ISABEL'İN AĞZINDAN
hayatım harika ilerliyordu taaki sürtük brooklyn'nin sesini duyana kadar "aşkım ben çok yoruldum hadi eve gidelim" dedi ne yani brooklyn ve hanry aynı evde mi yaşıyorlardı arkasından hanry konuştu "tamam hayatım gidelim" dedi brooklyn de "hadi sende artık evine git ısabelle" dedi ben daha bir şey demeden hanry konuştu "saçmalama brooklyn bu güzellikte gencecik bir kızı sokakta mı bırakacağız piskopata bağlattırma şimdi beni eğer sende istersen ısabel seni ben bırakayım" dedi gerçekten hanry benim yerime brooklyn'nin ağzının payını vermişti bende "tabiki de gelirim senin piskopata bağlamanı istemeyiz dimi" dedim hanry ilk önce brooklyni bıraktı sonra da beni tam iniyordumki bileğimi bir el tuttu ki o elin kime ait olacağını tahmin etmişsinizdir hanry "ben seni evine kadar bırakıyorum sen ise bana böyle mi teşekkür ediyorsun bir öpücük isterim ama" dedi hem utanmıştım hem de sinirlendim "her yardımından sonra benden böyle şeyler isteyeceksen hiç yardım etme çünkü ben o sürtük kızlardan biri değilim" dedim ağzının payını verdiğimi düşünüyorum o da bana "senin hakkında hiç bi zaman öyle düşünmedim sadece küçük masum bir öpücük istedim istemiyorsan yapmayabilirsin görüşürüz" dedi gerçekten üzülmüştü yani küçük bir öpücükten ne olurki hemen yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve koşarak eve girdim gerçekten çok fazla utanmıştım yüzümde aptal bir gülümseme vardı ve kalbim yerinden çıkacakmış gibisine atıyordu hemen üsütümü değiştirdim pembe pijamalarımı giydim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
HANRY'NİN AĞZINDAN
ısabelden bir öpücük kaptım ona karşı hisettiklerim çok garip bilmiyorum onun o gülümsemesi herşeyi unutmama yetiyordu brooklyne karşı bile böyle bir duygu beslememiştim hiçbir kıza karşı beslemedim yoksa bu duygu AŞK'mı hayır ya ne saçmalıyorum ben koca hanry watarson küçük ısabel'e mi aşık olacak hayatta olmaz.
ISABEL'İN AĞZINDAN
sabah uyandığım da bile yüzümdeki o gülümseme gitmemişti saat 8:30 nee hayır kahretsin geç kaldım hemen üstüme beyaz üstünde smile yazan bir t-shirt onun üsütüne de kot ceket altınada kot pantolon ayakkabı olarakta beyaz supra giyidm saçlarımda açıktı otobüsü beklemeye zaman yoktu bir şeyler yapmam lazımdı tabi ya hanry hemen hanryi aradım beni gelip almasını istedim hiç uzatmadan kabul etti okulda onun arabasından indiğimde herkes bizee bakıyordu anlamamıştım sonra arkamdan hanry kolunu omuzuma attı bende tepki göstererek " ne yapıyorsun hanry" dedim o da "şşt sadece gülümse" dedi ve karşıdaki brooklyn bize pis pis bakıyordu neden yanımıza gelmedi anlamdım galiba ayrılmışlardı ama bu iyi birşey benim açımdan öyle hanry ile ben sınıfa sarılarak girdiğimizde herkesin gözü üstümüzdeydi molly sevinçle geldi ve dediki "vayy ısabel sonunda istediğini başardın" dedi ben çok utandım molly'i o anda boğarak öldürmek istedim ama yapamazdım en yakın arkadaşımdı "ne saçmalıyorsun sen molly ısabel ve ben mi mümkün değil" dedi hanry işte ben o zaman orda yıkılmıştım hanry arkadaşlarının yanına gitti ben lavaboya gittim ve hüngür hüngür ağlıyordum molly de arkamdan geldi beni teselli ediyordu kapının açılmasıyla ikimizde birden sustuk brooklyn'di yanıma yaklaştı ve kulağıma "noldu hanry senidemi terk etti bak ufaklık hanry bir kızda kalır o da benim okulda sana sarılmasının nedeni beni kıskandırmak istemesiydi" diye fısıldadı aslında doğru olabilirdi bu beni daha çok üzdü ve göz yaşlarım arttı brooklyn de pis pis gülerek dışarıya çıktı hayatımın en kötü günü.
HANRY'NİN AĞZINDAN
sınıfta molly'e öyle dememin sebebi ısabel'i üzmek istememem çünkü ben her çıktığım kızı üzerim şu anda bir yerde ağladığına eminim ve içim pek rahat değil acaba gidip baksammı ama bu uygunsuz olur ona bunları dedikten sonra gidip kızı teselli mi ediceğim saçmalık.