3. bölüm

799 36 15
                                    

*flashback son*

cellat: gerçekten sana bu kadar kötümü davranıyordu?

ceren: yok cellat iyi davranıyor ama benim işim gücüm yok sana yalan söylüyorum

cellat: ne kadar kötüymüş nasıl kıyıpta vurmuş sana

ceren: böyle işte ee sende anlat bakalım

cellat: neyi ?

ceren: yer mi ? değişiyoruz

(gülüşürler)

ceren: neyi olacak hayatını ben anlattım sende anlat

cellat: he anladım bak şimdi ben 18 yaşındayım annem ve babam yok ben küçükken kaybolmuş dışarda oyun oynarken sonra ben bir yerde düşmüşüm kafam yaralanmış sonra beni bir tane kadın bulmuş annemlere haber verilmiş annemlere kafam yaralandı diye telaş yapıp arabayla hız yapınca trafik kazası geçirmişler sonrada vefat etmişler

ceren: ee, sen bu zamana kadar yetimhanede mi kaldın ?

cellat: yok hani beni bir tane kadın bulmuş dedim ya hatice abla çocukluğumdan beri bana bakmış çok iyi biri o beni bulduğu zamanlarda hamileymiş hem çocuğunu hem eşini kaybetmiş sonra beni bulunca sanki ona ben hediye gibi gönderilmişim yani sanki ona öyle gelmiş

ceren: ne güzel peki şuan kimle yaşıyorsun yani hatice abla nerede ?

cellat: hatice abla ve ben birlikte yaşıyoruz yani ben üniversiteye geçene kadar geçtikten sonra tek yaşayacağım.

ceren: güzel konuşmamız bittiğine göre bir daha görüşmemek üzere söz verdiğin gibi peşimi bırakacaksın tamam mı ?

cellat: off tamam

ceren: görüşürüz he bu arada bu anlattıklarımı ne sevgilin cemreden nede bir başkasından duymak istemiyorum.

cellat: tamam

(ceren gider)

cellat: ben senin peşini nasıl bırakayım ceylanım

(şarkı): sezen aksu-yalnızca sitem

(bu arada ceren isminin anlamı ceylan)

ceren ve cellat okula gider ve teneffüs zili çalar herkes sınıfına geçer

cemre: hayatım hoş geldin gel yanıma

*cellat cemrenin yanına oturur*

cellat: cemre benim senle konuşmam gereken bir şey var

cemre: neymiş konuş bakalım

cellat: şey c-cemre ben senden..

cemre: ayrılmak mı istiyorsun ?

cellat: evet ama bak cemre dostça ayrı...

cemre: aslında bende uzun zamandır sana bunu söylemek istiyordum

cellat: ayrılmak istediğini mi ?

cemre. evet ama söyleyemedim

cellat: peki ya neden söyleyemedin ?

cemre: ya ben söyleyemedim çünkü..

cellat. çünkü ne ?

cemre: çünkü sen zaten zor zamanlar geçiriyorsun bide buna üzülürsün diye düşündüm

cellat: teşekkürler bu güzel düşüncen için ARKADAŞIZ ! o zaman bundan sonra

cemre: ARKADAŞIZ !

(hoca gelir)

hoca: evet çocuklar oturabilirsiniz bugün yeni bir öğrencimiz geliyor

berke: hocam kızdır inşallah

cellat. ayıya bak ya

berke. sanane oğlum

cellat: bak bana sanane falan deme..

hoca: heyy sessiz olun

cellat: seninle teneffüste görüşeceğiz berke efendi

hoca: her neyse buse gel kızım

(buse gelir)

buse: nereye oturayım hocam

hoca: sen gelmişken oturma düzenini değiştireyim

yaren kızım sen berke'nin yanına geç

berke: off hocam ya

hoca: hocaya oflanmaz berke hadi yaren hadi kızım

(yaren eşyalarını alır ve berke'nin yanına geçer)

ceren o sırada dışarıyı izliyordur

hoca: ceren kızım sende cellatın yanına geç cemre sende kürşatın yanına geç heyy ceren sana diyorum

ceren: hehh efendim hocam

hoca: burdamısın aceba hangi dünyadasın cellatın yanına geç diyorum

ceren: niye

hocam: hayy Allahım kızım yer düzeni yapıyoruz ya

ceren: hee anladım hocam ben tek otursam

hoca: hayır ceren bir daha demiyeceğim cellatın yanına geç

cellat: ceren gel işte uzatma

ceren: uff tamam ya

*ceren cellatın yanına geçer*

hoca: yiğit oğlum sen tek oturuyorsun zaten buse sen yiğitin yanına geç

buse: tamam hocam

mehmet: hocam ben tek oturabilirmiyim

hoca: tamam mehmetciğim

ceren: hocam ben istediğimde neden izin vermediniz

hoca: kızım mehmetin oturduğu sıraya yemekleri anca kendi anca sığar

*gülüşürler*

her neyse oturma düzeni bu şekilde olur.

ceren & cellat buse & yiğit

mehmet & boş cemre & kürşat

yaren & berke merve & boş

bugünlük bu kadardı eğer oy yükselmezse bitiririm hikayeyi.

karanlık aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin