Bazı insanların hayatları gülerek başlar ve gülerek devam eder.
Benim hayatım gülerek başlayıp hüzünle devam eden ve gülmeye çalıştığım bir hayat.
Bazı anlar var, onlardan sonrası ölüymüş gibi hissettiğiniz. Benim de öyle bir anım var.
..
Her zaman ki gibi güzel pazar kahvaltımızı yapmak için çıkmıştık evden. Babam hazırlanır hazırlanmaz çıkıp arabada oturur ve bizi beklerdi. Her zamanda 'bu kadar çok hazırlanacak ne var ki?' diye sorardı. Çok iyi, yakışıklı ve başarılı bir adamdı babam. Başarılı bir mimardı ve bir mimarlık ofisi vardı. Maddi durumumuz çok çok iyiydi. Annemde bir cerrahtı. Kalp cerrahı. Bazen sahip olduğu bu mesleğe lanetler yağdırıyorum. Bir erkek kardeşim vardı, Ersel. 10 yaşında, sarışın ve içi içine sığmayan bir çocuktu. Hayat doluydu Ersel. Ben Eda, Eda Ömeroğlu. Başarılı mimar Engin Ömeroğlu ve kalp cerrahı Seda Ömeroğlu'nun biricik kızlarıydım. 15 yaşındaydım, annemin dünyalar güzeli babamın biricik prensesiydim. Her zaman ki gibiydi evimiz dediğim gibi. Annemin güzel sesiyle kalktığımız bir pazar sabahı.
Annem, ben ve kardeşim de hazırlanıp arabaya binmiştik. Babam yine klasikleşmiş sorusunu sorup anneme bakmış 'yine çok güzel olmuşsun hayatım' deyip öpmüştü annemi ve bize dönüp göz kırpmıştı. Annem 'hadi Engin acıktık, çabuk gidelim' diyerek gülümsemişti babama. Aile olarak resmimizi çizseler 'mutlu aile tablosu' olurduk resmen. Babam radyoyu bile açmazdı beraberken, konuşalım diye. Kardeşim tabletiyle oynardı genelde ve bende o gün arkadaşımla mesajlaşıyordum. Güzel bir muhabbetimiz vardı ve ben gülümsüyordum. Annem bana dönüp kaçamak gülüşler atıyordu ve bu daha da güldürüyordu beni. Tam cevabımı yazıyordum ki annemin kulağımdan ölene kadar silinmeyeceğine inandığım çığlığını duydum.
'Engiiiiiiiinnnnnnn' diye bağırdı ilk önce. 'Engin, dikkatli ol.' ardından 'Engin arabaaaaa'
Sesini duymayı sevdiğim kadının sesiyle irkilmiştim o an. Kardeşim dönüp 'abla noluyo' dercesine baktı bana ve korkulu gözlerini öne çevirdi. Babam direksiyonu kırmaya çalışırken gördüğüm son sahneler annemin sesinden daha çok çıkmayacaktı hafızamdan.
Babam direksiyonu hareket ettirmeye çalışırken şeridinden çıkmış ve en az 180 km hızla bize doğru gelen bir kırmızı araba. Yönünü değiştiremedi babam. Kırmızı araba çarptı, ön cam kırıldı, arabamız çarpmanın etkisiyle 4 defa takla attı ve ters bir şeklide yere düştü. Babamın sesi duyar gibi olmuştum havada dönerken 'hepinizi çok seviyorum, sakın korkmayın, iyileşeceğiz'. Kardeşime baktım o sırada. Yüzünden gülümseme eksik olmayan kardeşim. Kafasını cama çarpmış ve kan vardı yüzünde. Ve ne gülüyordu kardeşim ne de bakıyordu. Annemi aradı gözlerim ama göremedim annemi. Babam kanlar içinde direksiyonda yatıyordu.
Sonra birkaç uğultu daha duydum. Bir sürü yüz gördüm, bir sürü ses duydum gibi hatırlıyorum. Sonra iki adam çıkartıp sedyeye koydu beni. 'Anneeeeeemm' diye bağırdım göremedim onu. Birazdikleştim ve gördüm annemi. Yüz üstü yatıyordu annem. Etrafı kanlı. Sonra bir kadın annemin yanına gidip 'EX' diye seslendi. Sonra kardeşim için. Sonra babam. Beni ambulansa aldılar daha sonra.