-Masal-
Yine o muhteşem yaz tatili bitmiş okullar açılmıştı. Bu sene lisede ki son senem. Üniversiteye başlayıp şu lanet evden kurtulmak istiyorum. Her gün kavga sesleriyle uyanmak ne demek siz bilirmisiniz ? İnsan annesinden nefret eder mi ? Kesinlikle evet. O benim annem bile değil. Nefret ediyorum. Hayatımı paramparça etti. Babam nerde diyorsanız. O öldü. Ona çok sinirliyim ben doğmadan ölmüş ve üvey babamla yaşamaya mahkumum. İçip içip geliyor. Küçükken geceleri hep döverdi ama şimdi cesaret bulamıyor. Sabaha doğru eve girer ve o kadınla (annemle) kavga edip, tekrar evi terk eder. Nereye mi gidiyo ? İşte bunu ben bile bilmiyorum. Annem den neden mi nefret ediyorum ? Üvey babam beni döverken sesini bile çıkartmazdı.
"Bıktım lan senden de kızından da siktirin artık başımdan." yine başladılar işte. Bazen ölmeyi çok istiyorum. Mesela tam da şuan.
"İçip içip gelmenden bıktım artık. Aptal herif!"
"Sen kime aptal diyorsun lan!?" hergün aynı olay. Neyse ki bu durumdan bir tek kurtarıcım var o da kulaklığım. Kulaklığımı çıkartıp en sesli müziklerden birini açtım ve dinlemeye başladım. Okul kıyafetlerimden lakosumu üstüme geçirip, altına kısa okul eteğimi geçirip, saçlarımı düzleştirdim. Hafif makyaj yapıp, çantamı aldım ve çıktım.
-----------
Kulaklığımla ilerlerken dalgınlık anıma geldi ve karşı yoldan süratle gelen lüks aracı farkedemedim. Sanırım eziliyorum. Kahretsin! Yolun ortasın da ne ileri gidiyorum ne geri şaşkınlıktan kalakaldım. Allahtan araba frene köklenince son anda kurtuldum. Ama biraz sarsıntı yaşadığım için yere kapaklandım. Arabadan biri inince hemen başladım mızmızlanmaya.
"Gerizekalı görmüyormusun koca beni!" dedim ki karşımdaki mucizeye ağzım açık kaldı. O ne lan öyle. Gerçek mi ?
"Bağırıp durma ufaklık senin için kötü olur."
"Ne yapıcaksın he ne yapıcaksın!? Ayrıca bana ufaklık diyemezsin! " sesimi biraz fazla yükselttim sanırım. Çünkü bakışları aşırı sert.
"Bakıyorum da dilin çok uzun senin dilini kesmemi istemiyorsan kes sesini!" diye bağırdı sinir fışkıran gözleriyle. Altıma edeceğim biraz daha bağırırsa.
"Bileğim burkuldu senin yüzünden bi yardım et." işte bu harikayım. Yumuşar inşallah.
"Seninle işim var neyse gel bakalım ufaklık." diyerek bir kolunu bacaklarımın altından diğerini de sırtım da hissettiğim an bir elimi boynuna doladım. Beni arabanın yan koltuğuna bir hışımla attı ve kendisi de bindi.
"Heyy nereye gidiyosun beni okuluma bırak."
"Hastahaneye gidiyoruz cadı." eyvah! şimdi yandım!
"Hayır, hayır! Ben iyiyim okuluma bırak beni."
"Sen bilirsin. Nerde bu okul tarif et. He bu arada.." dedi beni süzerek.
"Bacakların fazla güzel ufaklık. Ihm ama böyle dolaşırsan senin için iyi olamayabilir." ne olduğunu anlamadan bacaklarıma baktım. Aman allahım ! eteğim kıvrılmış! Oldukça kısa olan eteğim iç çamaşırıma kadar gelmiş! Rezil oldum!
"Sapık mısın sen ya!?"
"Açana bakarlar ufaklık." dedi ve göz kırptı. Uyuz!
"Uyuz!"
"Benimle doğru konuş." ufak bir kahkaha atıp hemen cevap verdim.
