İnsanlara yaptığım değerin sevginin hiçbir şeyin karşılığını alamıyorum.
Sanki bir tek ben çabalıyorum, bir tek ben seviyorum gibi geliyor. Kısmen öyle aslında.
Bizi sevmeyen insanlar için kendimizi heba ettik çoğu zaman.
Kendimizi kandırdık hep, beynimizdekileri susturduk. Kalbimizin inanmak istediğine inandık.
O beni seviyor, o bana değer veriyor diye kandırdık her zaman.
Beklemedik hiçbir zaman ondan kötülük.
Beklemediğimiz için hatasında çok üzüldük.
Çünkü bunca zaman kendimizi boşuna kandırdık.
Bile bile kandırdık aslında. İnsan kalbine söz geçiremiyor. Ama onun hatasında anlıyor ki sen gözüne perde indiriyorsun o sevmediğini her zaman belli etmiş ama sen görmemişsin. Gözündeki perde kalkınca yaptıkları, dedikleri aklına bir bir gelince insan salak sanıyor kendini. Gözünün dibinde olanları görmezden gelmişsin bunca zaman.
Çoğu zaman suç insanın kendisindedir.
Ona o kozu sen veriyorsun aslında, o seni sevmediğini her halinden belli ettiği halde onu öylece kabulleniyorsun.
Bu aşkta da öyle arkadaşlıkta da.
Seninle öylesine vakit geçirmek için konuşan insanları pırlanta görüyoruz. Fakat bize değer veren insanları elimizin tersiyle yitiyoruz.
İnsan böyledir nerede istenmedi orada kalmak ister.
İnsanın bile bile kendini kandırması ateşe yürümek gibi. Sırf rengi güzel diye sıcaklığı güzel diye ateşe yürüyorsun aslında seni yakacağını biliyorsun fakat gözün onu görmüyor o an. Yanıncaya kadar.
Yanınca farkediyorsun ki bile bile yandın.
Sevmenin de sonucu böyle. Birinden birisi yanacak sonunda.
Ama sıcaklığı güzel, o yolda yürümek güzel.
Yolun sonu yanmakta olsa, kül olmakta olsa,
benim yolum hep senin yolundur.