Yasaklı - 2

75 11 102
                                    

Etrafımdaki hizmetliler üstümdeki tunik ve elbiseyi düzeltirken aynaya bakıp sırıtıyordum. Bugün düğün günümdü ne de olsa.

Kapıyı çalıp benim iznimi duymaya ihtiyaç duymadan içeri giren kişi Sam'di. Koyu yeşil takımının içinde çok şık olmuştu o da. Uzun saçlarını geriye yatırmıştı. Gülüp ''Düğünüm için bile mi saçını kestirmedin Sammy?'' dedim. Sam ''Rüyanda görürsün pislik.'' dedi. ''Hanımlar? Kardeşimle bana biraz izin verebilir misiniz?''

Yanımdakiler odayı terk ederken Sam gözlerini etrafında gezdirdi. ''Cas'in artık burada kalmadığı belli.'' Başımı salladım. Cas ve babam seferden döndükten sonra babam ''Nişanlıyken aynı odada kalamazsınız. Düğünden sonrasını bekleyin.'' demiş ve odalarımızı ayırmıştı, sanki bu bizi durdurabilirmiş gibi. Cas de son birkaç aydır koridorun sonundaki odada kalıyordu. Yani gece yarısı onun odasına kaçmam ya da onun bana gelmesi kolaydı.

Sam üstündekilere bakıp ''Bunu hayatımda bir kere diyeceğim tamam mı?'' dedi. Ukala bir şekilde gülümseyip ''Söyle hadi sürtük.'' dedim. Sam yutkunup ''Çok şık ve yakışıklı olmuşsun.'' dedi sonralara doğru öğürme sesi çıkartarak. ''Tamam. Babama sana iltifat ettiğimi söyle ki başımın etini yemeyi bıraksın.'' Gülüp başımı salladım.

Sam çıkınca odada yalnız kalmıştım. Aynaya geri dönüp kendimi izledim. Normalde prenslerin evlenirken takımlardan giymeleri gerekirdi ama kabul edelim, elbise bana daha çok yakışıyordu. Etrafımda dönüp eteğimi savurdum ve kıkırdadım. Cas takım giyeceğimi sanıyordu. Elbiseyi görünce şok olacaktı muhtemelen. Aynaya yaklaşıp yapılan makyajı inceledim.

Aynanın dibinde yüzümü incelerken arkadan belime sarılan kollarla irkildim. Cas çenesini omzuma koyarak "Herkesin görmesi için fazla güzel olmuşsun." diye fısıldadı. Ellerimi onun ellerinin üstüne koyup gülümsedim. "Damadı düğünden önce görmek şanssızlık getirmez mi?" Cas burnunu boynuma gömüp "Umurumda değil." dedi.

Ona dönmeye çalışınca Cas beni daha da sıkı tuttu. "Shush." Kıkırdayıp "Cas. Bizi bekliyorlar. Zaten burada olmaman gerekiyor. Hadi ama." dedim. Cas burnunu boynuma bastırıp "Biraz eğlenebilir miyiz? Lütfen. Seni çok özledim." dedi boğuk sesiyle. "Cas. Daha bu sabah yaptık." dedim şaşkınlıkla. Tamam gayet yakışıklı ve ateşliydim ama Cas gibi tanrı görünümlü bir adamda böyle bir etkimin olması çok saçmaydı.

Cas'e yaslanıp "Sana söz veriyorum. Düğünden sonra üç gün durmadan sevişeceğiz. Tamam mı?" dedim. Cas hmm'layıp "Anlaşmaya uygun gibi gözüküyor." dedi ve çene kemiğimi öptü. Gülümseyip "Tamam şimdi çekil üstümden ve git. Ben de geliyorum." dedim. Cas kaşlarını çatıp belimi bırakmadan "Asla. Sen gelmeden hayatta gelmem Dean, biliyorsun." dedi ve yüzüme baktı. Ona bakıp "Pisleşme yoksa düğün gecemizde seks yapamazsın." dedim. Cas tek kaşını kaldırdı. "O zaman üstte olma şansını kaybedersin."

İkimiz de susup inatlaşırken "Dean telaşlanma canım ama sanırım ağabeyim düğünden kaçmış ola- Buradasın. Tabi ki de buradasın! Biz her yerde seni arayalım, sen nişanlının kıçının dibine git seni yalnız bıraktığımız anda!" diye bir ses gelmişti arkamızdan. Cas ellerini hala belimden çekmeden sadece başıyla kapıya baktı. "Meg. Kapa çeneni."

Meg bir hanımefendiye uygun olmayan bir el hareketi yapıp "Herkes sizi bekliyor. Yeter edin bakışmanızı." dedi ve odamdan çıktı. Cas'in dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp dikkat dağınıklığından yararlanarak kollarından çıktım. "Hadi. Evlenmemiz lazım."

***

Kendimi Cas'in yanına attığımda nefes nefeseydim. Cas de nefesini düzene sokunca dirseğinden destek alıp doğruldu ve yanağını avcuna dayadı. "Çok ateşliydin bebeğim." Başımı sallayıp tavana bakmaya devam ettim. "Sen de... Hey Cas. Bak sakın yanlış anlama... sen, mükemmeldin- yani, siktir bu çok çok çok güzeldi tamam mı?" Cas biraz daha doğrulup yüzündeki gülümsemeyi silerek bana baktı. Ben de devam ettim. "Ama ben bir daha üstte olmasam olur mu? Altta olmayı daha çok sevdim."

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin