Hayat denen şey,kimi zaman bir oyundur.Ya elinde oyuncak olursun,ya da bu oyundaki oyuncu.Bazen der ki insan kendine 'bu dünyaya gelmedeki amacım ne?' Eğer eksik olacaksam,eğer kusurlu olacaksam,eksiklik olacaksam..Ben eksik ya da kusurlu değildim,ben başlı başına tamamen eksikliktim.Bu oyunda bir insanı en çok ne üzebilirdi?
konuşmamak?
Problem konuşamamam değil,problem başlı başına bendim.Hep karanlıkta kalmış,kaybolmuştum.Bana aydınlığı gösterecek kimsem yoktu.Senelerdir belki içinde kaybolduğum karanlık bana yolu gösterir diye düşünsem de,o da göstermemişti.Yalnızlık kötü bir şeydi.
Çok ama çok kötü bir şeydi.
İnsanların nefreti de,kimsenin beni görmemesi de..Eksikliği kimse görmezdi öyle değil mi?
———
Yaklaşık 10 dakikadır masamın üzerindeki günlük ile bakışıyorduk.Az önce odamda temizlik yaparken,dolabımın çekmecesinin altına sakladığım günlüğü bulmuştum.bu günlük gerçekten içinde sakladıklarıyla beni anlatabilecek bir şeydi.Elimi uzattım ve küçük anahtarıyla onu açtım.Defteri elime aldım,ilk sayfasını açtım.
"02.10.2013
Merhaba sevgili günlük.Bu gün yeni okulda ilk günümdü.okula gittim,oradaki herkes benimle konuşamadığım için dalga geçti.Herkes bana cadı diye bağırdı.öğretmen soruyu cevaplamadığım için bana çok kızdı.Kimse beni sevmiyor,sen olsan sende bir cadıyı sevmezdin değil mi sevgili günlük? Neyse benim test çözmem gerek,hoşçakal"
Gözümden bir yaş düşerken,sayfayı çevirdim.
"04.10.2013
Merhaba sevgili günlük.Bu gün sınavım vardı sınavım çok kötü geçti bu yüzden üzgünüm.Sınavın çıkışında ağladığım için herkes yine benimle dalga geçti.Kimse beni yine sevmiyor.Olsun sevmesinler nasılsa konuşamıyorum.Biliyor musun bu gün çok güzel yağmur yağdı.Ben de eve bilerek yavaş gittim.Yağmurları çok severim,her şeyi silip götürecek gibi değil mi? Neyse,hoşçakal sevgili günlük"
Bunları anlatacak kimsem olmamıştı..koskoca 7 sene olmuştu ve benim hiç arkadaşım olmamıştı.Herkes bana lanet derdi.
'Seni koca lanet!Seni kimse sevmiyor.Sen ne diye yaşıyorsun ki!'
Evet,bu cümleyi de o seneler Selin diye bir kızdan duymuştum.Herkes onu desteklemişti.Dün gibi hatırlıyorum o günleri.Hayatımda güzel bir anım olmamıştı.
Hatırlayacağım güzel günlerim olmamıştı.
Herkes mutlu olacağı bir an yaşamıştır,ben o anları hiç görmemiştim.Tekrar günlüğe döndüm ve sayfayı çevirdim.
'10.12.2014
Merhaba sevgili günlük.Sana çok zamandır yazmıyorum her şey biriksin ve en azından bu beyaz safalara anlatayım dedim.bu gün biri bana 'Nehir,sen beyinsiz falan mısın? Bu soruyu kim yanlış yapar ki!" Dedi.Ben de ona o an 'sana ne!' Demek istedim ama eksikliğim buna izin vermedi.Ben sessiz kalınca herkes 'ay yazık konuşamıyor!' Diye bağırdı.Ben de sınıftan koşarak çıktım.Neyse ki yine yağmur yağıyordu,her şeyi alıp götürmüştü yine bulutların damlaları..Sahi,bulutların damlaları,bulutların göz yaşları mıydı acaba sevgili günlük?Onları kim üzmüştü peki?Bulutların göz yaşları her şeyi alıp götürüyordu.Keşke benim göz yaşlarım da her şeyi geçirebilseydi sevgili günlük..Birkaç hafta önce bir kız cama topunu fırlattı ve top çarpınca cam da kırıldı.Kız hemen topu alıp benim elime verdi.Sesleri duyan birkaç öğrenci ve bir de öğretmen sınıfa girince,ve de top benim elimde olunca suçlu olan ben oldum.onlara ağzımı açıp 'ben yapmadım!' Diyemedim.İşaret dili bilen de yoktu,bilseler bile bana inanmazlardı..Sonra okuldan uzaklaştırma aldım,evde bana kızacak biri yoktu.Ben de kendi kendime kızmakla yetindim.Sonraki Günler yine normal geçti.Yine dışlanan,mutsuz,yalnız,somurtkan Nehir oldum.Ha bir de konuşamayan mutsuz Nehir.Neyse hoşçakal sevgili günlük." Defteri elimden attım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.Bunları kaldıramadığım doğruydu.Kaldıramazdım.
