1.Kural : 45 yaşına gelen kraliçenin en büyük kızı yeni kraliçe olarak atanır
Güzel bir gün olmayacaktı.
Mutlu yüzlere karışan ağlama ve hıçkırık sesleri bu günün güzel bir gün olamayacağının habercisiydi.Kraliçe Stessa 45. doğum gününü kutladığı için mührü kapanmış ve yerine en büyük kızı Hazel seçilmişti.
Kraliçe Stessa'nın ilk kraliçe olduğu zamanı hatırlamakta zorlanıyordum. Ama hatırlamakta emin olduğum tek bir şey vardı o da şu anki halinden daha kilolu olduğuydu.
Hiç mutlu değildi. Belki de saraydan uzun zaman sonra ilk kez dışarı çıkmasına rağmen kızının yeni kraliçe seçildiği aklına gelmiş ve dışarı çıkışını kutlamak yerine kızının saraya girişinin yasını tutuyordu.
Ama bunlar benim meselem değildi. Herkes bir törene katılmayı dört gözle beklerdi. Bende beklerdim ama 2 gün önce olanlar olmasaydı.
Ordan uzaklaşıp en yakın arkadaşım olan Eric'in evine gittim. Sanırım o da törenede olacaktır ki kapıyı kimse açmadı. Kapının hemen yanındaki tabureye oturup Eric'in kuyruğunun yarısı olamayan siyah çirkin kedisinin ne yaptığını izlemeye koyuldum. Ölü bir fareyi gömmeye çalışıyordu. Alaycı bir gülümseme ile " Tanrı benimle dalga geçiyor olmalı." diye içimden geçirdim. Sırtımı duvara yaşmayıp gözlerimi yumdum. İki gündür doğru dürüst uyuyamayışımdan olacak ki hemen uykuya daldım
Rüyam da şehir meydanındaki ceviz ağacının dallarından birine halka şekli verilmiş bir halat asılıydı. İki yanımda duran Karitya askerleri beni hızla o halata doğru sürüklüyordu. Askerlere dikkatlice bakınca normalde koyu mor olması gereken cüppeleri kan kırmızısıydı. Ağacın hemen yanında kraliçe Hazel duruyordu. Yaklaştıkça anladım ki gözünden durmaksızın yaşlar geliyordu.
" Kraliçe Hazel beni duyuyormusunuz ?" diye sordum.
Birinin sesi sesi kulaklarımı dolduruyordu. Ama bu ses kraliçe Hazel'den gelmeyecek kadar kalın bir sesti. Ses sanki feryat ediyordu. Ölmek istemiyordum der gibiydi. Ses sanki bana doğru yaklaşıyordu. Küfreder gibi ismimi söylüyordu.
Dylan , Dylan, Dylan .........Birinin omuzuma dokunduğunu hissederek irkildim ve tabureden düştüm. Gelen Ericti. O yakışıklı sarışın çocuk gitmiş yerine bir zombi gelmiş gibiydi. Göz altları mosmordu belli ki 2 gündür uyuyamamıştı. Sakalı da biraz uzamış gibiydi.
" Burda ne yapıyorsun Dylan ? Törendesindir diye sanıyordum." Dedi.
" Sanırım ikimizde aynı nedenden dolayı burdayız. Günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum. Hemen bir çözüm yolu bulmalıyız " dedimUzun bir sessizliğin ardından ilk konuşan Eric oldu.
" Biliyorsun değil mi ? parfüm şişleri artık kokuyu gizleyemeyecek hale gelecek. İki gün oldu cesedi artık ahırda saklayamayız."
Hemen sözünü kestim
" Şşşşt sesiz ol duyan birisi olabilir. Hem evet bende biliyorum ama daha adımın kim olduğunu bile bilmiyoruz. Şimdiye ailesi aramaya başlamış olmalı. Tabi eğer bir ailesi varsa "
" Adamı kim olduğunu nerden öğrenebiliriz ki? "
" Bilmiyorum ama bir yolunu bulamalıyız. Düşünmeye başlasak iyi olur. "Aradan 5 dakika sonra bir top atışı sesi duyuldu. Yeni kraliçe mühür verilmişti. Artık birkaç hafta boyuca saray duvarları arasında dolaşan çığlık sesleri duyulacaktı. Bu olaya kraliçelerin canını çok yaksa da kraliçe olan herkes bu mührü almak isterdi. Mühür bildiğim kadarıyla sol bileğe bir kan damlası izi bırakıyordu ve kralicelerin artık fiziksel yara almalarını engelliyordu. Yani bundan böyle kraliçe bıçaklansa bile ölmeycekti. Herkes bunun kraliçenin iyiliği için olduğunu düşünürdü ama bence öyle değildi. Hayattan bıkan kraliçenin intihar etmemesi için alınan bir önlemdi.
" Buldum " diye haykırdı Eric.
