Mi-rae'nin Gözünden
Kedim Leo kaybolmuştu. Saray'da çalışan kişilere bunu söylediğimde bana endişelenmememi, onu bulacakların söylediler. Onlarla birlikte Leo'yu aramaya başlamıştım. Saray'ın büyük bir bahçesi olduğu için onu bulmamız normalden iki kat daha zordu. Ama biz aramaya başladıktan birkaç dakika sonra bir yerlerden acı ama sessiz bir kedi inlemesi duydum. Çalışanlarda bu sesi duymuş olacakki sesin geldiği yere doğru gitmeye başladılar. Bende onların arkasından gidiyordum. Sesin geldiği yere vardığımızda Leo'yu yaralı bir şekilde bulmuştuk. Bu beni çok üzmüşdü. Çalışanlardan birkaçı içeri gidip küçük bir sedye getirdi. Çünkü Leo biraz fazla ağır bir kediydi ve taşınması oldukça zordu. Yaralı olduğu için taşınması daha zordu. Ama bir şekilde çalışanlar onu Saray'ın içindeki hayvan kliniğine kadar götürdüler. Hayvan kliniğine geldiğimizde onlara teşekkür ettim ve gidebileceklerini söyledim. Veterinerle Leo'nun durumu hakkında kısa bir süre konuştuktan sonra bana gidebileceğini, çünkü o kadar kötü yaralanmadığını ve yakında iyileşeceğini söyledi. Hayvan kliniğinden çıktım ve odama doğru yürümeye başladım. Yürürken bir yandanda düşünüyordum. Bu şey Leo'nun başına nasıl gelmişti ? Leo neden dışarı çıkmıştı ? Çünkü o genelde dışarı çıkmazdı. Saray'ın içinde gezinir bahçeye açılan kapıdan dışarıya bir adım atmazdı. Ama en önemli soru şuydu: Bunu ona kim yapmıştı ? Kafamdaki kötü düşünceleri unutmaya çalışıp odama girdim. Aklıma amcamın bana değiğ şey geldi. Akşama doğru biri gelecekti ve amcam bana beni neden burada tuttuğunu ve tam geçmişimi anlatacaktı. Merak ettiğim için yardımcılardan birini çağırıp hazırlanmama yardım etmesini istedim. Merak ediyordum çünkü hayatım boyunca Saray dışında hiç bir yere gitmemiştim. Bu Saray'da büyümüştüm ve büyük ihtimalle burada yaşlanacaktım. Ama ben küçüklüğümden beri Saray'ın dışını, diğer şehirleri, ülkeleri ve coğrafya dersinde gördüğüm o şirin kasabaları gezmek istiyordum. Ben bu şeyleri düşünürken saçımın yapımı bitmişti. Şapkamı da taktıktan sonra yardımcıya teşekkür ettim. O odadan çıktıktan sonra yatağıma oturup çocukluğumu düşündüm. Amcam dediğim adama ilk başta güvenmemiştim. Çünkü beni evlatlık olarak almamıştı. Ama bana yıllar sonra nedenini anlatacağını söylemiş ve söz vermişti. Acaba o gün bugün müydü ? Acaba neden onu evlatlık almamıştıda diğer ablalarını, abilerini ve kardeşlerini almıştı ? Bunları düşünürken kapı çaldı. Gir diye yanıtladığımda amcamın asistanı olan ve dilimizi pek iyi telaffuz edemeyen Alexis odama girdi. Bana amcamın beni beklediğini, onunla gelmemi söyledi. Başım sallayıp onun arkasından gitmeye başladım. Çok heyecanlıydım. Acaba ne olacaktı ? Odaya vardığımızda Alexis kapıyı hafifçe tıklattı. İçerden amcamın gir diyen sesini duyunca Alexis bana kapıyı açtı. İçeri girdiğimde amcama yine hergün olduğu gibi yakışıklı olduğunu söyledim. Amcam bana teşekkür etti ve asıl konuya geçmek istediğini söyledi. Bende merakla onu dinlediğimi söyledim. Amcam konuşmaya başladı " Mi-rae. Biliyorsunki yıllar önce verdiğim bir söz vardı. Sana seni neden burada tuttuğunu anlatacaktım. Değil mi ?". Ben evet anlamında başımı salladıktan sonra konuşmasına devam etti "Ama ilk önce seni biriyle tanıştırmak istiyorum. Sunwoo, oğlum; içeri gelebilirsin." İçeriye amcama benzeyen ama genç bir çocuk girdi. Amcam devam etti "Mi-rae tanıştırayım, bu benim oğlum ve Sunwoo tanıştırayım, bu Mi-rae. Buraya ikinizinde neden geldiği hakkında çok bir bilgisi yok." Sunwoo denilen çocuk söze atladı "Kedisini yaraladığım kız değil misin sen ? Seni kedini ararken gördüm ve bana doğru geliyordunuz. Bende kedini bırakıp kaçtım." O sırada ben ise hem şokta hemde kızgın bir şekilde düşünüyordum. Aslında son anda çalılıkların oradan bir ses duymuştum. Ama Saray'ın köpeği Sofi'nin yavrularından biridir diye umursamamamıştım. Çocuk konuşmaya devam etti "Senin burda ne işin var ? Babam beni İngiltere'den geldiğim için çağırdı sanıyordum ?". Ben hâlâ tek bir kelime söylemden şok bir şekilde dikiliyordum. Amcam araya girdi "Çocuklar, aslında ben sizleri hem bu konular için hemde başka bir konu için çağırmıştm. ". İkimizde şok bir şekilde amcama bakıyorduk. Acaba ne söyleyecekti ? Bu kadar önemli olan şey neydi ?