"Konuşmazsam ne olur!"
"Hiç iyi şeyler olmaz." dedi yine o sinirli bakışlarından atarak. Yol boyunca ben okulumu tarif ettim ve sonunda geldik. O da kapıdan inince hemen onun tarafına geçtim. Bu arada okuldakiler bize bakıyordu. Gördüler lüks arabayı ve ultra yakışıklıyı.
"Gitsene artık."
"Senin ayağın burkulmamışmıydı." al işte.
"Ihmm şey geçti bir anda sende git artık."
"Öyle olsun ufaklık. Bende burda okuyorum artık."
"Ne saçmalıyorsun be !?"
"Canım artık burda okumak istiyor. Ayrıca o ses seviyeni düzelt yoksa canın yanar."
"Seni almazlar buraya. Ayrıca zanginsin ne işin var burda."
"Seni ilgilendirmez. Şimdi çekil." diyerek omuzuma çarparak okula ilerledi. Bütün kızlar onu süzüyor kahretsin! İsmini sorarlarsa ne diyeceğim tanımıyorum mu ? Olmaz. Hemen yapışırlar. Aklıma gelen fikirle arkasından koştum.
"Heyy baksana! Adın, adını söylemedin." diye cırladım.
"Ne yapıcaksın ufaklık."
"Şeyy m-merak ettim"
"Kıvanç" dedi sakin olmak istercesine.
"Şimdi gidebilirmiyim cadı ?"
"Benimki de masal." dedim aceleyle.
"Merak etmiyorum ufaklık." dedi ve hızla ilerledi. Arkasından bakakalmak istemeden. Cırladım.
"Küstah! Hayvan!" anında arkasını dönüp yanıma geldi. Bileğimi sıkıca kavrayıp, okulun arka tarafına sürükledi. Kolum çok acıyordu. Gittikçe sıkıyordu. Morarmış bile olabilir. Etraftakiler bizi süzdü. Kıvanç birden duraksadı ve gürledi.
"Önünüze dönün!" herkes anında önüne döndü. Okulun arka tarafına gelince sırtım hızla duvara çarpıldı ve inledim. Canım çok yanmıştı.
"Bileğimi bı-bırakırmısın ç-çok a-acıyor" dedim kekeleyerek.
"Kes sesini!" diye gürlemesiyle gözlerim doldu. Ağlıyormuydum? Bana yaklaştı ve
"Sen kendini ne zannediyosun lan!? Benimle doğru konuş demedim mi sana!?"
"Ö-özür dilerim" dedim kısık sesimle.
"Canınını çok yakıcam ufaklık." dedi sakince. Bileğimi bıraktı ve hızla okula ilerledi. Yere çöktüm ve ağlamam hızlandı.
--------
Sonunda çıkış saati gelmiş ve eve doğru ilerlemeye başadım. Issız sokakta ilerlerken yanımda bir araba durdu. Bu bu kıvançtı! Arabadan inip hızla yanıma gelirken, koşmaya başladım. Daha hızlı masal! daha hızlı!
"Seni eninde sonunda yakalarım ufaklık ancak sen böyle yaptıkça sinirim artıyor! Ben olsam koşmama bir son verirdim!" Söyledikleri beni korkutsa da iş işten geçmişti duramazdım! Nefesim tıkanmaya başladı. Kahretsin astım olduğumu nasıl unuturum! Kolumda bir el hissedince duraksamak zorunda kaldım. Kahretsin!
"İşte şimdi sen bittin cadı!"
Öncelikle merhaba, bu benim ilk yazdığım hikaye, böyle şeylere çok meraklıyım ve sadece denemek istedim. Vote ve yorum gelirse devam edeceğim. -Multimedia masal-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ
RandomHerkesten nefret eden, kimseyi umursamayan, İnsanların canını acıtmaktan zevk alan bir serseri. Babası tarafından hayatı mahvedilen, annesinden istediği ilgiyi bulamayan, sevecen bir genç kız. Bu iki karakter karşılaşırsa neler olur ? ---------- "Be...