Pazartesi günü..
Ben yine okula gitmek yerine dolaşma kararı aldım
Aslında dün gece kötü şeyler olmuştu
Kafamdaki çığlık sesleri ve
Kalbimdeki sessizlik uyuşmuyordu
Bu kez mezarlığa gittim
Oradaki toprak kokusu kadar Huzur veren bir şey yoktu..
Bir bebek mezarının başında oturdum saatlerce yazdım konuştum ağladım
Ve hissettim
Keşke onun yerine ben ölseydim dedim
O yaşamayı benden daha çok isterdi belki
Acı çekiyorum allahım
Kollarını aç diye sessizce haykırdım orada
Aklıma bir fikir gelmişti o an
Sildim göz yaşlarımı
Mezarlıktan çıkmak için biraz yürümem gerektiBir çiçekçi bulmak için telefonumdan navigasyonu açtım en yakın çiçekçiye gittim
Biriktirdiğim tüm paramla misss kokulu çiçekler aldım hemde saksıda🤍
Alır almaz koşarak mezarlığın yolunu tuttum
Nefes nefeseydim
Oradaki bir çok mezarlığı suladım ve başladım ekmeye
Ağlaya ağlaya ektim o çiçekleri ama mutluluktan ağladım çünkü onların mezarı kurumuştu biraz da olsa güzelleştirdiğim için mutluydum
Bitmek üzereydi ve çok yorulmuştum
Ben kalbimi seviyordum fakat içindeki sesler beni öldürüyordu öldürecekti
Bana sorarsalar
Mutluluk tam olarak bu
Orada kendimi hayal bile etmiştim
Biri benim toprağıma çiçek ekse üstelik beni tanımayan biri
Bunu hayal edecek kadar mutluluğa ihtiyacım varmış meğer
Benim için mutluluk kelimesi de bunlardan ibaret..