Bunları o yaşta kim kaldırabilirdi ki?
Şimdi de bir şey değişmemişti.Yine aynı Nehirdim.O günden bu güne göz yaşlarım hiç bir şeyi geçirmemiş,kendimi mutlu hissetmemiştim.Bulutlar da son zamanlarda ağlamıyordu,onları üzen yoktu galiba şu sıralar.Üzülmemelerine sevinsem de,her şeyimi geçiren göz yaşları yoktu.Hiç bir şey geçmiyordu
Geçmeyecekti
———
Kendimi yatağıma attığımda,dümdüz tavana bakıyordum.Herkesin en büyük hayali şuraya buraya gitmek iken,benim hayalim konuşmak olmuştu..Keşke rüyalarımızda konuşabilseydik,öyle değil mi?İnsanlar değiştiremeyeceğim kusurlarım için beni sevmezlerdi.Annem sırf bu yüzden beni bırakmıştı.Babamı ise hiç görmemiştim..Yatağımdan kalktım ve banyoya girdim.Yüzümü yıkayıp aynaya bakmaya başladım.
Aynadaki ben
Aynadaki gözler
Aynadaki lanet
Ben de kendime herkesin dediği gibi lanet derdim.Çünkü zaten öyle değil miydim?
Öyleydim.
Evet kesinlikle öyleydim.
Gerçekleri,hayatı kendimle öğrenmiştim.Yanımda bana yol gösterip aydınlığa çıkaracak kimsem olmamıştı.olmayacaktı..olmayacak mıydı?
Olmayacaktı
'O kadar çirkinsin ki Nehir,sana bakarken yüzümü ekşitmek zorunda kalıyorum!'
Evet bu cümleyi de duymuştum.
Lanet Nehir
Çirkin Nehir
Herkes böyle seslenirdi bana.Evet çirkindim,evet kusurluydum ama lanet olsun ki bunları değiştiremiyordum!
Bunları değiştirmek elimde olsaydı,bir saniye bile beklemezdim.
Banyodan çıktım ve yorganımın altına girip,uyanmak istemediğim bir uykuya daldım.
————
Selam..
Tekrar böyle bir işe kalkıştım,bilmiyorum beğenir misiniz beğenmez misiniz..Yorumlarınıza göre devam edeceğim veya etmeyeceğim.Aslında bu hikayeye başlama amacım kesinlikle size sizi tanıtmak.Başarılı olur muyum bilmiyorum ama denemek istedim.Ve bunaları size Nehir ile anlatmak istedim..Nehir de kendini kusurlu görse de,ruhu çok güzel bir insan.Eminim ki sizler de öylesiniz.bunu asla unutmayın.Bunu ne zaman yayınlarım bilmiyorum..Buraya yazdığım tarihi bırakayım,-03.09.20- sizde başlama tarihinizi bırakın olur mu?Bu hikaye umarım size sizi anlatır.Umarım kendinizi tanıyabilirsiniz.Okuduğunuz için teşekkür ederim,iyi ki varsınız.Ve unutmayın ki,değiştiremeyeceğiniz şeyler sizi siz yapar.Hoşçakalın🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki gözler
RandomHayat kimi zaman bir oyundur,bazen bu oyunda oyuncak,bazen de oyuncu oluruz.Peki ya biz bu oyunda hep sessiz bir oyuncak olduysak?