çirkin veya yaşlı göstermiyordu,hayır.
Aksine, bedenindeki her emare onun ruhundaki acıları gösteriyordu.
Yavaş adımlarla banyodan çıktı ve eşinin yanına ilerledi. Orhan uykudaydı. Orhan'ı parmak uçlarıyla dürttü ve sakin sesiyle konuştu.
"Orhan,uyan. İşe geç kalacaksın."
Orhan uykusu ağır bir adamdı, ta ki Saadet onu uyandırana kadar. Hızla gözlerini araladı ve Saadeti gördü.
İşe gitme saatinin geldiğini anlayınca yataktan doğruldu ve kendine gelmek ister gibi yüzünü elleriyle sıvazladı.
Orhan'ın çalışmak için yaşı geçmişti ama o emekli olup eline gazetesini alan yaşlılar gibi olmamıştı hiçbir zaman.
Gençliğinden beri yiğit bir adamdı. Yaşı altmışlarda da olsa kalbi daha otuzlarındaydı.
Saadet onun uyanık olduğuna emin olunca odadan yavaş adımlarla ayrıldı ve merdivenlerden indi.
Evleri Şanlıurfa'nın ünlü bir mahallesinde büyük iki katlı bir ev olmakla birlikte yoldan geçen birinin ağzını açık bırakacak şekilde ihtişamlı bir evdi.
Alt kattaki mutfağa girdi ve eline önlüğünü aldı.
Yaşı ellilerinde olan bir kadına göre dinçti. İstese kocası onun önüne bir dünya yardımcı dökerdi fakat o evdeki her işini kendi görürdü.
Eşine mükellef bir sofra kurdu. Yeşillikler,türlü türlü reçeller,yumurtalar...
Bu sırada Orhan kalkıp rutin işlerini halletmişti. Üzerine giydiği siyah gömlek ve siyah pantolonla her zamanki gibi asil ve kendinden emin duruyordu.
Saadet'in karşısındaki sandalyeye oturdu. Şimdi birbirlerine bakıyorlardı. Yıllardır birlikteydiler.
Aşık olarak evlenmemişlerdi. Onlar severek evlenenlerden değil,evlendikten bir kaç yıl sonra birbirlerinin değerini anlayıp birbirini sevenlerdendi.
Yemek yemeye başladıklarında Saadet konuştu.
"Orhan, artık ihtiyar bir adamsın. Beni dinle,yorma kendini bu kadar."
Orhan galeri sahibiydi. Arabaları satmak onun için yorucu bir iş değildi. Tarlada çalışmıyor, inşaatta ellerini kesmiyordu. Sadece oturuyordu.
"Yorucu bir şey yapmıyorum Saadet. Sadece oturuyorum. Hem beni bilirsin, evde oturup futbol maçı izleyenlerden olamam. Orada iki kelâm edecek insanlar var. Eğer evde tek başına sıkılıyorsan kalırım senin için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saadet.
Short StoryTek bölüm. Karnında dünyayı taşımak istemişti Saadet,bedeninde yorgunluğu değil. 301020• Karnında dünyayı taşımak isteyen bütün kadınlarımıza'~