" Neyi buldun ? " diye sordum alaycı bir sesle. " Yoksa kedinin kuyruğunun diğer yarısını mı "
" Alay etmeden önce bir dinle Dylan. Tabiki adamın ismini nasıl öğrenebileceğimiz."
Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Sözünü kesmeden ne diyeceğini dinlemeye başladım.
" Sen de demiştin Dylan eğer bir ailesi varsa şimdiye kadar aramaya başlamışlardır. Aranılan veya ölen kişilerin tüm bilgileri sarayın 2. katındaki Katriya Araştırma Bölümünde vardır. "
" Tamam da sen bunu nerden biliyorsun, Yoksa daha önce başka birini daha öldürüp belgeleri mi çaldın? "
" Of Dylan bir dinle. Geçen sen teyzem vefat etmişti. Ailedeki annem ve babam dışında en büyük ve okumuş kişi bendim o yüzden beni de yanlarında almışlardı. Araştırma bölümü ikiye ayrılmıştı. Büyük bir bölümünü vefat eden kişilerin dosyaları oluştursada Kayıp ve Aranılanlar diye bir tabela gördüğüme eminim."
Bu büyük bir ipucu olsa da saraya girmenin hiç bir yolu yoktu ve saraya girsek bile o kadar dosya arasından sadece adamın yüzünü bilerek bir dosya bulmamız imkansızdı. Eric de benim gibi düşünüyordu.Hava kararmaya başlamıştı. Herkes evlerine çekiliyordu. Eric'e Katriya muhafızları gelmeden evime gitmem gerektiğini söyledim. Eğer muhafızlar gece vakti evinin dışında birini görürse direk sarayda bir gün hapis cezası veriyorlardı. Ayrıca koku konusunda bir çözüm yolu bulacağımı ve azıcık sabretmesini de dile getirdim
Yolda yürürken cesedi kendi evime almayı düşündüm ama sonra bu fikirden hemen vazgeçtim. Kendi evime alamazdım çünkü kimse evin bir köşesinde bir ceset tutmak istemezdi en azından Ericlerin bir ahırı vardı. Ahırdaki keçi kokuyu her aldığında huysuzlansada bu idare edilebilirdi. Ayrıca benim evim saraya çok yakındı ve polisler hep evimin karşısındaki kafede dinlenirlerdi. Birgün polislerin pencere arasından cesedi göremelerinin riskini alamazdım.
Eric'i de çok iyi anlıyordum babasının keçiyi sağarken cesedi görmesinden çok korkuyordu. Eric'in babası çok anlayışlı biri olsa da bir cesedi anlayışla karşılayacak kadar değildi. Annesi de çok tatlı bir hanımefendiydi beni de çok severdi. Bazen beni bir ailem olmadığı için sevdiğini düşündüğüm olurdu. Anne babalarımız anlattıklarına göre çok yakın arkadaşlarmış. Ben 6 yaşındayken annem ve babam kötü bir suç işledikleri gerekçesiyle idam edilmişti. 15 yaşıma kadar saray yetimhanesinde kalmak zorunda kaldım ama 15 yaşımdan sonra kendi isteğimle ordan ayrılıp evime geri döndüm. Ailemden bana ev , biraz para ve babamın gümüş silahı kalmıştı. Ilk başlarda para birkaç ay yetmişti ama sonra işe girmem gerekti ve ormanın batısındaki oduncularla çalışmaya basladım. Ilk başlarda ne kadar zor olsa da sonradan alışmaya başladım. simdi 26 yaşıma geldim ve bayağı birikmişim olsada işten çıkmayı hiç düşünmedim. İş sanki beni sakinleştiriyordu.Eve vardığımda biraz balkonda oturup bir fincan kahve yaptım . Karşı komşunun kızı Emly gizli gizli bana bakıyordu. Bu kızın bana yıllardır benden hoşlandığını biliyordum ama hiçbir zaman ona yüz vermedim. Çok güzel bir kız olsada sevgili yapacak vaktim yoktu hele bu sıralar cesetten başka birşey düşünemiyordum o yüzden içeri geçip biraz uyumaya karar verdim.
Çığlık sesleriyle uyandım. Bu ses saray duvarlarından geliyor olmalıydı. Kraliçenin mührü etkisini gösteriyordu. Çığlık sesleri uykumu tamamiyle kaçırmıştı. Acaba dışarı çıkıp muhafızların beni akşam vakti dışarı çıktığım için yakalamasına izin versem mi diye düşündüm. Böylece saraya girmiş olacaktım. Ama hapisten kolay kolay kaçamazdım bu çok saçma bir fikirdi.
Lütfen yorum yazmayı unutmayın sıkıldım valla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliçe Kanı
FantasyDylan'ın tören günü elinde kurtulması gereken bir ceset var. Onun hikayesi şimdi başlıyor. (Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın):)